Lova
Toplantı odasında sözde misafirlerimizi beklerken Niall son derece gergindi. Elini yanağına koymuş, tek bacağını sallarken sessizdi. Terfi aldığından beri önceki yılların projelerinin ve bilançolarının raporlarını eve getirip sabaha kadar çalışıyordu. Çok yorgundu bu nedenle. Üstüne de düşünmesi gereken bir dava vardı. Kısaca Niall'ın son iki haftası tamamen işle geçmişti.
Elimi salladığı bacağına koyduğumda sallamayı bırakıp bana baktı. Gülümsedim. "Benim yerime sen katılsan olur mu? Onun yüzünü görmek istemiyorum." dediğinde yüzümdeki gülümseme soldu. "Canım, bugün onun karşısında güçlü durmazsak o kendini haklı sanmaya devam edecek. Lütfen biraz rahatla, söyledikleri doğru değil ve davayı kazanması imkansız." dedim. Başını salladı ve elimi tutup öptü.
Niamh toplantı odasına girip "Bayan Walsh ve avukatı geldiler." dediğinde Niall içeri gelmelerini söyledi. Avukat Garcia, Niall ve ben; üçümüz de karşılamak için ayağa kalkmadık. İçeri Audrina ve filmlerden fırlamış gibi duran bir avukat girdiğinde hepimiz tepkisizdik. Avukatı muhtemelen Laura Dern'in Oscar'lık performansından etkilenmişti, aynı onun gibi görünüyordu.
Avukatlar kendilerini tanıttı. Birkaç saniyelik bir sessizlik oldu sonra. O sırada Audrina beni göstererek "Bu kadının burada olmasını istemiyorum." dedi. Niall güldü, biraz önceki gerginliğini çok iyi perdelemişti. "Lova'nın burada olmasından rahatsızsan sen çıkabilirsin." dedi. Audrina dudaklarını büzdü, "Evliliğimi bitiren kadınla aynı ortamda olmak istemiyorum." dedi ağlamaklı bir tonla. Avukat Sykes, yani Audrina'nın avukatı, "Sizi dışarı almamız daha uygun olacak. Davacı ve davalının dışında birilerinin olması pek uygundur değil." dedi. Avukat Garcia "Görüşmeyi Bayan Karlsson odadayken sürdürmek istemiyorsanız görüşme bizim için bitmiştir. Çünkü Bay Horan aksi takdirde görüşme yapmak istemiyor." dediğinde kabul etmek zorunda kaldılar.
Audrina'nın iddialarını avukatı teker teker sıralarken Niall sadece sinirden gülüyordu. Sıra şiddet iddialarına geldiğinde Niall'ın gülüşü bitmiş, sadece siniri kalmıştı. "Evliliğimize değer vermediğini anlıyorum, beni sevmediğini de anlıyorum ama nasıl sana vurduğumu iddia edersin? Hiç mi vicdanın sızlamıyor senin? Hiç mi kendine sormuyorsun ben bu adamın hayatını zaten mahvettim, neden hala onunla uğraşıyorum diye? İspatlayamayacağın iddiaları mahkeme de reddettiğinde sana karşı o astronomik miktarlı tazminat davalarından açmayacağımı mı sanıyorsun?" dedi sinirle. Koluna elimi koyup onu sakinleştirmeye çalıştım. Audrina yeniden ağlamaklı oldu. Bana dönüp "Sana da yaptı mı aynılarını? Birine anlatma diye seni tehdit ediyorsa bana güvenebilirsin. Sen benim evliliğimi bitirdin ama beni bu adamdan kurtarmış sayılırsın, sana yardım edebilirim." dediğinde sinirlerim iyice bozuldu. Önümdeki su şişesini açıp hızlı hızlı içmeye başladım.
Niall "Seninle anlaşmaya çalışmak imkansız. Ne kadar istiyorsun davadan vazgeçmek için?" dedi hemen sonra. Avukat Sykes "Yirmi milyon pound." dediğinde Niall güldü. O sırada telaşlanan Avukat Garcia "Bay Horan, eğer şimdi uzlaşmaya giderseniz iddiaları kabul etmiş sayılırsınız." dedi. Niall da "Biliyorum. Zaten uzlaşmayı kabul etmiyorum. Mahkemeye çıkacağız. Aptal iddialarını ispatlamanın bir yolu yok çünkü hiçbiri gerçek değil. Eğer sabırsız olmasaydın ve tabii beni sevseydin şu ana kadar senin için kırk milyondan daha fazlasını harcamıştım. Ama şimdi sana ve yalanlarına katlanacak sabrım ve verecek param yok. Gerisini kendin düşün. Kaybedeceğini bildiğin bir davaya girmeyi sen kabul ediyor musun?" dedi. Kıvrak zekasına bir kez daha hayran kalmıştım. Söyledikleri Audrina'yı düşündürmüştü ve bu ağacı içten çürüttüğünün belirtisiydi.
"Bize bir oda verebilir misiniz? Birkaç dakika konuşmak istiyoruz." dedi Audrina. Niamh önderliğinde ikisi de çıktı. Niall'a yumruğumu uzattım, o da uzatıp çarpıştırdı. "Karşı taraf iddialarını geri çekerse siz davadan vaz mı geçeceksiniz?" diye sordu Avukat Garcia. "Muhtemelen. Benimle uğraşmaması gerektiğini anlamış olur." diye cevapladı Niall.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Girl With The Snake Tattoo
FanfictionNiall bir hırsız değildi. Takip ettiği yalnız kadınların evine gecenin bir yarısında giren bir sapık hiç olamazdı. Lova ise sadece uyuyordu. Tek suçu ona çok sıcak gelen Londra havasında kliması bozulduğu için evinin tüm camlarını açmaktı. Ve bazen...