9

869 74 34
                                    

Medya: Clarke 🤤

Polis her zaman çok canlıydı. Aradan 1 hafta geçmiş, Azgeda'dan ses çıkmıyordu. Trikru Clarke'ın yakaladığı Azgeda savaşçısının cezasını kesmişti. Onun aldığı her can için vücuduna bir kesik atılmış, ve en sonda da Lexa onu kılıcıyla öldürmüştü. En son ceset yakılmıştı. Octavia ve Clarke odalarından aynı anda çıktılar.

"Nereye?" Clarke sordu.

"Indra ile çalışacağız." Tebessüm etti ve hançerini elinde çevirdi. "Sen?"

"Gezineceğim biraz."

"Tamam, görüşürüz."

"Görüşürüz."

**

Clarke ormanın temiz havasını ciğerlerine doldurup derin bir nefes verdi. Arkasından birinin onun ağzını kapamasıyla kalbi hızlandı. Boğazındaki soğukluğu hissetti, baktığında işe bıçağın boynuna dayanmış olduğunu fark etti.

"Çırpınma. Trikru musun?"

Clarke olumsuz anlamda kafasını salladı.

"Şimdi elimi çekeceğim ve hangi klandan olduğunu söyleyeceksin."

Clarke kıpırdamadı. Adam yavaşça elini çekti. Bıçak hâlâ Clarke'ın boğazına dayalıydı. Clarke hızlı bir hamleyle adamın kolunu tutup ters çevirdi ve yere düşen bıçağı alıp adama döndü. Adamla birkaç saniye bakıştılar.

"Sen herkesin konuştuğu gökten gelen kızsın. Skaikru! Trikru'nun yeni ittifağı!" Clarke ufak bir tebessüm etti. Adam ona saldırınca dövüş başlamıştı. Clarke yediği yumruktan sonra hızlıca toparlanıp düşürdüğü bıçağa koştu. Adam ondan önce davranıp bıçağı aldı. Clarke ellerini yavaşça kaldırdı, hâlâ tek kelime konuşmamıştı. Adam bıçakla birlikte ona yürümeye başladı. Çalılardan gelen ses ile çalıya döndü. Clarke bunu fırsat bilerek kolunu tuttu ve sert bir yumruk attı. Bıçak düşmemişti. Adam Clarke'a tekrar dönüp elindeki bıçağı sımsıkı tutarak Clarke'ı kolundan tuttu ve Clarke'ın kafasına bir çuval geçirip ellerini bağladı. Tam yürümeye başlamışlardı ki arkalarından bir ses geldi ve yere düştüler. Adamın seslerinden dayak yediği anlaşılıyordu. Bağlı elleriyle çuvalı kafasından çekti.

"Lincoln!"

Adam kaçmaya başladı ve Lincoln peşinden koşturmaya başladı. Clarke kendini yere attı ve patlayan dudağındaki kanı koluna sildi. Lincoln birkaç dakika içinde geri döndü.

"Roan. Azgeda prensi." Lincoln kısaca açıkladı. "İyi misin?"

"Evet. Yumruklaştık sadece."

Lincoln Clarke'ın karnına baktı. "Emin misin?"

Clarke Lincoln'ın baktığı yere baktı. "Ne ara oldu bu?" Oflayarak tişörtünü sıyıydı. Yarayı görünce acısını hissetmeye başlamıştı. "Sadece sıyırmış, sorun yok."

"Polis'e dönelim. Hekimler kontrol eder." Clarke kafa salladı ve Lincoln ile birlikte yürümeye başladılar.

"Octavia ve Indra sürekli çalışıyorlar. Octavia çok gelişti, onları gördün mü?"

"Hayır." Lincoln yalan söyledi. Tabii ki görmüştü.

"Octavia buraya bayıldı. Bıraksam sonsuza kadar burada yaşayabilir." Clarke güldü.

Lincoln'da güldü. Yürümeye devam ettiler. Polis'e girdiler ve yürümeye devam ettiler. Clarke yine etrafa bakınıyordu. Lincoln bir anda durunca önce ona sonra önüne baktı.

May we meet again | Clexa #TheWattys2021Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin