16

741 72 20
                                    

"Bu akşamdan sonra Skaikru'dan bahsederken halkımız diyebiliriz."

Clarke tebessüm etti. "Tamam. Halkımız."

"Skaikru 13. klan olduğunda Skaikrudan birinin elçi olarak Polis'e yerleşmesi gerekiyor."

Clarke gözlerini kırpıştırdı. "Bunu bilmiyordum."

"Sorun olur mu? Yani sizden birinin burda kalması."

"Hayır. Olmaz. Diğerleriyle konuşurum."

"Ayrıca liderin vücudunda koalisyonun sembolünü taşıması gerek."

"Tamam."

"Kıyafetlerini yollatacağım."

Bekçi kapıya 2 kez vurdu. "Kom op." (Gel.)

Bekçiler kapıyı açtı ve Titus içeri girdi. "Tören için hazırlıklara başlamamız gerekiyor. Tabii, kararınız değişmediyse."

Lexa ayağa kalktı. "Değişmedi. Hazırlıklara başlayın."

Titus Clarke'a döndü. "Clarke. Biz bi' özel konuşabilir miyiz? Yani müsaade edersen.."

"Tabii." Clarke kapıya doğru adımladı ve çıktı. Annesi ve diğerleri ile konuşmak için kuleden ayrıldı.

Lexa Titus'a döndü. "Tavsiyelerine uydum. Merak etme. Bu seçim Clarke ile alakalı değil. Bunu beynimle yaptım. Kalbimle değil."

"Sana güveniyorum Lexa. Sen şu ana kadarki en başarılı komutansın. Genç yaşında çok büyük işler yaptın. Ve evet, koalisyon bunların başında gelir. Barış sağlandı. Tabii pürüzler de oluyor. Umarım dediğin gibi, bu seçimi komutanların ruhları eşliğinde beyninle yapmışsındır."

Lexa kapıya doğru yürürken konuştu. "2 saate tören için geleceğim o zamana kadar rahatsız edilmek istemiyorum. Kıyafetini Clarke'a yollayın. Sembolü o taşıyacak. Skaikru'nun lideri o." Titus onayladı ve Lexa oradan ayrılıp kendi odasına gitti.

Bellamy ayakta dikilmiş, kollarını birbirine bağlamış Octavia'nın dövüşmesini izliyordu. Onun arkasında Abby, Raven ve Kane oturuyordu. Raven fıldır fıldır olan gözleriyle etrafı incelerken Abby ve Kane sohbet ediyordu. Clarke kuleden çıktı ve diğerlerinin yanına gelip oturdu.

"Griffin! Seni görmek mümkün oluyor muydu? Buralarda baya meşgulsün." Raven dalga geçti.

"Reyes, sen biraz sıkıldın galiba?"

Raven sırıttı ve Clarke gülüp diğer tarafa döndü. "Bell, gel bir şey anlatmam lazım."

"Octavia'yı da çağırmaya ne dersin?"

"Kızı bırak çalışsın işte."

"Ne ara öğrendi böyle dövüşmeyi?"

"Belki bunu onunla konuşmalısın?"

"Çağırırsan, senden sonra bende onunla konuşurum."

"Neden sen çağırmıyorsun?"

"Şu hocası mıdır nedir başında duran kişi öldürecek gibi bakıyor. Senin en azından dokunulmazlığın var." Clarke'a döndü. "Lexa tarafından."

"Hepimizin dokunulmazlığı var. Koalisyona katılıyoruz."

"Ama henüz katılmadık."

Clarke pes edip ayağa kalktı. "Indra, na ai teik Okteivia? Jos gon e tika." (Indra, Octavia'yı alabilir miyim? Kısa süreliğine.)

"Tanrım.. Bu dili öğrenmek istiyorum." Raven konuştu.

"Ait. Ba make em snap." (Tamam. Hızlı olun.) Indra Octavia'ya onay verdi ve Octavia Clarke ve diğerlerinin yanına geldi.

"Ne oldu?"

"Konu-"

"Birazdan Bell. Şimdi konuşmamız gereken bir şey var."

"Ne?" Abby merakla kızına baktı.

"Koalisyona katılıp 13. Klan olduğumuzda birinin elçi olarak burda, kulede kalması gerekiyor."

"Octavia kalsın burda çok mutlu gibi gözüküyor." Bellamy umursamazca konuştu.

"Ne şimdi bu?" Octavia Bellamy'e baktı.

"Ne ara öğrendin bu hareketleri?"

"Ne yapacaktım Bell? Oturup diğeriyle dikiş mi yapacaktım? Ben buyum. Sonunda kendim gibi hissediyorum."

"Hayır bu sen değ-"

"Evet bu benim. Hayatıma karışmayı kes. Neden burda olduğunu biliyoruz. Yine hayatıma karışmak için suçlu olmamana rağmen o lanet gemiye atladın. Ne yani kendini tehlikeye atarak beni mi savunuyorsun? Senin korumana ihtiyacım yok."

Bellamy cevap verecekken Clarke durdurdu. "Tören 2 saat sonra. Bu tartışmayı sonra yapsanız ve buna karar versek?"

"Chon na pak au the memon?" Octavia Clarke'a döndü. (Sembolü kim taşıyacak?)

"Ah, yine başladılar." Diğerleri bir şey anlamasa da ikiliyi dinlemeye başladı.

"Ai." (Ben.)

"Laik yu get klin? ai nami, do yu get in how em?" (Emin misin? Yani daha nasıl olduğunu bile bilmiyoruz.)

"Sha. Ai nou gifa in ha em don gran op hir. Osir na ai op." (Evet. Nasıl işlediği umrumda değil. Göreceğiz.)

"Ait, chit na kom au nau?" (Ne yapacağız?)

"Bizde buradayız." Bellamy bıkkın bir şekilde konuştu.

Clarke derin bir nefes aldı. "Polis de ben kalacağım."

May we meet again | Clexa #TheWattys2021Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin