21

721 69 53
                                    

Lexa giyindikten sonra ikili Lexa'nın odasından çıktılar. Kapı sesiyle koridorun öbür ucuna döndüler ve ikiliye bakan Abby'i gördüler. "Günaydın." Clarke tebessüm etti.

"Günaydın?"

Clarke annesinin ona olan bakışlarını ve günaydın derken ki ses tonuna anlam veremedi. Sonradan sabahın köründe Lexa'nın odasından çıktığını fark etti.

"Reapera gidiyoruz. Gel hadi!" Clarke konuyu değiştirdi.

"Tamam." Abby de onlara katıldı ve zindana doğru gittiler. Lexa yine sessizce soğuk yüz ifadesiyle halkını selamlıyor, Clarke bir Lexa'ya bir Clarke'a bakan Abby'e kısa bakışlar atıyordu. Gergin dakikalar sonunda bitti ve zindana vardılar. Lexa'nın emriyle gardiyanlar yolu açtı ve üçlü içeri girdi. Abby baygın yatan Reaperın yanına hızla gitti ve nabzını kontrol etti.

"Yaşıyor."

"Neden baygın?" Lexa sordu.

"İlaç bağımlılık yapıyor ve bu yüzden ilaca ihtiyaç duyuyor olmalı. Uyandırmayı deneyelim."

"Siz uzak durun." Clarke ve Abby'e baktı. "Ne olacağı belli olmaz." Gardiyanları çağırdı ve gardiyanlar Reaperı zar zor da olsa uyandırdılar. Adam çok halsizdi. Yavaşça gözlerini açıp sessizce konuştu. "Weron laik ai?" (Nerdeyim ben?) Lexa'nın gözleri kocaman büyüdü. Gerçekten işe yaramıştı! İşe yarayacağına içten içe inanmıyordu ama işe yaramıştı.

"İşe yaradı!" Clarke annesine sarıldı. Lexa gardiyanlara döndü. "Elçileri taht odasına toplayın." Ve hızlıca oradan ayrıldı.

"Anne benimde toplantıya gitmem lazım."

"Hızlı ol." Gülümsedi.

**

"Evet. Yarın güneşin doğmasıyla yola çıkıyoruz. Reaperları öldürmek yerine bayıltacağız sadece."

Her şey hazırdı. Lexa ayağa kalktı. "Jus drein jus daun." Tüm elçiler "Jus drein jus daun!" Diye bağırmaya başladı ve toplantı bittikten sonra herkes ordularını toplamak için gitti.

"Arkadia'ya gidip orduyla geleceğim." Clarke kısa sessizlikten sonra konuştu.

"Tamam. Dönerken Trikru ordusunu da alın."

"Onlar hâlâ orda mı?"

"Evet. Zaten en çok bu zamanda lazımlardı."

Clarke tebessüm etti ve ayağa kalktı. "O zaman yarın sabah görüşürüz." Taht odasından çıktı ve hızlıca Abby'i buldu. "Hadi, gidiyoruz."

"Nereye?"

"Arkadia'ya! Savaş başlıyor. Orduyu alıp buraya döneceğim ve sonra kaçırılan herkesi sapasağlam getireceğim." Öldürülen Skaikru insanlarından sonra tekrar 57 tane Skaikru kaçırılmıştı.

"Sende mi savaşacaksın?"

"Ben geri saflarda duracağım merak etme." Yalan söyledi. Kendisi Lexa ile birlikte orta saflarda duracak ve yedek plan devreye girerse diye hazırlıklı olacaktı.

**

Arkadia'yı gören Clarke tebessüm etti. "Uzun zaman olmuştu."

Bellamy, Raven ve Octavia kapıda bekliyordu. Clarke attan indi.

"Her şey hazır değil mi?"

"Kendi gözlerinle gör." Bellamy'nin verdiği işaretle kapı açıldı ve büyük bir ordu bekliyordu.

"Mükemmel! Raven?"

Raven üstünde tek bir tuş olan kumanda verdi. "Bu bebek sistemi hackleyecek ve radar dahil tim sistemler etkisiz hale geçecek. Ben onun işlemlerini burdaki bilgisayardan kontrol edip sana bir sorun çıkarsa bildireceğim."

"Mükemmelsin!"

"Bende savaşacağım." Octavia konuştu.

"Octavia. O kadar eğitim almadın. Bunu riske atamayız."

"Emin olma." Lincoln arkadan gelince Clarke'ın gözleri büyüdü.

"Bir dakika. Sen ne arıyorsun burda?!"

"Lincoln benimle buraya gelip beni eğitmeye devam etti."

"Vay be.. Tamam o zaman. Ama arka saflardasın."

"Ona Indra karar verir."

Bellamy ellerini çırptı. "Dağılın ve yarın için iyice dinlenin! Gece yola çıkıyorsunuz!" Ordu yavaş yavaş dağılmaya başladı.

May we meet again | Clexa #TheWattys2021Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin