19

700 76 10
                                    

[Bir sonraki kitap Clexa kitabı olacak Clexa daha fazla istendi ✌🏻]

Masanın etrafında 13 elçi ve Heda toplanmış Weather Dağının haritasına bakıyordu. Podakru elçisi elini masaya vurdu. "Sadece gidip dümdüz saldıralım işte! Neyi düşünüyoruz ki?!"

Clarke cevap verdi. "Örtüden haberin yok galiba? Soluduğumuz gibi bizi öldüren gazı."

"Dikkatlerini farklı yöne çeksek bile yine tek bir tuşla hepimizi öldürebilirler." Lexa düşünceli bir şekilde konuştu.

Clarke masaya ellerini koydu ve kafasını eğip gözlerini kapattı. Düşünüyordu.

"İçeriden kontrol edildiğine eminiz değil mi?"

"Evet. Yani başka nasıl olabilir ki?"

"Eğer.." Clarke kafasını kaldırdı ve Lexa'ya baktı. "Eğer tüm ordunun üstüne yürüdüklerini öğrenirlerse bütün odakları bu olacaktır."

"Evet?"

"Bu sırada biri içeri sızsa?"

"Nasıl sızacak? Radar sistemleri mutlaka vardır." Clarke cevap verdi.

"Aslında elimizde bir bilgi var." Yujleda elçisi konuştu. "Savaşçılarım bir dağ insanını yakaladı. Ve çantasından bunlar çıktı." Masaya birkaç fotoğraf attı. Clarke ve Lexa Polis ve Tondc'de konuşurken fotoğraflanmış, ve Clarke yuvarlak içine alınmıştı. Lexa'ya ok çıkarıp "Komutan" yazmışlardı. Lexa elindeki fotoğraflara birkaç saniye baktı.

"Konuşmuyor mu? Yakaladığınız adam."

"Kendini öldürdü."

"Ne var ki fotoğraflarda?" Clarke Lexa'nın yanına gelip fotoğraflara baktı.

"Bu mükemmel bir fırsat! Eğer beni yakalarlarsa içeride olurum!"

"Ne? Hayır. Kendin söyledin. İçeri sızma planı işe yaramaz."

"Ama beni arıyorlar. Bu işin boyutunu değiştirir."

"Heda, bence bu plan işleyebilir." odadan destek sesleri yükseliyordu.

Lexa elini havaya kaldırdı ve sessizlik oldu. "Kendini nasıl yakalatmayı düşünüyorsun? Kaçırdıkları insanlara ne yaptıklarını da bilmiyoruz."

"Senin topraklarının sınırlarından ayrılmamı bekliyor olmalılar. Bu yüzden en son ormana gittiğimde Roan beni kaçırmaya çalıştı! Dağ insanlarına verecekti."

"Seni bıçaklayan da Roan. Seni öldürürler ise seni içeri sızdırmamızın hiçbir anlamı kalmaz ve biz de ölüme gideriz. Başka fikirler üstüne odaklanalım."

Clarke pes etti ve başka bir şeyler düşünmeye başladılar.

**

Herkes taht odasından ayrılırken Clarke hâlâ düşünceli bir şekilde volta atıyordu.

"Clarke. Bitti konuşmamız, bak herkes dağıldı. Gidip dinlen sende."

"Hayır. İşleyecek bir plana ihtiyacımız var."

"Evet plana ihtiyacımız var ama bunu bir sonraki toplanmamızda konuşacağız. Herkesin biraz dinlenmeye ihtiyacı var." Lexa tahtına oturdu ve bıçağıyla oynamaya başladı. Clarke volta atmayı bırakmıştı ama hâlâ düşünüyordu.

"Benim ilk tahta geçtiğim zamanlarda yaptığım hatayı yapıyorsun."

Clarke kafasını kaldırıp Lexa'ya baktı.

"Çok düşünüyorsun. Hiçbir plan kusursuz işlemez. Kusursuz planlanmış bir şey olsa bile savaş esnasında gerçekleşen bir olay akışı değiştirebilir ve plan bozulabilir."

"Ne gibi?"

"Mesela, ya Reaperlar ile bir sorun çıkarsa? Üstümüze onları salarlarsa?"

"Eğer bir Reaper ele geçirebilirsek, onu inceleyerek onu düzeltmenin yolu var mı öğrenebiliriz."

"Şimdi de kendini Reapera dönüştürmeyi teklif etmeyeceksin değil mi? Reaperlar düzeltilemez."

"Nerden biliyorsun? Hiç denediniz mi? Eğer Reaperları etkisiz hale getirirsek dağın bir savunması daha düşer."

"Örtüyü hallettikten sonra bunu da düşünebiliriz tabii."

"Belki uzaktan kontrol etme şansımız vardır? Raven hackleyebilir belki?"

"Ne dediğin hakkında bir fikrim yok."

**

Clarke telsizi eline alıp Raven'a her şeyi anlattı. Derin bir nefes verdi.

"Şimdi rahatladın mı bari?"

"Evet. Şu an kesinlikle daha rahatım."

"İyi. Şimdi git ve uyuyup dinlen. Hadi, ihtiyacın var."

"Tamam."

Clarke sabah kalkmış güneş doğarken çizim yapıyordu. Weather Dağının. Oradakileri kurtarması gerekiyordu. Kapısı çaldı.

"Kom op." (Gel.)

Çizimini incelerken konuştu.

"Sha?" (Evet?)

"Yu gaf in kom teik disha." (Artık bırak.) Clarke kafasını kaldırdı. Lexa konuşmaya devam etti. "Umarım uyumuşsundur?"

"Uyudum."

"İyi. 1 saate yine toplanıyoruz. Onu söylemeye geldim."

Clarke hızlıca ayağa kalktı. "Ben erkenden gelsem olur mu?"

"Clarke, ciddiyim biraz kafanı boşalt."

"Burda olmamın tek sebebi bu ve burda durup görevimi yapmayınca kötü hissediyorum."

Lexa koltuğa oturdu. "Hâlâ kafan orda mı? Burda Arkadia'dan çok zaman geçirdin. Burasını evin gibi düşün. Bu baskıdan kurtul."

Clarke kafasını salladı.

"Bir dakika.. Bu ses ne?" Clarke balkonuna çıkıp dışarı baktı. Lexa'da peşinden gelmişti. Gördükleri görüntü karşısında ikisi de konuşamadı. Clarke Lexa'ya döndüğünde Lexa'nın bakışları resmen korkunçtu.

"Lexa."

Lexa cevap vermedi. Clarke Lexa'yı kendine çevirdi.

"O Weather Dağının tamamı ölecek." Lexa dişlerini sıkarak konuştu.

May we meet again | Clexa #TheWattys2021Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin