12

817 68 21
                                    

Yerde bir ceset vardı ve ölen kişinin kanıyla bir yazı yazıyordu.

"Yu gonplei ste odon Anya kom Trikru." (Senin savaşın bitti Trikru'dan Anya.)

Clarke cesedin başındaki Lexa'ya baktı. Daha önce onu hiç bu kadar sinirli görmemişti. Dişlerini sıktığı yine çenesinden belli oluyordu ve gözleri resmen ateş saçıyordu. Nöbetteki Lincoln'un bağırmasıyla herkes o yöne döndü. Ağzı yüzü kan içinde bir adamı getirdi.

"Sınırda buldum. Azgeda'nın size bir mesajı olduğunu söylüyor Heda."

Lexa tepki vermedi ve adama baktı. Onu baştan aşağı süzdükten sonra konuştu.

"Sen Trikru'sun."

"E-Evet. Beni esir almışlardı. Kraliçe Nia'nın size bir iki kelimesi varmış."

"Konuş."

"Son seferki hediyesinden sonra kendisini geliştirip geliştiremediğini sordu efendim." Zar zor ayakta duran adam diz çökmeye çalıştı ama yere düştü.

Lexa derin bir nefes aldı. Lincoln esiri hekime götürürken halk korkuyla komutanını izliyordu. Octavia Clarke'ın yanına geldi. "Lexa Anya'nın sağ koluymuş zamanında. Çok eski dostlarmış." Clarke Octavia'yı dinledikten sonra Lexa'ya tekrar döndü. Ama Lexa gidiyordu. Octavia'ya tekrar baktı.

"Arkadia'da çok büyük bir sıkıntı var normalde hemen gitmeliydik ama.."

"Clarke eğer dediğin kadar kritik ise gitmeliyiz."

"Lanet olsun!" Düşünmeye başladı. Ne yapacaktı? Lexa'nın yanında kalmayı çok istiyordu ama 28 az bir sayı değildi. "Ne yapacağız? Öylece görmemiş gibi Arkadia'ya mı döneceğiz?"

"Böyle durumlarda Lexa'ya zaman vermek daha doğru olurdu ama sanırım şu an onunla konuşmalısın. En azından gitmeden konuşursan için rahatlar."

"Tanrım, yüz ifadesi gerçekten korkunçtu. Çok sinirli. Yalnız kalmak istiyor ise?"

"Seni reddetmeyecektir. Hadi git. Ben atları hazırlıyorum."

Clarke kafa salladı be kuleye gitti. Lexa'nın taht odasında olmadığını düşündü ve direkt Lexa'nın odasına yönelip kapısını çaldı.

"Titus saçmalıklarını dinleyecek halim yok evet tamam kimseye değer vermemem lazım şu an üzülmem zayıflık göstergesi ve komutan olarak bunu yapmamalıyım. Eğer Costia dersen gerçekten seni 50. kattan aşağıya atarım." Lexa kapıyı açtı ve Clarke gözlerini kırpıştırarak ona baktı.

"Senmişsin."

"Evet, aslında yalnız bırakmak isterdim ama-"

"Arkadia'ya dönmen gerek?"

"28 kişi kayıp."

"Aynı anda olması ne büyük tesadüf."

"İyi misin?"

"Evet. Sen git aklın burda kalmasın boşver. Zaten Anya uzun süredir kayıptı. Kendimi hazırlamıştım."

Clarke kafa salladı. Lexa'nın koluna dokundu. "İntikamını alacağız."

Lexa kafa salladı. "Sağ ol. Genelde beni değil tahtı düşünürler."

"Taht senin. Hareketlerine sen karar verebilirsin çünkü zaten taht sen kendi seçimlerine yönet diye sana verildi."

Lexa kafa salladı. "Don a thomzop soujon." (İyi yolculuklar.)

Clarke ufak bir tebessüm etti ve oradan uzaklaştı. Lexa kapıyı kapattı.

**

Clarke ve Octavia atlarını dört nala sürerek Arkadia'ya gelmişlerdi ve Clarke yolda Octavia'ya, vardıklarında da geri kalan herkese olanları anlatmıştı. Şimdi ise ateş başında oturmuş, yanan odunları izliyordu. Lexa'nın onu Titus sandığında dediklerini düşündü. Costia kimdi? Neden onun üstüne bu kadar gidiliyordu ki? İstediği hissi istediğine karşı besleyebilirdi bu başkalarını ilgilendirmemeliydi. Sevgi zayıflık değildir. Bellamy yanına oturdu. "Raven Ark ile konuşuyor. Annene selam verecek misin?"

Clarke Bellamy'nin söylediklerine göz devirdi. "Hayır. Bana Octavia'yı çağırır mısın?"

"Tamam."

Aradan birkaç dakika geçtikten sonra Octavia geldi. Hızlıca Clarke'ın yanına oturdu.

"Beni sormuşsun."

"Evet. Annemler geldikten sonra hemen ordu oluşturmalıyız. O savaşa bizde katılmalıyız. İçeride bizim de adamımız var."

"Emin misin?"

"Evet. Hayır. Bilmiyorum."

"Kafan nerde? Bence bu fikri diğerlerine de söylemeden önce biraz daha düşün şu an mantıklı düşünmüyorsun."

Clarke kafa salladı. Octavia Clarke'a baktı. "Kafan nerde biliyorum sanırım." Tek kaşını kaldırdı.

Clarke elinde oynadığı dalı ateşe attı. "Evet. Evet biliyorsun."

"Lexa bunu atlatabilir Clarke. O Heda."

"Herkes böyle düşünüyor ama o da sonuçta bir insan değil mi?"

"Indra ile eğitim sırasında çok şey öğrendim ve emin ol o Night Blood'lar ne çocukluk yaşayabiliyor ne başka bir hayat. Resmen insan falan değiller sadece lider olmak için eğitiliyorlar.

"Bu herkesin duyguları olduğu gerçeğini değiştirmez bence. Hayat bundan fazlası olmalı. Hayatta kalmaktan."

"Hadi uyu biraz. Yarın büyük kavuşma var."

Clarke kafa salladı. "Ben güneşin doğmasıyla diğerleriyle ava çıkacağım."

"Artık kaçma."

"Bırak son çırpınışlarım olsun işte."

"Neyden korkuyorsun biliyorum."

"Ben korkmam."

"Onu hemen affetmekten korkuyorsun Griffin." Octavia ayağa kalktı ve boğazını temizledi. "İyi geceler."

"İyi geceler."

**

May we meet again | Clexa #TheWattys2021Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin