27

740 67 29
                                    

Uzzzun bölüm

[Medya: Abby ve Octavia 🥺]

"Lexa, yapma. Sonra konuşun." Octavia uyardı. Clarke Lexa'ya cevap bile vermemişti. Kaçak bakışlarla Lexa'nın yemyeşil gözlerine bakıyordu. En sonunda birkaç saniyelik anlamsız sessizliğin ardından Clarke konuştu.

"Geldiğim yerden peşimde ölüm getiriyorum. Bırakın gideyim işte. Benim hak ettiğim bu." Dizlerini karnına çekmiş, tırnaklarıyla oynuyordu. Sonra hızlıca tırnaklarıyla oynamayı bırakıp duruşunu dikleştirdi. Lexa onun bu vücut dilini kolayca okuyabilirdi.

Octavia Lexa'ya döndü. "Ben annesine haber vereceğim. Belki onu görmesi işe yarar."

"Haber vermeyelim daha. Bu şekilde görmek diğerlerini üzebilir."

Octavia kafasıyla onayladı ve odadan çıkıp ikiliyi yalnız bırakmaya karar verdi. Lexa Clarke'ın yanına gitti ve yatağa oturdu.

"Peşinden ölüm getirdiğin falan yok." Gözleri hayal kırıklığı doluydu.

"Polis'e geldiğimden beri kaç ceset gördük? Benim adım Wanheda, ölüm komutanı. Farkında mısın?"

"Buralarda durum hep böyleydi. Seninle alakalı değil. Ayrıca o dağda kaç kişiyi kurtardın biliyor musun?"

Clarke cevap vermedi.

"Azgeda dahil her klanın savaşçısı vardı. 453 kişi ordan canlı çıktı. 16 tanesi maruz kaldığı işkenceye dayanamayıp öldü. O pislikler ölmeyi hak etti."

"Anlamıyorsun. O dağda 26 tane çocuk vardı. Ve bir sürü masum insan."

"Sana bir şey yaptılar mı?"

"Çok bir şey yok."

"Clarke kimse sana kızgın değil. Kimse senden korkmuyor. Ve hiç birimiz seni yaptıkların için yargılamıyoruz. Gitmen gerekmiyor. Kendini cezalandırmayı kes."

Clarke ayağa kalktı. Volta atmaya başladı.

"Clarke!" Lexa ayağa kalktı ve ona doğru tekrar döndü.

Clarke hışımla Lexa'nın üzerine yürüdü. Belindeki bıçağı çok hızlı bir şekilde Lexa'nın boğazına dayadı. Aralarında birkaç santim vardı. Clarke sessizce konuştu. "Benim suçumdu."

"Seni böyle birine dönüştürdüğüm için üzgünüm." Konuşurken birbirlerinin nefesleri yüzlerine çarpıyordu.

"Sen dönüştürmedin!" Clarke uzaklaştı ve yatağına oturdu. Bıçağı yere fırlattı. Lexa yanına oturdu ve konuşmaya devam etti. "Senin o dağa girmeni ben kabul ettim."

"Ben teklif ettim."

"Tamam, ikimizde kendimizi suçlamayı bıraksak?"

Clarke kafasını Lexa'ya çevirdi. "Neden kalmamı istiyorsun? Ben bir canavarım. Ben Wanheda'yım. Herkes beni öldürmeye çalışıyor. Neden herkesi üstüne çekiyorsun?"

"Wanheda olan kişiden herkes korkar evet, ama canavar olduğu için değil. Gücü ve zekası yüzünden. Wanheda ismini taşımak kötü bir şey değil. Bunu kendi yararına bile kullanabilirsin."

"Sorum bu değildi."

"Kimseyi üstüme falan çekmiyorum. Skaikru ile hâlâ ittifağız. Ve sen Skaikrusun. Halkına, bize döndüğüne göre kimse sana dokunamaz."

"Lexa, beni korumayı bırak." Tartışma devam etti.

*1 hafta sonra*

Lexa her gün yaptığı gibi Clarke'ın çıkmasına izin vermediği odasına gitmiş, tartışıyorlardı. Kapı çaldı.

May we meet again | Clexa #TheWattys2021Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin