Arkadaşlar, bu hikaye 5 Ocak 2015 tarihinde yayımlanmaya başlamıştır.Bu benim ilk hikayem. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar :)
Zilin çalmasına çok az bir zaman kalmıştı. Ama ben bugunkü ders dinleme limitimi çoktan doldurmuş gibiydim. İsteksiz ve sanki yaşama sevinci elimden alınmış gibi hissediyordum... Ta ki zil çalana kadar.
Apar topar montumu alıp sınıftan çıkmaya çalışırken arkamdan Almila diye seslenen arkadaşıma döndüm. "Hey ne bu acele?" dedi Beyza. Zaten çok sıkılmıştım "Eve gidip biraz dinleneceğim dün gecede uyumadım kendimi iyi hissetmiyorum." dedim.
Nihayet okuldan çıkmıştım rahat bir nesef alayım derken, arabanın fren sesiyle irkildim. Arabadaki adam kafasını camdan çıkartarak "Dikkat etsene evladım, iyimisin" dedi. Yüzümün rengi değişti bir anda. O şokla "iyiyim bir şeyim yok afedersiniz" diye yanıtladım adamı. Ama dalgınlığım her halimden belli oluyordu. Sonra kaldırıma geçerek hızlı adımlarla yoluma devam ettim. Normalde eve servisle gidiyorum ama bugün annemin doğum günü olduğu için mezarlığını ziyaret etmeye karar vermiştim. Hep aynı his aynı keder...Yıllar geçsede yokluğuna alışamayacaktım.
Mezarlıkta ben ve yakınını ziyarete gelmiş birkaç kişi daha vardı. Diğer günlere göre bu sayı azdı.
Mezarlığa geldiğimde gözlerim dolmuştu. Bugün doğum günüydü. Yani yaşasaydı eğer. Annem benim hayatım her şeyimdi. Kalksan şuradan yanımda olsan yine bitanecik kızım desen, kızsan bağırsan ama yinede benim yanımda olsan. Mezarın önünde dalgın ve düşünceli bir şekilde boş boş mezarlığa baktım. Uykusuzluğum ve bitkinliğim kendini gösterdiğinden dolayı bir an başım döndü. Mezarlığın kenarına oturdum ve iç çekerek ağlamaya başladım. Artık vedalaşma vakti gelmişti annemle. Ayağa kalkıp gideyim derken gözlerim karardı ve kulaklarıma gelen o uğultuyla en son yanıma doğru birisinin geldiğini gördüm.
"Bayan" diye seslendiğini duydum ve "İyi misiniz?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMSÜZ AŞK
RomanceBana "güven mi kaybetme korkusu mu" diye sorsalar; kaybetme korkusu derdim.Kaybetmekten korkan insan zaten o güveni karşı tarafa çoktan vermiştir... Geçer mi kalp acısı dedikleri...? Yoksa izi mi kalır ?