Telefon elimde bir sağa bir sola dönüyorum odanın içinde.Hem de kırık ayakla. Bu nasıl bir heyecansa. Ay ne diyeceğim şimdi ona diye sesli düşünürken odanın kapısının açılmasıyla irkildim.Meğerse babam eve gelmiş.Kafamdaki o sesli düşüncelerden kapı sesini bile duymamışım.
-Ödüm koptu baba! Geldiğini hiç duymadım.
-Kızım sen kendi kendine ne koşuyorsun? Tabii ben olacağım başka kim olacaktı?
-Bir an boş bulundum baba, bende yarınki gireceğim sözlüyü tekrar ediyordum kendi kendime.
-Hııhı evet belli. Bende aynı şeyi düşünmüştüm. Üstünü değiştirip salona gel kızım, seninle bir şey konuşacağım.
Okuldan gelip direk kendimi kırık ayakla odama attığım için hiç üstümü değiştirmemiştim bile.Hayır yani aklımada gelmedi değil ama şimdi Buğra'yı sosyal medyada araştırmak varken üstümü değiştirmek daha zor geldi.
Bir yandan üzerime rahat bir şeyler giyerken diğer yandanda babamın bana söyleyeceği şeyi düşünüyordum.Acaba Buğra kim, nasıl tanıştınız...Yok ya bu olamaz zaten Buğra ile tanışmıştı. Aranızda bir şeymi var senin bu salak salak hallerinin sebebi ne mi dicek? Yoksa taşınma konusu mu? Tabii ya odur... Ya o değilse...Bu konuysa Buğra'yı sormasını tercih ederdi. Ya taşınmaya karar verdim derse?
Önceden tekvando yaptığımdan olsa gerek diğer kızlara göre biraz daha fit bi o kadarda kuvvetliyim ki alçıyla tek ayağa alışmak zor olmadı. Her ne kadar ilk takıldığında alışamasamdı benim için iki gün alışmam için yeterli bir süreydi.Seke seke tek ayakla babamın yanına salona geçerek oturdum. Tabii o acaba korkusuda halâ gözlerimdeydi.
-Kızım sana daha önce taşınma işinden bahsetmiştim.
(Heh işte geldik o konuya. Kafamı onaylar biçimde sallarken gıkım dahi çıkmıyor, pür dikkat babama bakıyordum.)
-Ben düşündümde taşınma fikrinin hem senin açından hem de benim açımdan iyi bir fikir olmadığını anladım.Şimdi oraya gidersek oraya alışmamız bi hayli zamanını alacak seninde benimde.Ve sen bu sene öss sınavına gireceksin. Senin için çok önemli bir yıl. O yüzden kalıyoruz, buradayız, hiç bir yere gitmiyoruz, dedi gülerek.
Hey Allah'ım bir gün kalpten gidersem herhalde bu adam yüzünden olacak.Bilerek yapıyor sırf beni heyecanlandırmak için.Bir sevinç çığlığı atmışım ki sormayın." Biliyorsun dimi sen bitanesin babam diyerek boynuna atladım ve aynı zamanda da çok kötüsün baba bir an yüreğime iniyordu. Gidiyoruz diyeceksin sandım, mimiklerini kontrol ederkenki o halim var ya"!...
Babamla beraber güzelce yemeklerimizi yiyip ders çalışıyorum diyerek odama geçtim.Telefonu elime aldığımda mesaja cevap verdiğimi unutup şöyle bir güzelce "Eyvaaah" dedim.Hemen mesaja cevap verdim:
-Sabah öyle elindeki deftere gözüm takıldığında fark etmiştim aklıma gelincede ekliyim dedim. Hem ben birazcık sakar olabilirim tamam kabul ama nerden senin tatlı belan oluyormuşum? :)
-Öylemi eklemene sevindim arkadaşım. Zaten sen sakarsın onu çoktan geçtim ben ama aynı zamanda da şu son günlerde benim başıma birazcık bela oldun sanki.
Aaaa çocuğa bak ya hem kendi konuşmak için çağırıyor, hep kendisi laf atıyor sonrada ben borçlu çıkıyorm. Bir de neymiş efendim "tatlı bela" tatlı belanı yesinler senin sakallı bebek.
-Belamı oldum evet haklısın aslında. Her şey için çok üzgünüm.Seni merak etmekle hata yaptım herhalde. İyi akşamlar...
Diyerek trip atmış oldum sanırım ama haklıyım yani.Madem belayım bidaha konuşmasın olur biter. Biraz fazlamı alınganlık yaptım acaba diye düşündüğüm sırada yeni bildirim geldi:
-Ooo hem sakar hem bela hem de alıngan. İşimiz var valla senle :)
Bak bak laflara bak dalgamı geçiyor bu çocuk benimle.Kesin dalga geçiyor.En iyisi cevap vermemek.
Gök gürültüsünü duyunca perdeyi açıp camdan dışarı baktım. Yağmur çiselemeye başlıyor.Ne de güzel yağıyor. Ah ayağım kırık olmayacaktıda çıkıp ellerim cebimde dolaşacaktım. Yoldan gelene geçene bakarken kafamı kaldırmamla Buğra'yı karşımdaki camda görmem bir oldu.Bir de geçmiş karşıma pis pis sırıtıyor.Gıcık kelimesinin vücut bulmuş hali.Ama çok tatlı ya insan sana nasıl kızabilir ki. Bende gülümseyip daha fazla utanmadan içeri girdim. Direk yatağıma yatıp yorganı tepeme kadar çektim.
Sabah yine her zamanki gibi servisle okula geldiğimde etraf bomboş gözüküyordu. Tam durduğum yere baktımki yerde üç beş tane kan damlası vardı. Yoksa düşündüğüm şey mi? Lütfen olmasın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMSÜZ AŞK
RomanceBana "güven mi kaybetme korkusu mu" diye sorsalar; kaybetme korkusu derdim.Kaybetmekten korkan insan zaten o güveni karşı tarafa çoktan vermiştir... Geçer mi kalp acısı dedikleri...? Yoksa izi mi kalır ?