Merdivenlerden inerek servisi gitmeye çalışmak iyi bir fikir değil ama naparsın mecbur. Bu cimri apartman yöneticisi parasına kıyıpta bi asansör yaptıramadı yıllardır. Babam her toplantıda gündeme getiriyordu ama huysuz yaşlı işte ne olacak tınlamıyordu babamı.
Babam iş aceleyle gitmek zorunda kaldığı içinde beni sıkı sıkı tembihledi."Kendine dikkat et, mecbur kalmasaydım beraber çıkardım seninle" dedi."Bende yavaş yavaş inerim gerek yok baba" dedim. Bir ara merdivenlerden inerken dengemi kaybedip kafamın üstüne düşüyordum, aah bide bir beyin travması yaşamak istemiyorum azıcık daha dikkatli olmalıyım.
Neyse ki kapının önüne geldim. Gözlerim ister istemez karşı apartmana kaydı. Hava buz gibi tir tir titriyorum, zaten tek ayağımda havada denge sağlamaya çalışıyorum ama ne olursun bu şartlar benim süslenmemi etkilemez. Saçlarım düz bir şekile hırçın rüzgarın etkisiyle dalgalanıyordu. O sıradan karşı apartmanın kapısı açıldı Buğra çıktı içeriden. İçimden beni görünce hahaha sakara bak diye gülmez inşallah dedim. Sonuçta kendi sakarlığımın cezasını çekiyorum ve şu çocuklada adam akıllı bir türlü konuşamadım. Ya ağlıyorum, ya da ayağımı kırıyorum falan!
Ama korktuğum gibi olmadı. Buğra bana doğru gelerek
-Nasılsın? Ağrın var mı ?
-İyiyim teşekkür ederim. Şuan yok. Bu arada dün için kusura bakma. Ben senin başına çok fazla bela oluyorum galiba.
-Olur mu öyle şey saçmalama. Senden olsa olsa tatlı bela olur.
Servis gelince servise bindim.Tabii tatlı bela dedi bana bunu yazdım kenara. Bi yanım kızsada bi yanım çok hoşuma gitti. Belki okulda görüşürüz. Ama ne kadarda tatlı gülüyor yeni farkettim. Yoksa ben bu çocuktan hoşlanıyormuyum. Yok artık daha iki hafta oldu tanışalı ama bir yandanda sürekli gözümün önünde. Benim hakkımda ne düşünüyor acaba. Ne kadar sakar bir kız bunla kim uğraşır diyomudur. Ah ah keşke seninle çok romantik bir şekilde tanışsaydık, mesela okulun yaptığı partilerde bütün gözler benim üzerimdeyken gelip beni dansa kaldırsaydın.Sanki bende okulun en güzel kızıyım gözler benim üstümde olacak.
İçimdeki saçma sapan sesleri susturmaya çalışarak servisten inmeye çalıştım. Ne çabuk geldik. Ben ne güzel hayaller kuruyordum.Servisten inince Beyza'ya mesaj attım:
-Beni almaya gelir misin kanka kapıdayım.
-Tamam kanka
Beyza beni görünce çok şaşırdı. Dün mesajlaşmadığımız için haberi yoktu zavallının. Ee normal şaşırması. Dün turp gibiydim. Şimdiki halime bak.
-Hemen sınıfa çıkınca bana ne olup bittiğini anlatıyorsun. Bu hale gelmeyi nasıl becerdiğini çok merak ediyorum açıkçası.
-Tamam canım konuşmayı bırakıpta bana yardım etsen ayapım ağrıdı sana laf yetiştireyim derken.
-Ah pardon canım.
Koluma girerek yavaştan sınıfa doğru çıkmaya başladık. Bir gün bu okulun merdivenleri yüzünden ölmezsem iyi.Zaten bir düşmediğim bizim okulun merdivenleri kalmıştı. Buradanda düşeyimde tam olsun.Şimdi sınıfa girdiğimizde herkes sormaya başlayacak noldu ayağına diye. Nasıl bir sakarlık yaptıysam hala ceremesini çekiyorum. Sınıfa girdiğiimizde dediğim gibi herkes sormaya başlayınca her soranada anlatmak zorunda kalıyorum tabi ama bir eksikle Buğra'yı anlatmıyorum.. Yoksa o kim nereden bizim okuldan mı, yakışıklı mı diye soru yağmuruna tutacaklar.
Sıramıza oturduğumuzda Beyza'ya anlatıcam ama hiç soru sormadan dinleyeceksin, hem Mina da gelsin beraber anlatıcam.Çünkü sınıftakilere anlattığımda çok önemli noktayı es geçiyorum seninde bilmediğin bi nokta." dedim."Öylemi birde benim bilmediğim! Sabırsızlıkla bekliyorum. Mina bir an önce gelsede öğrensek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMSÜZ AŞK
RomanceBana "güven mi kaybetme korkusu mu" diye sorsalar; kaybetme korkusu derdim.Kaybetmekten korkan insan zaten o güveni karşı tarafa çoktan vermiştir... Geçer mi kalp acısı dedikleri...? Yoksa izi mi kalır ?