İkimizde sessiz kalmayı tercih etmiştik.
"Evime geldim sayılır. Şu köşeyi dönünce tam marketin karşısındaki apartmanda yaşıyoruz"dedim. "Nasıl yani? Gerçektenmi?" dedi şaşkın bir ifadeyle. "Evet" demiştim ama şaşırmasına bir anlam veremedim. Şaşkınlığıma karşılık gülümsemeye başladı. "Neye güldüğünüzü anlayamadım" dedim." Bizde yaklaşık bir hafta önce tam karşınızdaki apartmanın en üst katına taşındık. Yani aynı zamanda komşu sayılırız."dedi. Nedenini anlayamadığım bir gülümseme hissettim yüzümde. "Öylemiiii buna çok sevindim. O zaman mahalledeki ilk arkadaşınla tanışmış oldun ." dedim."Evet öyle oldu sanırım." dedi. "Neyse o zaman ben tekrar çok teşekkür ederim, yine görüşürüz dedim." "Görüşürüz." dedi . Aynı zamanda köşeyi dönmüş bulunuyorduk bende marketin önünden apartmanın önüne geçtim. Elimi anahtarımı almak için çantama attım.Apartmanın dış kapısını açıp merdivenlerden çıkmaya başladım. Aynı zamandada bütün gün olanları düşünüyordum. Ne tuhaftı gerçekten. Ayrıca hiç tanımadığım daha tanışalı bir saat bile olmayan birisine görüşürüz demiştim.Görüşürmüydük ya gerçekten?
Evin kapısına geldim. Kapıyı açmadan önce babamın ayakkabılarının kapının önünde olduğunu farkettim. Bugün biraz erkenciydi, işleri erken bitti demekki. Hemen bugün olanları unutup kendime gelmeliydim. Yoksa babam anlarsa çok üzülürdü. İçeri girmeden kapıda saçlarımı ayaklarıma doğru sallandırıp yeniden topladım. Yüzüme zorlada olsa kocaman gülümseme yaymak için arkadaşlarımla yaşadığımız en salakça şeyleri aklıma getirdim. Kendime çeki düzen verdim ve kapıyı açtım.
"Babacım ben geldimmm" diye bağırdım. "Hoşgeldin kızım" dedi. Babama belli etmeden lavaboya kaçıverdim hemen. Elimi yüzümü yıkadım. Babamın kendi elleriyle hazırladığı yemeklerden yedim. Bazen hiç beceremez ama bazende çok leziz olabiliyordu. Pek bilmediği için internetten video seyredip öyle yapmaya çalışıyordu bazende ben eşlik ediyordum, ama ben babamdan beterdim.17 yaşında liseye giden genç bir kız nasıl yemek yapabilirdi diyerekten kendime hep teselli verirdim. Babam sağolsun hiç bir kere bile bana neden yardım etmiyorsun demezdi. Diyebilrdi aslında ama o sırf annemin yokluğunu sürekli olsun azaltmak istediği için pek karışmazdı bana. Dünya'nın en tonton en becerikli en zeki babası ve tabikide en yakışıklısı benim babamdı heralde.1.70'lerde boyu var.Hafif göbeği var. Ara sıra şakalaşırımda "göbeksiz erkek, balkonsuz eve benzer" diye her söylediğimdede kahkaha atıp güleriz. Buğday tenli, ela gözlü, kahverengi saçlıydı ve ben bu kriterlere hiç uymuyordum gözler dışında. Babamın anlattığına göre ve evdeki eski fotoğraflara bakılacak olursa ben daha çok anneme benziyordum. Sarşın, mavi gözlü 1.60 boylarındaydı. Ben 9 yaşındayken annemi kaybettiğim için hayal meyal hatırlıyorum..
Babama yardım edip sofrayı beraber hazırladık. Yemekleri tabağa koyarken "n'aptın kızım bugün okulda nasıl geçti günün?" dedi." İyiydi babacım her zamanki gibi monoton." diye cevap verince fazla üstüme gelmedi. " Aaa baba biliyormusun karşı apartmanımıza bir hafta önce taşınan komşumuzla tanıştım."dedim. Eyvaah bunu söylememeliydim. Şimdi nasıl tanıştın derse yalan söylemek zorunda kalıcaktım.Ve korktuğum gibi "Orası ne zamandır boştu nihayet birileri taşındı demekki. Sen nasıl tanıştın komşumuzla kızım?" dedi. "Şey babacım ımmm marketten sabah bir şeyler alırken kulak misafiri oldum,bir bayan yeni taşındık diye konuşuyordu Ali amcayla.Sipariş vermek içindir büyük ihtimalle. Bende hoşgeldiniz,ben karşı komşunuz diyerek kendimi tanıttım.Ali amca bizim karşımızdaki marketin sahibi çok şeker birisidir.Babama yalan söylediğim için kıpkırmızı olmuştum.Anlamasın diye "ben doydum babacığım" diyerek yanağına öpücük kondurup odama geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMSÜZ AŞK
RomanceBana "güven mi kaybetme korkusu mu" diye sorsalar; kaybetme korkusu derdim.Kaybetmekten korkan insan zaten o güveni karşı tarafa çoktan vermiştir... Geçer mi kalp acısı dedikleri...? Yoksa izi mi kalır ?