Demek ki birazcık fazla ses çıkartmıştık.
Gözüm Alessandro'ya kayınca onun da buraya daha doğrusu bana baktığını fark ettim. Dikkatini çekebilmiştim demek. Bu iyiye işaretti.
Geri önüme dönüp üzerimdeki bakışların dağılmasını bekledim.
Enzo "Bu da neydi şimdi?" diye sordu.
Dudak büküp cevap vermedim. Enzo'da "Yanımdan ayrılma ki seni tek bulup sıkıştırmasınlar." dedi.
Enzo'nun cümlesiyle gülmemi durduramadım. Ağzımdan sesli bir kahkaha çıkınca Enzo anlamayan gözlerle bana baktı.
"Sen beni dert etme. Hiçbir şey yapamazlar." dedim kendimden emin bir şekilde.
Bugüne kadar kimlerle karşı karşıya gelmiştim. İki tane kızdan mı korkacaktım.
Enzo "Sen yinede kendine dikkat et." dedi.
Başımı salladım.
Aklıma unuttuğum Alessandro gelince kafamı çevirip masasına baktım. Elindeki dergiye bakarken kahvesini yudumluyordu.
Gözleri gözlerimi bulunca bir süre gözlerimi çekmedim gözlerinden. Ardından Enzo'nun "Bu kadar oturmak yeter. Boşalmış masaları temizleyelim." dedi.
Başımı sallayıp onayladım . Oturduğum yerden kalkarken "Umalım da patronun kulağına gitmesin bu olay." dedi.
"Birbirimize girmedik ya . Birşey olmaz." dedim umursamaz bir şekilde.
Enzo "Özgüvenine hayranım." dedi gülerek.
Bende gülerek karşılık verdim. Masaları temizledikten sonra siparişleri iletmeye mutfağa gittiğimde Dante soyunma odasını işaret edip " İçeride sinirden kuduruyor." dedi sırıtarak.
"Daha bu başlangıç." dedim sırıtmasına karşılık verip.
Siparişi götürüp "Afiyet olsun." dedikten sonra Alessandro'nun sesi "Bakar mısınız?" demişti.
Bana bakıyordu ama emin olmak için arkamda biri var mı diye bakındım.
Kimse yoktu. Yani bana diyordu. Bu hareketim onu güldürmüştü. Ama emin olamamıştım güldüğünden. Çünkü çok kısa bir an sürmüştü.
Masasına gidip "Buyrun?" dedim.
"Ben bir kahve daha alabilir miyim?" diye sordu.
"Tabiki. Hemen getiriyorum." dedim.
Mutfağa gidip kahveyi söyledikten sonra yapılmasını beklerken Anna sonunda çalışan odasından çıkmayı başardı.
Bana tehditvari bir sesle "Seninle görüşeceğiz." dedi.
Gülümseyerek "Ne zaman istersen." diye cevapladım.
Anna işinin başına dönerken kahve çoktan hazır olmuştu. Kahveyi alıp mutfaktan çıktım. Anna'nın gözlerini üzerimde hissediyordum. Alessandro'nun masasına gidip kahveyi önüne koyduktan sonra "Afiyet olsun." dedim.
Tekrardan "Teşekkür ederim." dedi.
Samimi gibi görünen ama yapmacık olan bir gülümseme gönderip masadan ayrıldım. Sırf adamın dikkatini çekmeye çalışıyordum. Yoksa bir çuval incir boşa giderdi ve ben bir an evvel eski yaşantıma ve arabama kavuşmak istiyordum.
Çok geçmeden Alessandro ve korumaları kafeden gittiler. Sonunda rahat bir nefes almıştım. Öğle mesaisinde Enzo ile yemeğe çıkmıştık. Daha çok pizza yemeye gittik desem daha doğru olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuralsız Aşk
RomanceKadere inanır mısınız? İnanmalısınız. Çünkü kader daha biz doğmadan ağlarını örmeye başlar.