Ellerim ve ayaklarım sıkıca bağlanınca Felice adamlarını yanımızdan gönderdi. Sadece ikimiz kalmıştık. Oturduğu yerden bana bakmaya devam etti ve "Seninle bir antlaşma yapalım." dedi ve devam etti . "Bana çalış." dedi.
İstemsizce dudaklarımdan sesli bir kahkaha koptu. Başımı onaylamaz bir şekilde sallayıp "Ben zaten biri için çalışıyorum." dedim.
"Bende diyorum ki benimle çalış. Birlikte çok iyi işler yapabiliriz." dedi.
"Bak bu işlerden anlamadığın çok belli. O yüzden çöz beni , yoluma gideyim." dedim ciddi bir sesle.
"Demek beni ciddiye almıyorsun." deyip hızlıca yerinden doğruldu. Ben daha ne olduğunu anlayamadan elindeki kerpetenle başımda dikiliyordu.
"Sakın yapma. Senin için çalışmak demek ölüm... " lafımı bitiremeden ağzıma koli bandını yapıştırdı.
Olduğum yerde sandalyeden kurtulmak için çırpınıyordum ama nafile. Buradan kurtulmam imkansızdı. Felice sandalyesini yanıma yerleştirip yeniden oturdu ve sandalyeye bileğimden bağlı olan parmağımı nazikçe eline aldı. Korkmuş gözlerle Felice'nin her hareketini izliyordum.
Sol elimdeki işaret parmağımı sıkıca tutup kerpeteni yaklaştırdı. Parmağımı kurtarmaya çalıştım ama elimi bile hareket ettiremiyorken parmağımı kurtarmanın imkanı yoktu.
Sadece korkudan güm güm atan kalbimin sesini duymaktan başka birşey yapamıyordum.
Kerpetenle tırnağımı sıkıştırıp hızla çekti. Çığlığım boğazımda takılı kalmıştı. Gözlerimden yaşlar firar ederken canımın acısından başka birşey hissetmiyordum.
Parmağımdan oluk oluk kan akıyordu. Gözlerimden yaşlar akarken arkama yaslanıp derin derin nefes almaya başladım. Canımı yakmıştı.
Sonunda gözlerimi açıp karşımda oturan Felice'ye baktım. Yüzünde mimik bile oynamıyordu. Bir süre ona nefret dolu bakışlar attım . Felice arkasına yaşlandığı sandalyeden doğrulup "Nerede kalmıştık? Haaa hatırladım. Bana çalış demiştim." dedi ve ağzımdaki koli bandını hızla çekip çıkardı.
Şuan bu durumda olmasaydım, ellerim , ayaklarım bağlı olmasaydı onu öldürmem için bana yalvarıyor olurdu.
Ama konumum gereği yükselmemeliydim. Alttan almalıydım.
Sakinleşmek için derince nefes alıp gözlerinin içine bakarak "Sana çalışamam çünkü beni öldürürler. Herşey senin sandığın kadar kolay olmuyor." dedim.
Kendimi ne kadar sakin olmak için zorlasam da sesim ister istemez yükseliyordu. Tırnağımın acısı kendini unutturmuyordu. Derin nefesler alıp acıyı hafifletmeye çalıştım ama nafile.
Felice "Bana istediğim cevapları vermiyorsun." deyip başını olumsuz anlamda salladı.
Ardından devam etti. "Bu kulaklar istediğim cevapları duyacak." deyip ayağa kalktı.
Nefes almadan onu izliyordum.
Etrafımda tur attıktan sonra yeniden karşıma geçip sandalyesine oturdu.
"Biliyor musun? Güzel kızsın. Ama bu gidişle güzelliğin kalıcı olmayacak." deyip yine sol elimdeki orta parmağımı eline aldı.
Korkuyla"Yapma . Bana zarar verirsen başın büyük belaya girer." dedim hızla.Bu dediğime ben bile inanmıyordum. Ama karşı tarafı inandırmam lazımdı.
Devam ettim. "Beni bulduysan eğer kim için çalıştığımı da biliyor olmalısın. Bunu yanına bırakmazlar." dedim kendimden emin bir şekilde.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuralsız Aşk
RomanceKadere inanır mısınız? İnanmalısınız. Çünkü kader daha biz doğmadan ağlarını örmeye başlar.