Unutulmayan

5.2K 232 44
                                    

Defneden

Aradan uzun bir zaman geçmişti. Abilerim ile aram hiç olmadığı kadar iyiydi. Ama hala içimde bir yerlerde onlara karşı olan öfkem boy gösteriyordu.

Geçen zamanda Hafize sultan bizimle yaşamaya başlamıştı. Bizimle bir anne edası ile ilgileniyordu. Onu çok seviyordum. Ben de emeği çoktu.

Ve bu zaman içerisinde sonunda sınav yerleştirme sonuçlarımız bugün açıklanmıştı. Henüz bakmamıştım. Abilerimin yanıma gelmesini bekliyordum çünkü onlar da benimle birlikte sonuçları görmek istemişti.

Çıkan sonucu Gerçekten merak ediyordum tercihlerim arasında en iyi okullarda kazandığın burslar vardı. Odamın kapısı tıkladığında gir diye bağırdım içeriye sırasıyla abilerim girdi. 

Telefon elimde sonuçlar ise bir dokunuş uzağımdaydı. Bora abim beni kucağına almış ve koltuğa oturmuştu. Doğu ve doruk abimde oturduğunda.

Bora= hadi Artık meraktan ölüyoruz.

Onlar kadar Bende merak ediyordum. Bu okul benim için çok önemli onların paralarına muhtaç kalmadan okumam için tam burs kazanmam gerekiyor.

Defne = ben de sizin kadar merak ediyorum. Açıyorum hazırsanız.

Sonuç ekranı karşıma geldiğinde İstanbulu en iyi özel okulların birine tam bursla yerleştirilmiştim. Heyecanla yerimden kalkıp sevinç çığlıkları atmaya başladım.

Abimler bu halime bakıp kahkaha atmaya başladılar. Gerçekten çok mutlu olmuştum. Her şey yolunda gidiyordu. Şimdi geriye sadece abilerimden gizlice iş bulmak kalmıştı. Onlara bağlı kalmak istemiyordum.

Odadan çıkmıştık yapacak hiçbir şey yoktu. Sabah erkenden kalkmış kahvaltımızı bile yapmıştık. Bu fırsatı değerlendirip iş aramaya çıkabilirdim. Odama çıkıp hazırlanmaya başladım.

Hazırlanmam bittiğinde aşağı geri indim Abimler salonda oturmuş televizyon izliyorlardı. Beni fark eden ilk doruk abim olmuştu. "neden hazırlandın bir yere mi gidiyoruz?" göz devirip sorusuna cevap verdim "biz değil ben gidiyorum" bora abim anında kaşlarını çatmış ve ayaklanmıştı.

Yanıma hızlı şekilde geldiğinde korkmuş ve hızla 2 adım gerilemiştim. Abim korktuğumu anlamış olacak ki olduğu yerde bekledi.

-ne tek başına dışarı çıkması defne?

+abi sürekli sizinle olamam. Tek başıma da bir şeyler yapmak istiyorum.

-ya bir şey olursa? Hem ne yapacaksın tek başına?

+bir şey olmaz. Bilmiyorum parka gider
gider otururum kafeye giderim. Kendime alışveriş yaparım. Yaparım işte bir şeyler.

-defne sen parkın nerde olduğunu bile bilmiyorsun abicim kaybolursun. Burayı
Tanımıyorsun.

+neden tanımıyorum acaba? Şey olabilir mi sebep yaşıtlarım dışarıda parkta oynarken ben burda senin sırtıma vurduğun kemer izlerine krem sürüyordum. Ya da herkes aileleri ile dışarıda gezip alışveriş yaparken ben aşağıda uyurken üşümemek için dua ediyordum. Dediğimi anlaya biliyor musun? Ben ÜŞÜMEMEK için dua ediyordum. Üzerime battaniye almıyordum sadece dua ediyordum. Çünkü bir battaniyem bile yoktu. Ve bunlar olurken küçük bir çocuktum. Ben neyi kaybettiysem sorumlusu sensin. En büyük kaybım da çocukluğum.

Abim bunları söylememi beklemiyor olacak ki yalpalamıştı. Ben de kendimden bunu beklemezdim ama artık dayanamıyordum.

Evet onlara bir şans vermiştim ama hala hiçbir şeyi unutamamıştım. Daha fazla yüzlerine bakmak istemediğim için hızla evden ayrıldım. Belki ağır olmuştu dediklerim ama gerçekler bunlardan ibaretti.

BORA SAYGIN

Defne evden çıktığımda olduğum yerde sabit şekilde bekliyordum. Onu aldığımız zamandan bu yana ilk defa bu kadar ağır konuşmuştu.

Bize bir şans vermişti evet ama hala olanları ona yaptıklarımızı unutamıyordu. Kim unuta bilirdi zaten ona yaptıklarımızı.

Yavaşça kalktığım yere oturdum doğu da dorukta kafalarını yere eğmiş şekilde oturuyorlardı. Televizyonu kapatıp düşünmeye başladım.

Ne yapacaktık ne yapsak unuturdu. Ya da ne yapsak her şey yoluna girerdi. Zaten dışarıda tek başına gitmişti. Biraz zaman geçirsin sonra onu almaya giderim.

Doğu = abi defne çok öfkeli hala bize karşı. Biz iğrenç insanlarız kardeşimize hayatı boyunca taşıyacağı izler bıraktık.

Doruk = sen ona bir şey yapmadın abim ve ben onun hayatını kararttık. Sen Bu yaşına kadar ona 2 tokat anca atmışsındır.

Bora=doruk doğru söylüyor. Seni severdi çok severdi hatta bize abi bile derken korkan kız sana abicim derdi. Seni affetmesi bizi affetmesinden daha kolay.

Kimse konuşmak istemediği için odalarına çıkmıştı. Hepimiz defneyi düşünüyorduk.

DEFNE SAYGIN

Evden çıktığım gibi taksi çağırmış ve merkezde inmek istediğimi söylemiştim. Yaklaşık 3 saattir kafe kafe geziyordum ama hiçbirinin çalışma saatleri uygun değildi.

İş bulamayacağımı anlayınca sahile gidip oturdum. Yaklaşık 20 dakikadır kafamı eğmiş şekilde nasıl iş bulacağımı düşünürken yanımda bir haraketlilik oldu sağıma baktığımda bende yaşça büyük takım elbiseli biri yanıma oturmuştu.

Korktuğum için yanından kalkıp gidecektim. Ama kolumu tutması ile durdum "merak etme yemem seni. Korkacağın biri değilim ben zaten abilerini tanıyorum seni burda böyle görünce geleyim dedim."  ne sanıyordu bu her abini tanıyorum diyenle oturup konuşacağımı mı? " pardonda nerden bilicem yalan söylemediğini"  bana bakıp gülmeye başladı. Ve ceketinin cebinden telefonunu çıkardı.

Ekranı açıp bana gösterdiği fotoğrafla bunun kaan abi olduğunu anladım. Ve sıkıcı sarıldım. Küçükken benimle sürekli ilgilenirdi.

Uzunca bir süre kaan abiyle konuştuk. Kaan abinin konuyu resim çizmeme getirmesi ile yapacağım işi bulmuştum. İnsanlara kendi resimlerini satabilirdim.

+ay kaam abi ben kırtasiyeye gidicem sonra konuşalım olur mu hatta sen bize gel yarın akşam.

-tamam bebeğim olurda geç oldu beraber gidelim sonra seni eve bırakayım.

+iyi tamam olur hadi gidelim.

Kırtasiyeye  bir sürü tuval, fırça ve boyalar almıştım.

Eve geldiğimde daha zile bile basmadan kapı açılmış ben bora abimin kollarının arasında yerimi almıştım.

Belki zamanla her şey yoluna girerdi.

💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮

Çok kötü bir bölüm oldu fakat bir türlü ilerleyemiyorum.

Sizii seviyorum ❣️❣️

ACIYA DOKUNMAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin