≈ Orası bizim tanıştığımız yerdir ≈
-----------------------------------------------------------
Sorduğu soruyla duraksadım, şaşırmıştım. Ani mi oldu yoksa beklemiyor muydum bilmiyordum. Belki de ikisiydi.
Kaşları soru sorar biçimde havalanmışken derin bir nefes aldım. Evet seviyordum. Milyonlarca kez sormuştum kendime bunu. Seviyordum Jen'i. Çok seviyordum.
"Evet seviyorum seni. Şüphen mi var sevgilim?"
"Ben bilmiyorum... Emin olmak istedim gibi bir şey."
"Sen öyle diyorsan."
Saçındaki bağı çözdüm ve kestane rengi saçlarının özgür kalmasına izin verdim. Üstünü kalın yorganla örttükten sonra diğer tarafına geçip uzandım.
Hâlâ ağlıyordu. Ses yoktu. Gözleri musluklarını açmıştı sadece. Yaşların akmasına izin veriyordu.
Ağlama diyemedim. Desem de ağlayacağını, kalbindeki ağrının onu hiç bırakmayacağını biliyordum çünkü.
Sustum. Sustum ve izledim sevgilimi. Elimi yanağına götürüp sildim yüzündeki yaşları. Sonra farkettim ki ben de onunla ağlıyormuşum.
Kalbim onunkiyle birlikte ağrıyormuş. Nefesim onunkiyle birlikte sıkışıyormuş.
Elimden bir şey gelmeksizin öylece izlemek ne kadar zor olsa da yapacak hiçbir şeyin olmadığı düşüncesi ele geçirmişti bedenimi.
Gülümsemeye çalıştım. Başaramadım. O da denedi. O da başaramadı.
Göğsüme kafasını gömerken de, hıçkıra hıçkıra dakikalarca ağlarken de bir şey yapamadım. Tek yaptığım saçını okşamak ve onunla ağlamaktı.
Ağlamaktan yorgun düşüp uyuyakaldığında ben de kendi göz kapaklarıma söz geçiremedim. O benim göğsümde, benim ellerim onun saçında uyuyakaldık.
...
"Hayır bak ondan bahsetmiyorum, bu renk daha çok yakışır, gerçekten."
"Eh sen öyle diyorsan bir de öyle deneyeyim."
Cenazenin üstünden bir hafta geçmişti. Jenatte kendini biraz da olsa toparlamıştı. Ara sıra bahçede yürüyüş yapıyordu. Onun dışında evdeydi. Onunla dışarı çıkmak, kırlarda piknik yapmak istiyordum fakat hâli olmadığını da biliyordum. Belki de bir gün olurdu.
Elimdeki kumaşı Sofia'nın önerdiği rengin üzerine koydum ve tekrar inceledim. Hayır, hâlâ güzel gelmiyordu.
"Sofia bilemiyorum cidden olmuyormuş gibi."
"O zaman kendi dediğini yap canım. Şimdi ben de baktım da gerçekten uymamış."
Masama oturup derin bir "of" bıraktım dudaklarımdan.
"Ben de bilemedim ki hangi renk ile uyar."
O sırada içeriye giren Jenatte'i görmemle kocaman gülümsedim. Onu görmek bile moralimi oldukça yükseltmişti.
"Hoşgeldin Jenatte. Gelmeni beklemiyordum."
Ona doğru ilerledim ve kolumu beline sardım.
"Seni ziyaret etmek istedim. Hem de iş yerini merak ettim."
"Ah çok iyi yaptın sevgilim, gel otur şöyle."
Jenatte sevgilim dememle gözlerini kocaman açtı ve bana baktı.
"Ha şey, Sofia biliyor."
"Öyle mi?"
Masanın iki yanındaki koltuklardan birinde yerini aldı ve Sofia'ya baktı.
"Lily sizden çok bahseder, ablası gibiymişsiniz."
Sofia da onun karşısına oturdu ve yüzüne güzel gülümsemesini yerleştirdi.
"Ah, evet Lisa da benim kız kardeşim gibidir. Fransa'da tanışmıştık, belki bahsetmiştir. Hem arkadaş hem de kardeş oldu benim için."
Jenatte de gülümsedi.
"Sizinle tanışmak beni çok memnun etti."
"Beni de fazlasıyla."
Sonra Jenatte bana döndü ve elimi tuttu.
"Bugün erken çıkabilmemiz mümkün mü, seni bir yere götürmek istiyorum."
Sofia'ya bir bakış attım, olur anlamında başını salladığında kocaman gülümsedim ve geei Jenatte'e döndüm.
"Olur tabii, mantomu alıp geliyorum sen burada bekle."
"Ah bu arada bir şey içer miydiniz? Sormayı unuttum."
"Su alabilirsem güzel olurdu."
...
Jenatte küçük kulübenin kilidini açtığında içinin oldukça güzel olduğunu farkettim. Elimden tuttu ve kırmızı kadife koltuklara doğru yürüdü. Önce beni oturtturdu sonra da kendisi oturdu.
"Nasıl beğendin mi?"
"Evet çok tatlı."
Rahatsızca yerinde kıpırdandı ve dik bir şekilde yüzüme baktı. Gergin bir hâli vardı.
"Jen, bir sorun mu var?"
"Ben sana bir şeyden bahsetmek istiyorum."
"Neyden?"
Avuçlarının içindeki ellerimi bıraktı ve boynundan bir kolye çıkardı.
"Ben seni uzun zamandır tanıyorum Lily. Burası ilk defa seni gördüğüm yer."
Bu huyumu sevmiyorsunuz biliyorum fakat ne yapabilirim, heyecanı taze tutmalıyım. Kafam doluydu birkaç gündür o yüzden bir hafta aksadı bölümler kusura bakmayın lütfen. Her neyse umarım hoşunuza giden bir bölüm olmuştur, sizi seviyorum...💗

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mendacious | Jenlisa
Fanfiction"Ama sen Lily, sen benim duygularımsın. En çok sana üzülüyorum, en çok senle mutlu oluyorum, en çok sana kızıyorum, en çok sana merhamet gösteriyorum. Sen benim aşkımsın Lily."