≈ Sevgilim, sen bunu biliyorsun, ümitsiz bir sevgimiz var ≈
-----------------------------------------------------------
Beklenmeyen olaylar bazen mutlu eder insanı. Beklenmedik bir mutluluk insanın en çok istediği şeydir belki de. Uğruna bir şey harcanmamış, kendiliğinden bir anda oluveren mutluluklar... İnsanlar mutlu olmaya açken, bunun emeksiz olması onlar için bulunmaz bir hediyeydi.
Peki ya beklenmedik bir üzüntü... Beklenmedik üzüntü paramparça eder insanı. Ne olduğunu anlamadan karanlık bir ruh hâli içinde bulur kendini. Ne yapacağını bilemez. Elinden gelen sadece üzülmektir. Aldığı her nefes vücudunda gereksiz bir yükmüş gibi gelir. Kendini bilemez, kendine gelemez uzun süre boyunca.
Bense ne yaşadığımı bilmiyordum. Beklenmedik bir üzüntü yaşamıştım, evet. Annemin hastalığı bende büyük yıkımlara neden olmuştu, kendime hâlâ gelememiştim.
Sonrasında sevdiğim kadınla öpüşmüştüm. Benim için beklenmedik bir mutluluktu.
Ruh hâlim karmakarışıktı. Ne yapacağımı bilemez hâldeydim. Butiğe geliyor, geç saatlere kadar çizim yapıyor sonrasında eve dönüp annemle ilgileniyordum.
Jenatte ile o günden sonra hiç konuşmamıştık. Benimle konuşmaktan özel olarak kaçındığının farkındaydım. Bu fazlasıyla canımı yakıyordu.
Yanında olamamak, onu izleyememek, kokusunu hissetmemek çok zordu.
Fakat onu suçlayamazdım, korkaklık eden bendim, kaçan bendim. Suçlu biri varsa o da bendim. Kesinlikle güzel aşkım değil.
"Lisa, çıkıyorum ben hadi."
Sofia elimdeki kalemleri alıp yanımdaki kalem kutusuna yerleştirdi ve beni çekiştirmeye başladı.
"Tamam Sofia, bekle geliyorum."
Kolumu elinden kurtarıp çantamı aldım ve ayaklandım. Sofia ile kol kola merdivenden indik ve araba bulmak için yürümeye başladık. Saat gece dokuzdu. Ben ve Sofia uzun mesaiye kalmıştık.
Eve gitmek istemeyişimden kaynaklı bir durumdu bu. Çünkü elimden işi bıraktığım anda düşünmeye başlıyor, düşündükçe daha çok yıpranıyordum.
"İşte orda, hızlı ol."
Sofia yeniden kolumdan çekiştirmeye başladı. Arabacı hemen yanımızda durduğunda nefes nefese kalmıştık.
"Koşmasak da yetişirdik Sofia."
"Boşver spor oldu."Sofia bir anda ciddileşti ve yüzü soru sorar bir hâl aldı.
"Lisa, her şeyi anlattığından emin misin ?"
Anlatmak konusunda tereddüte düştüm. Bir kadına aşık olmamı nasıl karşılayacağını bilemedim. Tanrım ne zor durumdu bu böyle. İçimde çığ gibi büyüyen sevgim, beni bu denli üzüyordu. Öyle ki gülmemiştim günlerdir.
"Sofia, beni ne olursa olsun destekleyeceğine söz verir misin?"
"Elbette Lisa. Sen benim en yakın dostumsun. Kız kardeşim sayılırsın."
"Ben, ben birini seviyorum."
Sofia'nın yüzünü muzip bir gülümseme aldı.
"Kimmiş bakalım bu şanslı adam?"
"Aslına bakarsan, o bir kadın."
...
Genç kadın karnındaki korkunç ağrıyla uyandı. Altındaki ıslaklığı hissettiğinde gözlerinden yaşlar boşanmaya başladı. Yoksa bebeğine bir şey mi olmuştu?
"Ahh! Yardım edin, yardım edin lütfen! Suyum gelmiş! Ahh!"
Yaşlı kadın hızla içeriye girdiğinde acılar içinde kıvranan genç kızı gördü, sonrasındaysa kanlı olan yatağını.
"Efendim iyi misiniz? Bekleyin Bay Davies'ı çağırıyorum, dayanın lütfen, dayanın."
"Çabuk ol Ava! Ölüyorum."
Yaşlı kadın hızlıca beyefendinin çalıştığı odaya girdi.
"Efendim Jenatte iyi değil. Yatağı kanlar içinde, lütfen koşun, yardım edin !"
Eli ayağı birbirine dolanan genç adam koşarak Jenatte'in bulunduğu odaya yöneldi.
Jenatte bayılmıştı. Acıdan bayılmıştı ve artık meleği onunla değildi.
...
"Lisa artık teşekkür etmeyi bırakabilir misin? Sana her zaman destek olacağımı söylemiştim zaten. Hem sevmek kötü bir şey değil ki. Neden kızayım sana?"
Sofia'ya olanları anlattığımda öncesinde biraz şaşırmış sonrasındaysa gülümseyerek beni her zaman destekleyeceğini söylemişti.
"Haklısın fakat işte alışık değilim ki. Hep bir adama aşık olurum diye düşündüm."
"Kalbine ve duygularına söz geçiremezsin Lisa. O kimi sevmek isterse sever. Sen de ardından sürüklenirsin."
Gülümsedim ve kollarımı boynuna sardım. O da sarılmama karşılık verdi.
Sonrasında eve gidene kadar konuşmadık. Öncelikle ben inmiştim arabadan Sofia'ya el sallayıp malikâneye doğru yürüdüm. Evden çığlıklar ve ağlama sesi geliyordu.
Aklıma anneme bir şey olma ihtimali gelince kapıyı kırarcasına çalmaya başladım sonunda bir görevli açınca kollarından tuttum ve kendime çevirdim.
"Anneme bir şey mi oldu? Noluyor ne bu çığlıklar?"
"Hayır... Jenatte hanım... Bebeğini düşürdü."
Bu bölümün diğerlerine nazaran oldukça kısa olduğunun farkındayım fakat amacım heyecan yaratmak, olayları akıcı kılmak. Umarım beğenirsiniz.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mendacious | Jenlisa
Fanfiction"Ama sen Lily, sen benim duygularımsın. En çok sana üzülüyorum, en çok senle mutlu oluyorum, en çok sana kızıyorum, en çok sana merhamet gösteriyorum. Sen benim aşkımsın Lily."