|Bölüm 23. Çünkü şimdi değil sevgilim

464 34 40
                                    

Keyifli okumalar.

•SOOJİN•

Mevsimin en güzel esintisinde savruluyorduk. Havanın yakacak kadar sıcak olmasına, annem ve Jaehee teyzenin baskın yapmasına rağmen olduğumuz durumu en güzel mevsim diye adlandırmam tamamen Jungkook sayesindeydi. O, bir esintiydi. Saçlarımın arasından sızıp geçecek kadar eşsiz. Kokuma sahip olacak tek adam.

"Sevgilim şu suyu uzatır mısın?"

Jungkook koltuktan bana doğru uzandığında sehpanın üzerindeki su dolu bardağı ona verdim. Annem ve Jaehee teyzeyi benim odama taşımıştık. İlk yardımı yapmıştım fakat uyanıp Jungkooku gördüklerinde tekrar bayılmıştılar. Jaehee teyze yıllardır kayıp oğlunu gördüğü için, annem de ölmüş bir askeri diri bir şekilde gördüğü için bayılmaya devam ediyordu büyük ihtimalle.

Şimdi ise salonda onların uyanmasını bekliyorduk. Uyandıklarında kesinlikle Jungkook'u görmemeleri gerekiyordu. Üçüncü kez bayılma vakasına şahit olmak istemiyordum. Sehpanın üzerinde oturduğum için Jungkook'un tedirgin bakışlarını seyretmek daha zordu tabii.

"Gidip bir baksam mı?" Çekingence sorduğu soruya kafamı hayır dercesine iki yana salladım. "Önce ben konuşup ince ince kabullendireyim olayları."

"Tamam" demişti sessizce. Ama içindeki sabırsız çocuktan haberdardım. Tekrar düşüncelere dalma fikrine kapılacakken odamdan gelen sesler sayesinde direk Jungkook'a bakarak salonun balkonunu gösterdim. Beni onaylayıp hızlı hareketlerle balkona çıkmış, ben ise odamdan çıkan anneme bakmıştım.

"Kendine gelmişsin." Gülümseyerek ona doğru yürümüş ardından ilk geldiğinde sarılma şansım olmadığı için sıkıca sarılmıştım. Aralık kapıdan içeri baktığımda ise yatağımda doğrulmuş bana bakan Jaehee teyze ile göz göze gelmiştim. Annemden yavaşça ayrılarak odama girdim. İkisini de çok özlemiştim.

"İyi misin Jaehee teyze?"

Beni hafif kafa sallamasıyla onaylarken yanına oturup ona da sıkıca sarıldım. Bedeni kollarımın arasında titriyordu. Bir an önce konuşmam ve her şeyi rayına oturtmam gerekiyordu.

"Anne gelsene sizinle konuşacaklarım var."

Annem hızla yanıma gelip yatağa oturduğunda ikisi arasında kaldığım için hangisine bakacağımı şaşırmıştım. Bu yüzden kalkıp tekli koltuğa oturacaktım ki Jaehee teyze ve Annem aynı anda iki bileğimi yakalayıp engel oldular.

"Jungkook'u gördüm."

"Jungkook nerede?"

İkisi farklı sorular sorduğunda ne cevap vermem gerektiğini kestiremiyordum. İki sorunun cevabı da aynı yola çıkıyordu. Fakat sabırlı olun anlatacağım da diyemezdim. Sabırlı olmamaları haklarıydı. Bu yüzden lafı dolandırmamayı seçtim.

"Jungkook yaşıyor." dedim tek seferde. Annem eliyle ağzını kapatıp şaşırırken Jaehee teyze kabullenişin getirdiği ağırlıktan olsa gerek kafasını omuzuma koyarak hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı. Annem de bundan destek alır gibi ağlamaya başladığında eliyle arkadaşının sırtını sıvazlayarak destek olmaya çalışıyordu.

Bu zaman tam zamanı diyerek konuya giriş yaptım yavaşça.

"Jungkook yıllar önce bir eğitim kampına katıldı.." dedim. Jaehee teyzenin ağlaması sessizleşmiş, yerini hıçkırıklara bırakmıştı. Böyle başlayan cümlem bir kaç dakika sonra olan olayları her derinliğine girmeden anlatmam ile bitmişti. En sonunda Jungkook'un balkonda beklediğini söylemiştim. Jaehee teyze cesaretini toplayıp annemden destek alarak odamdan çıkmaya yeltendiğinde Jungkook'un içeri girmesi ile dakikalardır kapının eşiğinde bizi dinlediğini anlamıştım.

Good Traitor JK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin