"Simdi daha büyük bir sorunumuz var!"
LİNA 'DAN
Meriç odadan çıktığından belli uyumaya çalışıyorum, odanın kapısı çalındığında "gir !" Diye seslendim gelen Meriç'ti onun odasındaydım onun kokusu her yerime işlerken dolaptan kıyafet arıyordu
"Meriç "
"Efendim "diye ses verdi sakindi merakla ve o güzel kahverengi gözleriyle bana baktı.
"Ben uyuyana kadar yanımda kalır mısın?"
Bu soruyu beklermiş gibi yanıma yaklaşıp yatağa girdi kolunu uzattığında göğsüne yerleşmiştim çoktan, kokusu ciğerlerime dolarken gözlerim kapandı uykuya bırakmıştım kendimi ...Gözlerimi açtığımda onu yanımda görünce çok mutlu oldum, oda uyuyordu kirpikleri uzundu sakallarına dokunup yüzünü okşuyordum, doyamıyorum bakmaya ona, parmaklarımı onun yüzünde gezdiriyorum, parmaklarım dudaklarına değdiğinde durdum, dolgun dudakları gözlerimi büyülüyordu,
Gözlerini açtığında elimi hızla çektim, şaşkın bakışlarla bana bakarken elimi tuttu ve dudaklarına götürüp elimin içini öptü bu yaptığı beni çok mutlu etmesi bir yana daha da çok heyecanlanmama neden olmuştu.Yataktan kalkmıyorduk öylece onun koynunda yatıyordum, bir eliyle saçlarımı okşuyor bir yandan da kokluyordu, ne ara birbirimize bu kadar bağlanmıştık ? En azından ben bağlanmıştım onun ne düşündüğünü bile bilmiyordum hala. Ben ona aşkımı itiraf etmiştim o neden susuyordu?
Öğlen olmuştu bile kahvaltımızı edip Ada ile bahçeye geçtik, Ada lavabonun yerini sorup yanımda kalktı, bir anda yanımda beliren Cenk sanki Ada'nın yanımdan gitmesini bekliyordu heyecanlı heyecanlı konuşmaya başladı;
"Yenge bir kıyak yap da sevdiği var mı öğren yada benden hoşlandı mı ne olur yalvarırım, bak gecede hiç uyuyamadım yan odamda kaldı sabaha kadar bekledim gelmedi yenge ne olur "
Nasıl bu kadar hızlı konuşabiliyordu bilmiyorum, söyledikleri bitince bağırarak güldüm Cenk ağzımı kapatmaya çalışsa da gülmeye devam ediyordum .
Ona cevap vermeme fırsat kalmadan ada yanımıza gelmişti bile.Çok uzun süredir buradaydım kış gelmişti bile karı özlemiştim yağması için bekliyordum .
Bahçede bir sür vakit geçirdikten sonra akşam yemeği için içeri girdik. Cenk yemeği çoktan hazırlamıştı. masaya oturup sakince yemek yemeğe koyulduk. Meriç'i kahvaltıdan sonra hiç görmemiştim neredeydi acaba yada çalışıyor muydu ne iş yapıyordu."Cenk Meriç nerde ?"
"Şirkettedir yenge " dedi Ada'ya bakarak bu hâline güldükten son kapı çaldı hemen ayağa kalkıp kapıya koştum, Meriç'in geldiğini tahmin etmiştim heyecanımı saklayarak kapıyı açtım.
"Hoş geldin "dedim samimi bir tonla
"sağ ol " dedi soğuk bir şekilde odun işte ne olacak .Elinde poşetlerle arkasından biri girdi poşetleri bırakıp "iyi geceler yenge " dedi.
"bu evdeki herkes neden bana yenge diyor "
Cenk buna bir kahkaha attı
"e yenge Ne yapacaksın Meriç'in kadını olmak kolay değil "
Meriç'in kadınını?
Ben şimdi Meriç'in kadını mıydım yüzümde belli olmayan bir gülümseme yerleşirken poşetlere bakmaya başladım içinde bir sürü çikolata, meyveli süt ve kadın ürünleri vardı.
İçinden bir tane çikolata alıp yemeye başladım beni çikolatayla gören Cenk kıskanmış gibi hemen poşete saldırdı elini poşetten çıkardığı gibi eline gelen pete şaşkınlıkla baktı biz Adayla gülmeye başlarken Meriç'in de güldüğünü fark ettim,"Ya bu ne ya bütün iştahın kaçtı şuan "deyip poşete geri koydu, içinden iki tane çikolata alıp birini Ada'nın yanına gidip Ada ya verdi çok tatlılardı belli ki Ada da ondan hoşlanıyordu. Ama ben kesinlikle bunu Cenk'e söylemeyecektim azcık uğraşsın.
Biraz oturup televizyon izledikten sonra sessizliği Meriç bozdu ;
"Lina hazırlan seni bir yere götüreceğim üstünü sıkı giyin üşüme "
Cenk bu lafı üstüne durur mu? durmaz
"ooo"
Bu sefer Ada da ona katılmıştı çok yakışıyorlardı kesin muhteşem bir ikili olacaklardı.Meriç arkasını dönüp Cenk'e baktı
"Kaşınma istersen, kaşınırsan Lina dan istediklerini unut tek sözüme bakar !"
Tehdit ediyordu baya
Cenk ellerini kaldırıp teslim oluyorum dercesine baktı ,
Meriç'le merdivenlerden ben önden oda arkamdan çıkıyordu hay aksi yine ne tesadüftür ki ayağım takıldı beni tutacağına o kadar emindim ki ve yine kendimi Meriç'in kucağında buldum burunlarımız çarparken nefeslerimiz sanki birbirine değiyordu beni yavaşça merdivenlere bırakıp yürümem için işaret verdi odaya girip kıyafetlerini alıp banyoya geçtim siyah bir tayt , ve kalın siyah bir kazak alıp dışarı çıktım mavi çoraplarımı ve ayakkabılarını ayaklarıma geçirip bekledim kapıdan içeri giren Meriç'e baktım siyah bir pantolon ve siyah kalın bir kazak giymişti pişti olmuştuk elindeki montu bana uzatıp giymemi istedi hemen giyip aşağıya indik aşağıda kimse yoktu, neredeydi herkes.Evin kapısına doğru yürüdük arabanın ön koltuğuna beni bindirdikten sonra kendisi sürücü koltuğuna geçmek için ön taraftan dolandı gözlerimi ondan alamıyordum şoför koltuğuna geçene kadar gözlerimle takip ettim onu.
Yok yarım saat sürmüştü yarım saat boyunca hiç bir şey konuşmadık. Sakince bir bez uzattı bana gözlerimi bağlamamamı istedi sorgulamadım hemen bağladım.
Araba durduğunda geldiğimizi anladım ,kapının açılma sesi geldiğinde onu bekledim benim tarafımdaki kapısını açılınca Meriç elimden tuttu aşağı indirdi kollarımdan tuttu düşmemem için özenle yürütüyordu beni ellerini saçlarımda hissedince bağladığım bandajı çıkarttı gözlerimi açtığımda hayretle baka kaldım .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM
Roman pour Adolescents《İntikamdan bir aşk doğuyor , Esir tutulan bir aşk hikayesi ..》 Sesizce konuştu " korkuyor musun? " ses çıkarmadım "Korkuyor musun ?" ben cevap vermedikçe bağırıyordu artık ağlayacaktım o korkuyor musun diye sordukça titriyordum son kez kolları...