Bölüm 11: Sana Böyle Davranmalarına İzin Verme

1 0 0
                                    

Image by: Leonor Fini












21.Ekim.2003

Salı



Öğlen saatleri olsa bile bulutlu olan sonbahar havası ile griye boyanmış gökyüzü yağmurun yaklaştığını haber veriyordu. Dizlerime gelen ablamın uzun hırkası ile soğuğu pek hissetmiyordum ama aynı durum artık ayaklarım için geçerli değildi. Parmak uçlarım o kadar donmuştu ki bana ait değilmiş gibi görünüyorlardı. Babamın bakışlarının üzerimden çekilmesi özellikle yardımıma ihtiyacı olduğu bu günlerde daha da imkansızlaşırdı. Ben de kaçmayı bile denemeyerek canım çıkıncaya kadar çalışıyor böylece gözüne girerek en azından gitmek için izin istediğimde daha az sinirli bir şekilde tepki vereceği zamanı beklerdim. Genelde attığım ya da atacağım her adımı planlardım en azından her şeyi babamdan gizli yapmaya başladığımdan beri böyleydi. Evden kaçta çıkacağı ve döneceği belli saatler aralığındaydı. Ayrıca arkadaşlarıyla dışarı çıktığı günlerde belirli zamanlardaydı. Eve içerek döndüğü günlerse kullanabileceğim en geniş boş vakte sahip olduğum sayılı anlardandı. Aslında her şey de bir yere kadar istediğim gibi gitmişti.

Pazar günü saat üçe yaklaşırken eve döndüğünde uyuyakalmamak için kendimle savaşıyordum. Eun Noona o eve gelmeden asla uyumazdı, bunu yapmayı kendince bir görev haline getirmişti. Babam berbat bir şekilde kapıdan içeri girdiği andan itibaren yatağa gidene kadar bebek gibi onunla ilgilenir, ayılması için duşunu almasına bile yardımcı olurdu. Bu yüzden o dimdik duruşu ve üst üste attığı bacakları ile sakinlikle çayını yudumlamaya devam etmişti. Benim başımsa masanın üzerine düşmüş neredeyse boylu boyunca uzanırken buğulu görüşümün ardından mutfak kapısına bakıyor adım seslerini ya da dış kapının açılışını yakalamaya çalışmıştım. Anahtarın sallanışını duymam ise elektrik çarpmışçasına ayaklanmam için yeterli olmuştu. Eun Noonanın arkasında kalarak önce onun cansız bir et yığınından farksız bedenini salona taşımasına yardımcı olmuştum. Normalde bu vakitlerimi üst katta ablamın odasında ders çalışarak ya da uyuyarak geçirirdim. Onun savunmasız haldeki horuldayan bedenine baktığım her seferinde elimde bir bıçak olduğunu ve tam kalbine saplandığımı hayal etmeye başladığımdan beri yüzünü görmek istemiyordum.

Hayat dolu ve mutlu olduğu tek anlar içkili olduğu zamanlardı bu yüzden midem pis kokusundan bulansa bile beni kolunun altına sıkıştırıp sevmesine izin vermiştim. Sonrasında ise yarın Ichika Halmoniye bahçeyi temizlemesi için yardım edip karşılığında alacağım harçlığı ona getireceğimi söylediğimde biraz homurdansa da kabul etmişti. Okuldan çıkacağım saatten itibaren kaç dakikada Ichika Halmoninin evine ulaşacağıma kadar her şey kontrol altındaydı ama kendi aptallığımı hesaba katmamıştım. Hasta olmamama rağmen Ichika Halmoninin evine giderken yolda karnımın ağrısından iki büklüm olmuş soğuk terler dökmüştüm. Ya babası evde olursa ve beni içeri almazsa ne olacaktı ya da Angel yüzümü bile görmek istemediğini söyleyerek beni geri çevirirse? Pazartesi sabahına gözlerimi açtığım andan beri kafamda dolanan tüm bu sorular beni güvenli odamın duvarları arasına geri döndürmüş kalbimin atışı yavaşlayana kadar yorganın altında gizlenmemi sağlamıştı. Şanslıydım ki babama salı günü gideceğimi söylediğimde pek umursamamış zaten çok da hatırlamadığı için uzatmamıştı.

Bozuk 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin