Bölüm 8: Seni Korurum

2 0 0
                                    
















24.Eylül.2003

Çarşamba


Süpürmeyi bırakarak elimdeki sopaya yaslandığımda terleyen alnım yüzünden yüzüme yapışan saçlarımı geriye attım. Beş dakika önce sıkıca topladığımda bu kadar çok dağılacağını düşünmemiştim. Sonbaharın ortalarına doğru hava içimi karartacak kadar kapalı olsa da soğuk rüzgarlar her zaman terlememi engellerdi. Genellikle benimle aynı sorunu yaşayan Leto babam ile birlikte yaz aylarında anneannenin evinden çıkmaz, salondaki açık pencere sayesinde verandanın önüne yastıkları yığar ılık bile olsa esen rüzgarın önünde otururduk. ''Angel, işin bitti mi?'' Elindeki vileda paspasıyla duvarın dibinde bekleyen Bon'a döndüğümde süpürgenin içine biriken tozun geride toplanması için hafifçe havaya kaldırdım. ''Az kaldı. Sadece şu tarafı da süpürmem gerekiyor.'' Yüzüme basan ateşin biraz da olsa geçmesi için elimi sallarken diğer yandan da faraşta biriken tozu çöp kovasına döktüm.

Onu olduğu yerde bırakıp kalan son işimi bitirmeyi amaçladığımda sürekli burnumu kaşındıran bu tozdan kaçabilmek için elimden geldiğince acele ediyordum. Babam ve Leto haftada bir kere temizlik yapmanın çok gerekli olduğunu söyler ve tek izinli oldukları günün yarısını bu şekilde geçirirlerdi. Gürültülü süpürgeden ve tozdan uzaklaşabilmek için her seferinde sadece odamı toplamakla sorumlu olduğumu bahane ederek kaçardım. Haftada beş kere olan bu sosyal sorumluluk derslerinde ise kimsenin temizlikten kaçabilmek gibi bir olanağı yoktu. Çarşamba günleri ilk saat ortak bir şekilde kendi sınıfımıza temizliyor, perşembe öğleden sonları olan iki derste ise okulun belli bir kısmını ya da spor salonunu düzenlemekle görevli oluyorduk. Belli bir sırayla ilerleyen ve tüm sınıfların yapmak zorunda olduğu bu temizlik görevlerinde geriye kalan tek dersimiz de ise çevremizi korumak ile ilgili her şeyi öğreniyorduk.

''Çocuklar! Ben geri dönene kadar camlardan uzak durun. Lei, sen arkadaki sıraların üzerini silebilirsin.'' Ön sıralara yakın olan camları silmekle uğraşan Chija-ssaem elindeki bezi bıraktıktan sonra masasındaki fincanını aldı. Son bir kez bakışlarını hepimizin üzerinde tek tek gezdirdiğinde diğer camları silmekle uğraşan çocuklar çoktan o taraftan uzaklaşmış kendi aralarında sohbet etmeye başlamışlardı. Görünüşe göre temizlikten hoşlanmayan tek kişi ben değildim ama bahçede yaptığımız sosyal çalışma derslerinde sınıf her zaman daha farklı davranırdı. Hava soğumuş olsa bile erkekler arka bahçedeki küçük basketbol sahasında oynar, kızlar ise temizliği bitirdikten sonra banklara oturup konuşmaya başlardı. Soomin ilkbahar aylarının her zaman daha keyifli geçtiğini, o zamanlar nerdeyse kimsenin birileri gelip kızıncaya kadar temizlikle ilgilenmediğini söylemişti. Bazen üst ya da alt sınıflardan biriyle aynı derse denk geldiğimizde temizliği beraber yapıyorduk ama ben daha önce hiç böyle bir durumla karşılaşmamıştım.

Okulda iki haftadan bile daha az vakit geçirmiş olsam da kendimi evde geçirdiğim süreden farklı hissediyor, sanki Kore ile ilgili bir şeyler öğrenmeye yeni başlıyordum. Kimse benim kadar çok konuşmayı sevmiyordu. Sarılmak, selamlaşma ya da vedalaşmak için Güney Afrika da yaptığım gibi birbirlerini yanaklarından öpmeyi de sevmiyorlardı. Neredeyse yakınlaşma gerektiren tüm hareketlerden nefret ediyor, bu yüzden bazen benden kaçıyorlardı. İlk geldiğimde konuşmaya başladığım birkaç kızla artık daha iyi arkadaştık, en azından beni gittikleri her yere çağırıyor ya da yanlarında gelmemi istiyorlardı. Öğle aralarında diğerlerine göre uzun süredir tanıdığım arkadaşlarımla daha iyi anlaştığım için onlarla vakit geçiriyordum. Erkeklerle birkaç kere konuşmayı denesem de beni aralarına sadece basketbol oynamak istediklerinde alıyor sınıfta ise uzak durmayı tercih ediyorlardı. Bir keresinde içlerinden biri onların yanından uzaklaşmazsam saçımı çekmekle tehdit etmişti, kimseyle kavga etmek ve yine babamı sinirlendirip okuldan alınmak istemiyordum. Dersler pek zor değildi ve burada vakit geçirmeyi seviyordum. Onunla daha yakın arkadaş olabilmeyi ise daha çok istiyordum.

Bozuk 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin