-EMRE-
Beni öptüğünde hissettiğim duyguları hiç bir zaman hissetmemiştim.Ve seni seviyorum dedi.Sanırım havalara uçmak istiyorum.
-Bende seni.
Ama şöyle bir sorunum var ki bunları yarın unutmak zorundayım.En azından unutmuş gibi yapacağım.
-Ece patronun olmam bir şeyi değiş-
-Söz verdin.İkna etmeye çalışma lütfen.
-Ama Ece, tamam peki.
Attığı bakıştan dolayı peki demek zorunda kaldım.Ben onu çok seviyorum,o sırf patronuyum diye aşkı bir kenara bırakıyor.Buna bir çözüm bulabilirim aslında.Mesela ortaklık teklif etsem,kabul eder mi acaba?Tabi kabul etmeyeceğini adım gibi biliyorum.
~Kalkalım mı?
Ah!Hayır,bugün bitmemeliydi.
~Nereye gideceğimize bağlı.
~Eve.Yani sen seninki ne ben benim kine.Evleremize.Ayrı ayrı.
~Peki peki.Anladım gerçekten.
Gülümsemesi hiç olmadığı kadar tatlıydı.Onun yanındayken sanki hiç bir sorunum yokmuş ve olamazmış gibi geliyordu.Mert şu an içerideydi.Ve ilk defa Ece'yi onu umursamazken görüyorum.Evet,kabul ediyorum.Ben ona aşığım.Ama o bana değil.Ne kadar öyle düşünürse düşünsün.Her şeyi Mert'e inat yapıyor.Hala hazmedemedi ayrılığı.
-Hadi kalkalım.
~Peki.
Niye itiraz edemiyosun sen bu kıza ya.
Dışarı çıkarken Mert'i gördük.İkimizi görünce bozuldu sanki.Ama kavga falan çıkartmaması için adımlarımı hızlandırdım.Ece yeterince kötü.Üstüne bir de bununla uğraşmasın şimdi.O da arabayla geldiği için,maalesef onu eve bırakamayacaktım.
~O zaman görüşürüz.Bu arada verdiğin sözü unutma.
~Peki.
~Her şeye peki deme.Kabul etmek zorunda değilsin.
~Ne yani?Mesela şu an gitme benimle gel desem gelir miydin?
~Bilmem.
~Peki o zaman.Benimle gelir misin?
~Evet.Sanırım.
~Hadi zaman atla.
~Peki.
Pekiyi vurgulayarak söylemişti.
Uzun bir süre konuştuk.Bana bir sürü şey anlattı.Mert ile ilgili bir sürü şey.Sanırım ben birazcık kıskanıyorum onu ya.
~Nereye gidiyoruz?
~Eve.
~Nasıl yani?
~Duvarları olan.Odaları olan.İnsanların içinde yaşadığı yer.
~O anlamda sormamıştım.
~İstersen gitmeyelim.
Gülümsedi ve evet anlamında başını salladı.
~Peki nereye gitmek istersin?
~Hımm.Bir düşüneyim.Hadi bara gidelim.Hem çok içersek sabah hiçbir şey hatırlamayız.
~Ben bu yaşadıklarımızı unutabileceğimi sanmıyorum.
~Sarhoş olunca unutma sıkıyorsa.
Güldüm.Kırmızı ışıkta durdum.
~Tamam madem sabah hiçbir şey hatırlamayacağız o zaman...
Dedim ve dudaklarına yaklaştım.Gülümsedi.O tatlı gülümseyişi...
Tabii o sırada telefonunun çalmasıyla geri çekildi.Mira arıyordu.Bir anda o gülümseyişi kayboldu.reddetti ve telefonunu çantasına fırlattı.
~Nerede kalmıştık?
Yaklaştı.Yine o gülümseyişi gelmişti.Gelen korna sesleriyle ilkildim ve geri çekildim.Gaza bastım.Bir anda kahkaha atmaya başladı.
~Ne oldu?
~Sinirlerim bozuldu.
Güldüm ve barın önüne geldiğimde bir kez daha düşündüm.Çünkü Ece'nin sarhoş haline bir kez daha denk gelmiştim.Çok dengesiz ve huysuzdu.Hatta o gün bana ''Sana aşık olmak için hiçbir nedenim yok.''diye bağırmıştı.
~Emre inmeyecek miyiz?
İndik ve bardan içeri girdik.İçeri girince yüzü buruştu.İçerideki ses sanki kulaklarımı patlatıyordu.Bu kıyafetlerimizle resmen komiktik.Ama ikimizinde umrunda değildi.Zaten yarın büyük bir ihtimalle her şeyi unutacağız.Tuvalete geldim ve telefonumun not bölümünü açtım.Ece'nin söylediği şeyleri hatırladığım kadarıyla yazdım.Yarın sabah kalktığımda bunları unutmak istemiyordum.
-ECE-
Hayatımda ilk kez kendimi içmek için zorluyorum.Ve yanımdakini de zorluyorum.Evet unutacağına söz vermişti ama asla unutmazdı.Sadece unutmuş gibi yapardı.En mantıklı çözüm bu.Tuvaletten dönünce aslında ona söylemek istediğim şeyleri söylemek istedim ama olmadı.Yarın unutacak bile olsak o cesaret yoktu bende.Acaba gerçekten bana aşık olmuş mudur?Hiç sanmıyorum.Belki de sadece biraz kafa dağıtmak için yapıyordur.Mert gibi...
-Ece yavaş.İkimizde bu kadar içersek buradan çıkmamız bayağı bir zor olacak.
-Ya sızlanma.İç.
Şu an yaptığımız şeyin ne kadar saçma olduğunu farkındaydım ama aklıma başka bir çözüm yolu gelmiyordu.Pişman oldum.Söylediklerimden ve o yüzden bunların yaşanmamış olması gerekiyordu.Tek çözüm bu.
Ayakta duramayacak kadar sarhoş olunca eve gitme kararı aldık.Emre bana göre daha iyiydi.Yürüyebiliyor ve dengesini sağlayabiliyordu.
~Taksi!
Emre evinin adresini tarif edince sesimi çıkarmadım.Çünkü zaten bu halde eve gitmem imkansız.Evin önüne geldiğimizde Emre beni kucağına aldı.Bu adam niye sarhoş olmadı şimdi ya.Evin kapısını çaldığında sarışın bir bayan açtı.Hızlıca Emre'nin odasına gittik.
~Hadi uyuyalım.
~Peki.
Bu sefer peki demesi beni hiç rahatsız etmemişti.Her şeyi kabul etmesinde ne sorun vardıki.Acaba ben normalken düşünemiyor muyum?Of!Yine ne saçmalıyorsun Ece...
Geldi.Ahahah!Bu pijamalarla çok tatlı.
~Komik olan ne? Her insan pijama giyinir.
~Ne biliyim, seni hep takım elbiseli görmüşüm.
~Sana da pijama vermemi ister misin?
~Hayır.Uyuyalım.
~Peki o zaman ben gidiyorum.Tatlı rüyalar.
~Nereye?
~İçeri.
~Niye?
~Uyumak için.
~Hayır yanıma gel.
~Tamam.Ece sana bir şey söyleyeceğim ama kızmak yok.
~Söyle?
~Artık bana aşık olman için bir nedenin var...
İnkar edemezdim bu yüzden sustum. Yanıma uzandı ve üzerimizi örttü.Ve uyuduk öylece.
Umarım beğenirsinizz..Yorum ve vote atmayı unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON BU MU?!
RomanceAşk mı daha güçlü güven mi?Siz olsanız hangisini seçersiniz?Ece güveni seçti Mira Aşkı.Bakalım neler olacak...