Halikarnas Mozolesi

6 0 0
                                    

Yunan ve Mısır mimarilerini buluşturan, Dünya’nın Yedi Harikasından biri olarak kabul edilen Halikarnas Mozolesi, müthiş bir anıt mezardır.

Milattan önce 353 yılında ölmüş olan Karya Kralı Mausolos adına, eşi ve kız kardeşi tarafından yaptırılmıştır. Dönemindeki ismi “Halikarnassos” olan Bodrum'da yaptırılan bu anıt devasa bir mezar olarak tasarlanmıştır.

 Dönemindeki ismi “Halikarnassos” olan Bodrum'da yaptırılan bu anıt devasa bir mezar olarak tasarlanmıştır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hikâyesi

Dünyanın yedi harikasından biri olan 24 yüzyıllık Halikarnas Mozolesi’nin (Halikarnasos Mausolleum) öyküsü kendisiyle yaşıt bir aşka dayanıyor. Karya uygarlığının başkenti Bodrum’da, Kral Mausolos ( M.Ö 377354) anıtmezarın (mozole) inşası bitmeden öldü. Ancak çok sevdiği karısı, aynı zamanda kız kardeşi Artemisia sadakatle inşaatı sürdürdü. Ancak Artemisia da mezar tamamlanamadan öldü. İki âşığın birlikte gömüldükleri anıtmezar, devrin en ünlü mimarlarının elbirliğiyle çalıştığı ve sanatçıların heykellerle süslediği göz kamaştırıcı bir esere dönüştü. 60x80 metre boyutundaki Mozole dört bölümden oluşuyor. En altta yüksek bir kaide, üzerinde 36 İon sütunlu tapınak, onun üzerinde piramit şekilli çatı ve en tepede dört atın çektiği 
araba içinde Mausolos ve Artemisia’nın heykelleri yer alıyor.

Artemis Tapınağı ile birlikte Anadolu'nun çıkardığı iki harikadan biri olan Halikarnas Mozolesi, yüzlerce yıl Halikarnas'ı bir inci gibi süslemiş, savaş ve afetlerle yıpranmış ve zamana yenik düşmüştü. Kalıntıları Bodrum Kalesi'nde kullanılan mozolenin tarihe meydan okuyan önemli parçaları ise Osmanlı padişahı Abdülmecit zamanında çalındı ve bir savaş gemisiyle İngiltere’ye götürüldü. Mozole, bugün British Museum’da sergileniyor. Mozolenin kaçırılmasına yönelik ilk tepki kendisi de sürgün olan Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı’dan geldi. Balıkçı, İngiliz kraliyet ailesine mektup yazarak mozoleyi geri istedi. Yanıt oldukça sinir bozucuydu: “Onu sizin adınıza biz koruyoruz."

Balıkçı'nın yanıt vermeyen bu çabasından yıllar sonra bir kampanya daha başlatılacaktı.

Av. Remzi Kazmaz, 2013 yılında Antik Halikarnasos Bodrum belgeseli hazırlayarak bu kampanyanın ilk adımlarından birini attı. Belgesel İngiliz BBC ve Alman ZDF televizyonlarında gösterildi.

Daha önce "Aşkın Mabedi" isimli bir eseri kaleme alarak Mausoleum'a başka bir açıdan bakan Kazmaz, bu amaçla Kraliçe Elizabeth'e bir mektup yazdı.

Mektubu İngiltere'nin Ankara Büyükelçisine teslim eden Kazmaz, "Bazı eserler, yurtdışına izinsiz çalınarak gittiği zaman bazı uluslararası sözleşmeler bunları bir kapsama alıyor. Ama Mausoleum ile ilgili yapılan çalışmalarda hep önümüze bir belge çıkıyor. ‘Bunu Osmanlı padişahları bir fermanla verdi’ deniliyor, böyle bir şey yok” dedi.

Türk avukatlar mektuba yanıt alamayınca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) dava açmaya hazırlanırken, İngiltere’den diplomatik müdahale geldi. İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi David Reddaway, dava tarihinden 7 gün önce bir mektup göndererek, Mozole’de bulunan Osmanlı İmparatorluğu’ndan alınan yasal izinler ve ferman ile Bodrum’dan taşındığını bildirdi.

Açıklamada, Reddaway’ın, Mausoleum heykeli ve parçalarının İngiltere’de olduğuna, heykel ve parçalarının 1846, 1857 ve 1859 yıllarında padişah 1. Abdülmecid döneminde İngiltere’ye tanınan imtiyazlar ve alanda kazı yapmaya ve çıkarmaya yönelik izinleri düzenleyen fermanlarla Bodrum kalesinden İngiltere Müzesine taşındığını savunduğu bilgisine yer verildi. Kültür Bakanlığı ise konuyla ilgili olarak, önceliklerinin Türkiye’den izinsiz kaçırılan eserler olduğunu bildirdi.

 Kültür Bakanlığı ise konuyla ilgili olarak, önceliklerinin Türkiye’den izinsiz kaçırılan eserler olduğunu bildirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

British Museum'dan Mausoleum parçalarının gelmesini çok mümkün görmeyen Prof. Dr. İlber Ortaylı, buna rağmen konunun gündemde tutulmasından yana olduğunu söylüyordu. Ortaylı, İngilizlerin ellerinde hep bir ferman olduğunu ve eserleri bu fermanlara dayanarak geri vermeme yoluna gittiklerini söylerken, şu ifadeleri kullandı; "Onlar hep öyle derler, ellerinde bir ferman vardır konuyla ilgili, eserleri geri vermezler. Sen de çalınıp çalınmadığına kanıt oluşturacak şekilde verdiğine yahut vermediğine dair bir ferman gösteremezsin, iş bir yılan hikayesine dönüşür. Biz Berlin Müzesi’ne düpedüz karşılıklı akitlerle, geçici bir süre için, ya tamirat ya faydalanma ya da temizleme için geçici olarak verdiğimiz malzemeyi zor aldık."

Cumhuriyet yazarı Özgen Acar da eserlerin Türkiye' ye getirilmesi için verilen tüm çabaları değerli bulduğunu ifade etti. Arkeolog Nezih Başgelen ise Türkiye'den yurt dışına götürülen çok sayıda tarihi eser olduğuna işaret ederken, "Tarihöncesi çağlardan Osmanlı dönemine geniş bir sürece ait bu eserlerin ait olduğu topraklara dönmesi hepimizin ortak dileği. Ancak Bodrum Mozolesi gibi Osmanlı döneminde alınan bazı izinler çerçevesinde giden eserlerin AİHM’de dava açılıp alınamayacağı baştan belliyken bu tarz başarısız olabilecek girişimler bu tip davalarda şu an kabul gören ulusal haklılığımıza yarar yerine zarar getirebilir." diye konuştu.  

KAYNAK

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

KAYNAK

http://www.bodrumageldik.com/mobil/hdetay.php?newsid=29110

MeraklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin