Kudüs Sendromu

6 0 0
                                    

Kudüs sendromu, genellikle dindar insanların Kudüs ziyaretleri esnasında yaşadıkları tuhaf bir sendrom biçimi.

Sendrom, Kudüs’ü dışarıdan ziyaret eden birinin takıntılı düşlere ve delüzyonlara sevk olması, din merkezli psikozlar yaşaması olarak tanımlanıyor.

Daha önce kendi başına literatürde tanımlanmayan sendrom, önceleri sıradan bir isteri olarak tanımlanıyordu.

1930’larda ise psikiyatrist Heinz Herman tarafından ayrıksılığı ortaya kondu ve pek çok otorite tarafından tanınmaya başlandı.

Buna benzer psikolojik problemlerin diğer din merkezli şehirler olan Mekke ve Roma gibi şehirlerde de meydana geldiği ifade edilmiş.

Sendromun basit bir milenyum şaşkınlığından ibaret olduğunu söylemek güç.

Felix Fabri ve Margery Kempe gibi tarihi kişiliklerin yazıtlarında Kudüs sendromuna dahil edilebilecek vakalar meydana gelmiş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Felix Fabri ve Margery Kempe gibi tarihi kişiliklerin yazıtlarında Kudüs sendromuna dahil edilebilecek vakalar meydana gelmiş.

2000 yılında, psikolojisi son derece düzgün olan kişilerin toplu olarak bu sendroma dair davranışlar geliştirmesi ve hastanelere düşmesi, sendromun tanınırlığını iyiden iyiye artırmış.

Kudüs sendromunun bilinen üç formu var:

İlk form, Kudüs’e gelmeden önce hali hazırda psikotik bir rahatsızlığı bulunan ve Kudüs’e gelir gelmez içinde kaldıkları ağır dini atmosferden hastalıkları tetiklenen insanlarda meydana geliyor. Aynı zamanda dindar kişilikler olan bu insanlar, Kudüs’e gelerek yarım kalmış dini bir misyonu tamamlayacaklarını, ya da din adına gerçekleştirmeleri gereken üstün bir amaç olduğuna inanmaya başlıyorlar ve sanrılara boğuluyorlar. Bu insanların büyük çoğunluğu kendini ’Yeniden Dönen Mesih’ ilan etmiş.

İkinci form, sanrılara boğulmak ya da kendini İsa Mesih zannetmekten ziyade, eksantrik bir kişilik özelliğinin ortaya çıkmasından ibaret.

Üçüncü form ise ilk formla benzeşiyor fakat önceden meydana gelmiş herhangi bir rahatsızlıkla alakası bulunmuyor.

Bu kez psikolojik olarak sorunsuz biri, Kudüs’e gelmesiyle birlikte yavaşça bir girdaba kapılıyor ve git gide ruh sağlığı bozulmaya başlıyor. Diğerlerine göre daha karmaşık sayılan üçüncü forma kapıldıysanız büyük ihtimalle şu semptomları yaşıyorsunuz:

- Anksiyete, heyecan ve tansiyon yükseliyor.

- Varsa birlikte geldiğiniz gruptan ayrı ve yalnız gezmek istiyorsunuz.

- Temizlik takıntısı başlıyor. Sürekli duş almak istiyor ve kişisel temizliğinize fazla önem göstermeye başlıyorsunuz.

- Mümkün olduğunda beyaz giyinmeye çalışıyorsunuz.

- Yüksek sesle İncil’den ya da diğer kutsal kitaplardan pasajlar okumaya hevesleniyorsunuz.

- Ağlama duvarına adeta uygun adım yürüyüş yapıyorsunuz.

Bu tuhaf sendrom, diğer pek çok sendrom gibi tartışmalara açık ve çoğu otorite tarafından kabul edilmiyor.

Bu tuhaf sendrom, diğer pek çok sendrom gibi tartışmalara açık ve çoğu otorite tarafından kabul edilmiyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Psikiyatrist M. Kalian ve E. Witztum, Kudüs sendromu olarak tanımlanan şeyin yalnızca önceden psikolojik problemleri olan insanların yaşadığı bir takım nöbetlerden ibaret olduğunu iddia ediyor.

Ne olursa olsun insan ruhunun sınırları ve tuhaflığını yüze çarpan türden bir rahatsızlık, Kudüs sendromu…

KAYNAK

https://www.google.com/amp/s/amp.onedio.com/haber/710710

MeraklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin