Tunguska Olayı

23 0 0
                                    

30 Haziran 1908 günü sabah yedide doğu Sibirya'da Taiga semalarında meydana gelen patlama 20. yy'ın en büyük kozmik sırlarından  biridir. O gün sabah saat yaklaşık 7:45 civarında Sibirya'nın orta kesimlerindeki Podkamennaya Tunguska Irmağı yakınlarında gökyüzünde çok şiddetli bir patlama oldu. Ortaya çıkan ısı sonucunda, ren geyiği sürüleri, binlerce hayvan ve milyonlarca ağaç kül oldu, binlerce kilometre karelik bir çevrede patlamanın sesi duyuldu. İşin ilginç tarafı, patlamanın ardından ne bir gama ışıması ne de bir nükleer serpintinin meydana gelmemesiydi. Olayın üzerinden 100 yıldan fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen bilim dünyası ortak bir teori üzerinde anlaşamamıştır.

Tunguska bölgesinde yaşanan patlamaya bir gök taşının sebep olduğuna dair bilimsel bir kanıt yoktur ve halen bu konu belirsizliğini sürdürmektedir. S.S.C.B. Bilimler Akademisi raporları (cilt: 172, No: 4, 5, 1967) içinde Alexei Zolotov'un Tunguska'ya düşen nesnenin bir meteor olmadığını kanıtlayan etüdü bulunmaktadır. 1970'li yıllarda patlamanın sebebi olarak bir asteroid değil, bir kuyruklu yıldız olarak kabul ediliyordu. Fakat bunu kanıtlayacak bir kuyruklu yıldızın astronomik kayıtlarına rastlanmadı yani bilinen tüm kuyruklu yıldızların hiçbirisinin rotası 1908 yılının Haziranında, dünyanın yakınından geçmiyordu.

 Fakat bunu kanıtlayacak bir kuyruklu yıldızın astronomik kayıtlarına rastlanmadı yani bilinen tüm kuyruklu yıldızların hiçbirisinin rotası 1908 yılının Haziranında, dünyanın yakınından geçmiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gökten inen dev bir ateş topu görgü tanıklarına göre 'Güneşten bile çok parlak' idi. Ağaçlar kibrit çöpü gibi devrilirken, hayvanlar yanıp kavrulmuştu. Ateş topu Tunguska ırmak yatağını kömürleşmiş bir çöle dönüştürmüştü. Sismik ölçüm istasyonlarında kaydedilen olağanüstü olayın etkisi daha sonra araştırmacılar tarafından hesaplanmış ve çarpışma sonrasında 15 megatonluk bir enerji ortaya çıktığı açıklanmıştı. Bu Hiroshima'ya atılan atom bombasının 1000 katına tekabül ediyor. Modern teknolojiyle üretebilen en büyük tahrip edici olan Tsar bombasından bile 3 kat daha fazla! Patlamanın yarattığı etki o kadar büyüktü ki Çin'den İngiltere'ye kadar sarsıntısının şok dalgaları hissedildi. Hatta Çin'de olayın yaşandığı sırada gökyüzünün rengi değiştiği ve ışığın parlaklığı nedeniyle Londra'da insanların gece karanlığında gazete dahi okuyabildikleri iddia edildi...

En iyi tanık ifadeleri olay yerine 60 km uzaklıktaki bir yerleşimden kaydedildi. Burada yaşayanlar, patlama sırasında yere savruldular. Bir çobanın ifadesine göre patlama bölgesi yakınlarındaki 400 başlık bir ren geyiği sürüsü olayda telef oldu. Görgü tanıklarından S. Semenov 65 kilometre öteden gördüğü şeyleri şöyle anlatıyor; "Kahvaltı ederken bir anda Tunguska yönünde gökyüzünün ikiye ayrıldığını ve içinden alevler çıktığını gördüm. Bütün Kuzey'de gökyüzü alevler içindeydi. Bir anda bir sarsıntı yaşandı ve gözlerimi açamayacağım derecede ortalık aydınlandı. İnanılmaz sıcak bir hava dalgasının içinde kaldım, öyle ki yandığımı hissettim ve üstümdeki kıyafetlerimi çıkarttım. Sonra bütün duyularımı yitirdiğimiz hissettim ve çok şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Gökyüzünden taşlar yağmaya başladı. Başımı korumak için yere yattım. Bütün camlar kırıldı ve etrafımda görebildiğim her şey hasar almıştı."


Olayın meydana geldiği bu günün ardından tam 19 sene boyunca kimse Tunguska'ya yaklaşamadı. Bölgede yaşayanlar göç etti. Göç etmeyenler çeşitli hastalıklara yakalandı ve çoğu öldü. Sovyet yönetimi 1927 de olayı araştırması için maden bilimci Leonid Alekseyeviç Kulik'i bölgeye gönderdi. Bölgeye 6 defa araştırma gezisi yapan Kulik, olay yerinde herhangi bir gök taşı parçasıyla karşılaşmadı fakat, uzaydan düştüğü tahmin edilen mikroskobik bazı küçük parçalar buldu. Bölgede gök taşı bulunamayınca yeni tartışmalar ortaya çıktı. Kuyruklu yıldızın gökyüzünde infilak ettiği, dünyaya küçük bir kara deliğin çarptığı, anti-madde çarpışması yaşandığı ve hatta bu patlamanın Nikola Tesla'nın yanlış giden bir deneyi sonucu meydana geldiği bile iddia edildi. Tunguska fenomeni sadece spekülasyonlara değil sanat eserlerine de konu oldu. Bilim-kurgu edebiyatının önemli yazarlarından, "Solaris"in yaratıcısı Stanislaw Lem, 1951 tarihli "Astronotlar" romanında Tunguska olayını işledi. ABD gizli servisi uzun bir süre Tunguska'da yaşanan olayı Sovyetlerin yeni bir bomba denemesi olarak düşündü ve bölgeyi araştırması için ajanlar gönderdi. Ajanların raporlarına göre Tunguska'da deformasyona uğramış hayvanlar ve insanlar görülüyordu. "Yaratık" olarak tabir edilen bu canlıların gerek Sovyetler gerek ABD tarafından deneylere tabii tutulduğu ve doğa üstü bazı özelliklere sahip oldukları iddia edildi.

Tunguska Uzay Fenomeni Vakfının Başkanı Dr Juri Lawbin, Macedonian International News Agency'ye yaptığı açıklamada, 30 Haziran 1908'de bir UFO'nun dünyayı kurtarmak için Sibirya üzerinde dev bir meteorun dünyaya çarpışını engellemek için kendini feda ettiğini öne sürerek Tunguska'da 200 kilometrekarelik alanda 80 milyon ağacın kül olmasına yol açan 15 megatonluk dev patlamanın nedeninin bu olduğunu savundu.

Görgü tanıkları, çok parlak bir ışık ve dev bir şok dalgasından söz ederken, dev patlamanın ardından bölgede ölen ya da yaralanan olmamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Görgü tanıkları, çok parlak bir ışık ve dev bir şok dalgasından söz ederken, dev patlamanın ardından bölgede ölen ya da yaralanan olmamıştı. Dr Lawbin, bölgede bulunan garip işaretli kuvarz kristal dilimlerinin, dev gök taşına çarptıktan sora yere çakılan bir UFO'nun kontrol paneli olduğunu söylüyor."Kristali böyle işleyecek teknolojiye sahip değiliz" diyen Lawbin, ayrıca bölgede demir silikat bulduklarını ve bunun uzay dışında hiçbir yerde bulunmadığını belirtiyor. Buna göre bir Ufo asteroitle çarpışmıştı. Juri Lawbin yönetiminde çalışan ekip, Sibirya'daki vadide UFO kalıntıları bulduğunu ileri sürdü. Lawbin, patlamanın, UFO'nun uçuş yönünü batı doğu yönünde değiştirdiğini düşünüyor. Araştırmayı yöneten Lawbin, dünyaya doğru uçan dev cismin aslında bir milyar ton ağırlığında ve insanlığın kökünü kurutabilecek çapta olduğunu ifade ediyor. Bunun gerçekleşmemesini ise 10 kilometre yükseklikte yapay olarak gerçekleştirilen bir patlamayla önlendiğine bağlayan Rus bilim insanı "çok gelişkin bir uygarlık tarafından kurtarıldığımızdan eminim", diyor.


KAYNAK

http://www.gizemligercekler.com/gizemli-tunguska-olayi/

MeraklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin