"Benim özel bir yeteneğim yok. Yalnızca tutkulu bir meraklıyım."
- Albert Einstein
Araştırdığım ve yayımlamaya değer bulduğum birçok tarihi kişiliği ve olayları elimden geldiğince sizinle de paylaşamaya çalışacağım. Benimle birlikte öğrenin. Umuyoru...
Lilith pek çok inanışta farklı isimlerle yer alan bir varlıktır. Bu inanışları eski Mezopotamya uygarlıklarının inanışları, Yahudilik ve Hristiyanlık olarak çevreleyebiliriz. Onun efsanesinden bahsedeyim sizlere.
Lilith, Adem ile birlikte yaratılan ilk dişidir. Tıpkı Adem gibi o da topraktan yaratılmıştır ve ikisi beraber cennette yaşamaya başlamışlardır. Cennette beraber yaşarlarken birtakım problemler ortaya çıkmıştır, bunların temelini eşitlik kavgası oluşturmaktadır. Adem, Lilith’in kendisinden düşük bir pozisyonda olması gerektiğini öne sürmüştür. Örneğin cinsellik esnasında Lilith, Adem’in altında yatmalıymış veya Adem ne isterse onu yerine getirmeliymiş. Lilith ise tüm bunlara karşı çıkmıştır, ikisininde tanrı tarafından ve topraktan yaratıldıklarını öne sürerek eşit olmaları gerektiğini savunmuştur.
Nitekim bu kavgalar bitmemiş ve Lilith tanrının söylenmemesi gereken adını ağzına alarak, kendi isteğiyle cennetten ayrılmıştır ve dünyada Kızıldeniz taraflarında bir mağaraya gelmiştir. Bu davranışıyla artık dışlanmışlar arasına katılmıştır. Dünyada bizzat şeytanın kendisi ya da şeytanın prenslerinden biriyle beraber olmuştur, bunlar Lucifer veya Asmodeus olabilir. Bu cinsel birleşimlerin sonucu Lilith günde yüz tane cin, şeytan veya vampir çocuk doğurmuştur.
Lilith’in yanı sıra Adem çok mutsuzdur ve tanrıya Lilith’i geri getirmesi için yalvarır. Bunun sonucunda tanrı Lilith’e üç melek yollar. Bunların adı Senoy, Sansenoy ve Samengelof’dur. Bu melekler Lilith’e “evine dön” çağrısı yaparlar ama Lilith dönmek istemediğini bildirir. Melekler de ona, eğer evine dönmezse her gün yüz çocuğunu öldüreceklerini söylerler. Fakat Lilith yine de evine dönmez ve tehdit yerini bulur, her gün Lilith’in yüz tane çocuğu ölür.
Bu olay üzerine Lilith de bundan sonra Adem’den olan tüm erkek çocukları doğdukları andan itibaren ilk sekiz gün içinde, kızları ise ilk yirmi gün içinde öldüreceğine yemin eder. Sadece kendisine gelen o üç meleğin adının yazılı olduğu bir tılsım varsa, o çocuğa dokunmayacaktır.
Efsanenin ilerleyen kısımlarında ise Adem’in kaburga kemiğinden Havva’nın yaratıldığı anlatılır. Bu kadın Adem’den yaratıldığı için ona bağlıdır ve tabidir. İlerleyen süreçte ise Adem ve Havva, yasak meyveyi yedikleri için dünyaya düşerler. Havva’ya yasak meyveyi yemesini söyleyen şeytanın ise Lilith olduğuna dair bir inanış vardır çünkü bu yolla Lilith, Adem ve Havva’nın çocuklarını artık rahatlıkla öldürebilecektir.
Bazı toplumların inanışına göre Lilith bugün bile aramızdadır çünkü tanrı, Lilith ve Adem’i ölümsüz olarak yaratmıştır. Adem ve Havva yasak meyveyi yedikleri için ceza gereği ölümlü olmuşlardır ama Lilith öyle bir şey yapmadığı ve kendi isteğiyle cennetten çıktığı için o ölümsüzdür.
Lilith’in çok güzel bir kadın olduğu düşünülmekte. Bu güzelliğiyle erkekleri baştan çıkardığı ve rüyalarında o erkeklerden hamile kaldığı söylenir.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kızıl saçı, beyaz teni ve kehribardan zümrüt yeşiline çalan gözleriyle her erkeği tahrik edebilme gücünün var olduğu düşünülür.
Zamanımızın popüler kültüründe ise Lilith’in ilk feminist kadın olduğu ve eşitlik için savaştığı düşünülüyor. Bu kültüre göre Lilith feminist, özgürlükçü ve güçlü kadını sembolize ederken, Havva boyun eğen ve güçsüz kadını sembolize etmekte.
Sonuç olarak Lilith efsanesi pek çok kültürde varlığını sürdürmekte ve günümüzde bile etkisi devam etmektedir. Bence Lilith’i nasıl bildiğimiz kişiden kişiye değişmekle birlikte, kendi iç dünyamız ve kültürümüze göre Lilith’in konumunu belirleyebiliriz.