İsabel mesajı attıktan sonra kızlar whatsapp ta konuşmak yerine buluşmayı tercih ettiler. Zaten evleri çok yakındı.'' Okulun oradaki parkta görüşürüz '' diye konuşmuşlardı. Scarlet evden çıktı ve yürümeye başladı. Takip edildiğini biliyordu ama aldırmadı. Despina ise takip edildiğinin farkında değildi. Onun özelliği bakışları ile insanları etkilemesiydi. Kulaklıkları taktığı anda dünyadan kopuyordu. İsabel çoktan parka varmıştı. Sağ eliyle ritim tutarak şarkı söylüyordu.
'' I am coming home.. I am coming home.. Tell the world I am coming home.. ''
Bu şarkıyı çok seviyordu. Kendisini müziğin ritmine kaptırdı ve kızların geldiğini fark etmemişti. Oturduğu yerden kalkıp hafifçe dans ediyordu. Biraz endişeliydi ama umurunda değildi. Kızlar karşıdan ona kikir kikir gülüyorlardı. Gözlerini kapatmış kendi etrafında dönüyordu ve yavaşça havalanmaya başladı. Kızlar gördükleri karşısında şoka girmişlerdi. İyice yaklaşıp İsabel 'e seslendiler.
-İsabell...
-Uçuyorsun..
İsabel gözlerini açtı ve yerden yüksekteydi. Bir anda panikledi ve yere düştü. Ayak bileğini incitmişti. İlk defa yaşadığı bir şeydi ve korkmuştu. Sonra hemen gülmeye başladı ve kızlara kocaman sarıldı.
-Uçuyorumm , gördünüz mü uçabiliyorum..
Sesi inanılmaz heyecanlıydı ve mutlu görünüyordu. Kocaman birbirlerine sarıldılar. O sırada çalılıklar arasında bir tıkırtı duydular ve hepsi aynı anda oraya baktılar. Yalnız olmadıklarının farkında olan Scarlet bağırmaya başladı.
-Hadi ama Alexis çık artık. Takip ettiğini biliyorum , dedi. Fakat ses kesilmişti, gelen giden de yoktu. Alexis olsaydı çoktan gelirdi biliyordu. İçini bir ürperti kapladı. Hepsi aynı anda birbirlerine bakarak çığlığı bastılar ve koşmaya başladılar. Arkalarına bakmadan deli gibi koşuyorlardı. En sonunda Despina dayanamadı ve 'Duruuun' diye bağırdı.
-Neredeyiz biz ? dedi İsabel. Telefonunun flaşını açmaya çalışıyordu o sırada ama eli ayağına dolaşmıştı. Hem korkuyor , hem de lanet ediyordu.
-Sakin olun kızlar , hallettim. dedi Scarlet telefonunu göstererek. O da korkuyordu ama birisinin soğukkanlı olması gerekiyordu. Etrafına baktı ve büyük bir kaya gördü. Üçü birden kayaya yaklaştılar. Bu gördükleri kayayı biliyorlardı. Daha önce görmemişlerdi ama rüyalarında hep buradaydılar.
-Konuşmamız gerek, diye söze başladı İsabel. Ve hepsi aynı anda ; ''Biz cadıyız '' dedi. Artık hepsi her şeyi biliyordu. El ele tutuştular ve o sırada kayanın üzerinden mavi bir duman çıktı. Etraf artık aydınlıktı. Scarlet telefonunun flaşını kapattı ve kayanın üzerinde yazılanları okumaya başladı.
'' Beni yalnızca seçilmişler aydınlatabilir. ''
Onlar seçilmiş kişilerdi. Tam o sırada Scarlet 'in yanında Alexis belirdi. Tam olarak kurt formundaydı ve rüyasındaki gibi yanında duruyordu. Anlamadıkları bir şekilde Chris de gelmişti ve o insan formundaydı. Elindeki kupayı Despina 'ya uzattı.
-Bunu Suzi den almayı unutmuşsun, diyerek Despina 'nın arkasına geçti. Eksik bir şey vardı. Hepsi rüyayı biliyorlardı ve İsabel ' in elindeki çiçekler yoktu. Tam bunları düşünüp birbirlerine bakarken Edward belirdi ve hızlıca İsabel 'in eline rengarenk çiçekleri verdi. O da İsabel 'in arkasına geçti. Daha sonra elinde bir kitap ile Michael belirdi. Hepsi birbirine bakıyordu.
-Eveeet beyler , dedi Michael , Chris ve Edward ! a bakarak. Kurt olmanız gerekiyor , dedi. İkisi de aynı anda ormana koştu ve biraz sonra kurt olarak geldiler. Kurtların hepsi Scarlet 'in arkasına geçti. Çünkü hayvanlarla konuşabilme özelliği ona aitti. O , onlara hükmediyordu. Scarlet arkasına baktı ve hepsine göz kırptı. Bu sırada Michael kitaptan bir sayfa açtı ve okumaya başladı.
-Kehaneti tamamlamak için seçilmişler birbirleriyle kan kardeş olmak zorundadırlar. Kanlarını kayanın üzerine koydukları kupanın içine akıtan seçilmişler , bu kupadan birer yudum almak zorundadırlar. Eğer ki kayadan çıkan mavi ışık yeşile dönerse , seçilmiş kişiler güçlerini kazanacaklar. Fakat ışığın rengi kırmızıya dönerse , kayaya bir kurban vermek zorundadırlar.
Bunu okuduktan sonra İsabel ' e döndü.
-Evet İsabel , o çiçekleri elinde boşuna tutmuyorsun. Bunları doğanın sana sunmuş olduğu kurbanlar. Bir insan , bir hayvan olmak zorunda değil. Doğaya , doğadan bir kurban vermek yeterli.
İsabel tamam anlamında başını salladı ama heyecanlıydı. Eğer kırmızı olursa panik yapmaması gerekiyordu. Michael ile göz göze geldiler. Bize güvenebilirsin şeklinde bir bakış attı Michael , İsabel 'e ve sonra devam etti.
-İşlerin ters gittiğini anladığınız anda kurtlar sizi koruyacak ve buradan uzaklaştıracak. Biliyorsun Scarlet , biz onlarla sadece insan formundayken konuşabiliyoruz ama onları harekete geçirecek olan sensin, dedi Michael. Scarlet gülümsedi ve tamam anlamında başını salladı. Zaten sürekli gülüyordu.
Michael ellerini havaya kaldırdı ve kızlara hazır olup olmadıklarını sordu. Hazırdılar. Kitaptan bir şeyler okumaya başladığı anda , kızlarda bıçak ile avuç içlerine kesik atıyor ve kupaya kanlarını akıtıyorlardı. Başlıyordu işte. Sırayla kupadan birer yudum aldılar ve kupayı tekrar kayanın üzerine koydular. Michael sözleri tamamlamak üzereydi ki , birden kayanın etrafından yeşil ışıklar çıkmaya başladı. Şimdi ne olacak diye düşünürlerken üçü aynı anda havalanmaya başladı. El eleydiler ve başları gökyüzüne doğru yukarıya bakıyordu. Kurtlar bir anda ulumaya başladılar. Ay , kırmızı görünüyordu. Michael o sırada okumaya devam ediyordu ve son satırlara gelmişti. Ayin tamamlanmak üzereydi. Her şey tam istedikleri gibi gidiyordu. Kızlar gözlerini gökyüzünden ayıramıyorlardı ve bedenleri sanki buz tutmuş gibi dimdikti. Kurtların hepsi bir kızın altına denk gelecek şekilde duruyorlardı bu sefer. O sırada Michael son sözü söyledi ve kızlar birden yere düştüler. Baygındılar ve burada iş beylere düşüyordu. Hepsi insan formuna dönüp , kızları kucaklayıp arabalara götürdüler.
---------------------
Hepsi birden Michael 'in evindeydiler. İki gün olmuştu ve kızlar hala uyanmamışlardı. Endişeliydiler. Böyle olacağı hiç bir yerde yazmıyordu ve hiç kimse onlara söylememişti.
Edward : Onlar uyanmayacaklar mı ? Hepsi bizim yüzümüzden. (bunları söylerken ayakta volta atıyordu ve ellerini sürekli birbirine vuruyordu)
Michael : Bizim yüzümüzden diyip durma. Sinirimi bozuyorsun. (koltukta oturmuş , elleri başının üzerindeydi ve oldukça gergindi. bir şeyi yanlış mı okudu diye düşünüyordu)
Chris : Sadece baygınlar siz biliyorsunuz , birbirinizi yemeyi kesin. (o sırada oturduğu yerden kalktı ve mutfağa doğru gitti. acıkmıştı. iki gündür bir şey yemiyorlardı ve ortamdaki gerginlik onu iyice acıktırmıştı.)
Alexis ise sigarasını yakmış ve hiç konuşmuyordu. Bacağını sürekli sallıyordu ve birden aklına bir fikir gelmişti. hızlıca ayağa kalktı. Hepsi birden ona nereye gittiğini sordular ama cevap vermeden hızlıca uzaklaştı. Onlara yardım edebilecek iki kişi tanıyordu. Arabaya bindi ve yolda onları aradı. Britney ve Orion..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOVİCE WİTCHES
FantastikBirbirini geç bulan ama üçgenin tamamlanmasını sağlayan 3 özel genç kızın hikayesi..