-
"Bu gün gelir misiniz?" telefonu kulağım ile omzumun arasına sıkıştırıp konuşuyordum ve bir yandan valizime son eşyaları koyuyordum.
"Şey... Jacob inan bilmiyorum. Ama özel jet ile geleceğimiz için bugün gelme olasılığımız var."
"Peki hayatım sen eşyalarını hazırla seni burada görmek için çok heyecanlıyım."
"Bay bayyy" telefonu kapatıp çantama koydum ve valizimi kapatıp yataktan kaldırdım.Valizin altından tutup yere diklemesine koydum ve taşıma kulbundan tuttum. Çantamı sırtıma asıp son kez odama baktım.Burayı özleyecektim ama bir yandan Jacob'ı göreceğim için çok heyecanlıydım.
Merhaba ben Millie Bobby Brown. İnsanlar kısaca bana Mills der. Birkaç saat içerisinde yaşadığımız yerden, yani California'dan ayrılacaktık. Ailemi o kadar sevmiyorum. Sadece onlara saygı duyuyorum. Onlar muhtemelen beni seviyor fakat bana hiç beni sevdiklerini belirtmemeleri biraz canımı sıkıyor. Biz zengin bir aileyiz ve annemlerin çok yakın gördüğü dostları, yani Jacob'ın ailesinin yanına taşınıyoruz. Zengin olduğumuz için övünen bir kız değilim. Zengin olmamız umrumda bile değil. Ailem ise tam tersine, her fırsatta bununla övünür, zenginlerin düzenlediği partilere giderlerdi.
-
Uçağa bindik ve yaklaşık 2 saat jetimizle gittikten sonra bir piste indik.Fakat burası yeni evimiz değildi. Yeni evimiz bir ada olduğu için orada havaalanı yoktu. Buradan ise tekne ile adaya gidecektik.(Mills)
Tekneye binip adaya geldik ve burası çok güzeldi. Her zaman böyle bir yere gelmek istemişimdir. Şehirden uzak, huzur bulabileceğim bir yere. Tekneden indiğimde tepede bir afiş olduğunu görünce kafamı kaldırıp afişin üzerindeki yazıyı okudum.
'Outer Banks'e hoş geldiniz!' karşıda duran Jacob'ı görünce ağzım kulaklarıma vardı. O da bu adaya üç yıl önce gelmişti. Dört yıldır sevgiliydik ve beni çok mutlu ediyordu.
Valizimi olduğu yere bırakıp koşarak onun kucağına atladım ve benim belimden tuttu. Ben de kollarımı onun ensesinin arkasında birleştirdim. Biraz sarıldıktan sonra kucağından indim ve valizimi alıp annemlerin yanına gittim. Annemler Jacob'ın ailesi ile konuşuyordu. Birkaç dakika sonra arabaya binip taşınacağımız eve geldik. Odama çıktım ve buranın geçenki evimizden daha büyük olduğunu gördüm. Valizimi kenara koyup çarşafı olmayan yatağa yattım. Biraz gözlerimi kapatıp dinlendirdikten sonra ayağa kalktım ve Jacob'ın yanına gitmek için odadan ayrıldım. Daha ev tam olarak tamamlanmamıştı o yüzden eşyalarımı yerleştirmedim.
Annemlerden Jacob'ların evinin yerini öğrenince elime bir harita aldım ve annemin işaret ettiği bölgeye ilerlemeye başladım. Vardığımda kapıyı çaldım ve kapıyı altında mayosu ile Jacob açtı. İlk başta bana sarılmak için yaklaştı ve kollarını açtı. Sanırım havuza girmişti onun yüzünden ıslaktı ve geri çekildim.
"Ya ıslaksın sonra sarıl." dedim gülerek.
"Tamam gel içeri o zaman." kolumdan tutup beni içeriye götürdü ve arka bahçedeki havuzun şezlonglarına oturduk. Birkaç arkadaşı da havuzda yüzüyordu.
"Ee bana Outer Banks'i tanıtmayacak mısın?"
"Yani evet seni gezdireceğim ama şuan gerek yok."
"Ama ben şimdi gezdirmeni istiyorsam??"
"Hayatım gezdireceğim diyorum ya" yüzümü astım ve başımı eğdim. "Ben sana kıyamam ki... Tamam gidiyoruz. Duş alayım sonra ise gideriz olur mu?" hevesle başımı yukarı aşağı salladım ve Jacob ayağa kalktı. Arkadaşlarını gönderdikten sonra dudağımdan öptü ve duşa girdi.
-
Bu bölüm biraz ana fikri anlatma amaçlıydı diğer bölümün başı da böyle bir şeyler olucak sonra asıl olaylara geçicemBu bölümü anca yazabildim kusura bakmayın okulumdan dolayı :/
Neyse oy atın bari o kadar uğraşıyoz amk byee❤️