reflections

778 86 258
                                        

-
Sahilde otururken huzur veren kuşların cıvıltısını dinliyordum. Hala gözümden yaşlar damlıyordu fakat artık hıçkırarak ağlamıyordum. Arkamdan gelen kuma basma sesleri ile kuşları dinlemeyi bıraktım ve ayak seslerine kulak vermeye başladım. Adımlar sola doğru atılıyordu. En azından kulaklarım böyle söylüyordu.

Ayak sesleri kesildi. Sanırım gitmiş olmalıydı. Yine yalnızdım. Aileme anlatsam umursamazlardı bile. Onlar ne zaman umursadı beni? Uzun bir süre bunu kendime itiraf edemesem de gerçekler ile yüzleşmezsem yalanların peşimi bırakmayacağını adım gibi biliyordum.

"Hanımefendi bu saatte burada ne yapıyorsunuz?" solumdam gelen ses ile istemeyerek kafamı oraya çevirdim. Karşımda uzun biri olduğu için kafamı yukarı kaldırdım. Dağınık kvıırcık saçlarından gözleri yarım gözüken, dolgun dudaklara sahip olan bir erkek duruyordu.

"Sen misin?" biraz geç tanısam da Finn'di bu.

"Kimden bahsettiğini göre değişir." yanımda bağdaş kurup oturdu.

"Nasılsın?"

"Neden?"

"Nedeni olması mı gerekiyor?"

Başımı tekrar koyduğum dizlerimden kaldırıp Finn'e baktım. "Sence nasılım?" kaşlarını havaya kaldırdı.

"Sen ağladın mı..?" omuz silktim. "Özür dilerim. İyi hissetmen için ne yapmalıyım?"

"Bir şey yapman gerekmiyor. Ama sana bir soru soracağım."

"Evet?"

"İlk karşılaştığımızda neden bana sarıldın?"

"Yani bende tam olarak bilmiyorum. Sanırım içimde gereksiz bir özlem vardı. Dışarı atmak istedim. Kaç yıl sonra iki kişi dışında birine sarıldım. O iki kişiyi de gördün zaten, Jaeden ve Lilia."

Kaşlarımı çattım. "Ne?"

"Beni duydun."

"İyi misinir? Bir şey varsa anlatabilirsin."

"Kalsın. Sen bana anlat asıl."

"Duymak istemezsin ki. Aşırı utanç verici ve bir yandan üzücü bir olay."

"Uzatma da anlat hadi."

İç çektim ve anlatmaya başladım. "Bak biz Jacob ile dört yıldır birlikteyiz.Ben biri ile bir şey yaşamaktan korkuyorum. Jacob'a özel bir şey değil bu. Bugün onun partisinde ona hazır olduğumu söyledim. Ama aklımdaki bir düşünce sanki bana 'hayır bunu yapma' diyordu. Jacob'a dur dememe veya iteklememe rağmen beni bırakmıyordu. Ondan kurtulduğumda ayağa kalktım ve hazır olmadığımı söyledim. O ise halbuki dört yıldır bu anı bekliyormuş gibiydi. Kendimi aptal gibi hissediyorum. O haklı, gençler sevgilileri ile hep sevişmek ister ama ben bir sevgili olarak sevgilime istediği şeyi veremedim."

"Birincisi, sen aptal değilsin. İkinci olarak ise, seni 4 yıl olsa da 10 yıl olsa da beklemesi gerekir. Hele ki hazır olmayan taraf kız ise." yüzüm düştü. "Ne asıyosun suratını?"

Finn'e dönüp onu süzdüm. "Senin sevgilin yok mu?"

"İstemiyorum."

"Yani ben evlenmicem diyen çocuksun."

"Hayır. Sadece sonsuzluğa inanmıyorum."

"Derken?"

"Herkes bir gün öldüğü gibi bütün sevgililer de bir gün ayrılıyor. Ne sandın? Ölene kadar Jacob ile birlikte olmak mı? Aşk bana göre değil."

"Öyle bir şey düşündüğüm yok sadece... Yani, aşık olmak güzel duygu... Hiç aşık olmadın mı?"

"Hayır."

Outer Banks |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin