Merabaaaa
Watty'e bir güncelleme gelmişti rezaletti işte kimsenin yorum yazmadığı yere yorum yazamıyodum normalde metinin üzerine basılı tutuyodun sonra turuncu chat simgesinin üzerine tıklıyodun ama sonra o yok oldı,şimdi düzelttiler şükür ya
-
"Pşşt günaydın." hafif gözlerimi araladım ve Finn'e baktım."Hadi kalk." sonrasında Finn'in tersine kalan tarafa döndüm ve yorganı iyice üzerime çektim."Aa noldu ama?" bişeyim yoktu ama gözlerimi açamayacak kadar üzerime yorgunluk çökmüştü.Bacaklarım sızlıyordu."Millie hap alman lazım.Ben mi alayım birlikte mi gidelim?" tabii ya.Şimdi hap içmem lazımdı ama yerimden kalkmak istemiyordum."Tamam gidicem." ayağa kalktım ve gözlerimi ovuşturdum.Yanımda duran iç çamaşırlarımı giydim ve sonrasında üstüme rastgele bir kıyafet geçirdim.Saçım o kadar uzun olmadığı için tokanın yanlarından çıkmış saçlarımı toka ile düzgünce topladım ve odadan çıktım.Bir hap alıp dönecektim bu kadar.
Biraz ileride bir markey gördüm ve hızla oraya ilerledim.İçeriye girdim ve istediğim doğum kontrol hapını buldum.Kasaya gittim ve hapı kasaya koydum.Kasiyer biraz beni süzdü."Sen küçük değil misin biraz?"
"Ablama alıyorum.Hem ayrıca,17 yaşımdayım." dediğimde kasiyer kafa salladı.
"Ücretiniz 10 dollar." cüzdanımdan ücret neyse onu çıkardım ve kasiyer hapı bana verdi.Hapı cebime koydum ve geri Finn'in evine yürümeye başladım.
(genellikle yurtdışına gittiğimde oradaki marketlerin çoğunun içinde eczane de oluyor o yüzden market diye yazdım yani hehe)"Ben geldim." Finn kapıyı bana açtı ve gülümsedi."Aldın mı?" "Aldım."
Mutfağa geçtim ve bir bardak su aldım.Hapı önce ağzıma koyup ardından su içtim.Bardağı bir köşeye bıraktım ve hapı da çantamın içine attım.Ardından Finn'in yanına gidip ona sarıldım.
"Finn,evde bir eksiklik var gibi geliyor bana."
"Evet bana da öyle geliyor-" ardından duraksadı "ablam nerede?!"
"Arasana." Finn cebinden telefonunu çıkardı ve Sophia'yı aradı.Telefon birkaç çalıştan sonra açıldı.
"Abla neredesin??"
"Merak etme Finn." dedi ve güldü."Aslında sürpriz olacaktı ama senin evine yakın bir ev aldım.Şimdi de buradaki bir arkadaşımdayım.Yarın o eve taşınacağım."
"İyisin yani?"
"Gayet iyiyim.Millie nasıl?"
"O mu?O biraz yorgun ama iyi olacak."
"Tamam o zaman,kapatıyorum ben görüşürüz"
"Görüşürüz." Finn telefonu kapattı ve bana döndü."Napalm?"
"Hani senin arkadaşların vardı ya,Lilia ve Jadlern mıydı?"
"Evet ama Jadlern değil Jaeden.Nolmuş onlara?"
"Çağırsana onları,hem konuşuruz falan."
"Tamam arıyorum." o sırada camdan biraz dışarıyı seyrettim.Tepede parlayan güneşi gördüm.Onun için zor değil miydi gece olana kadar parlamak?Ben mesela her zaman en tepede olamazdım.Olsam bile parlayamazdım.Bunun yanında bize D vitamini de veriyordu güneş.Bu kadar bize yararı dokunan bir ateş topu parçası bile yüzyıllarca yaşıyordu.
(fen dersi bitmiştir arkadaşlar çıkabilirsiniz)"Aradım,geliyorlar." dedi ve belime sarıldı Finn.Dikkatimi güneşten alıp Finn'e verdim.
"Üstümü değiştirip geliyorum." yatak odasına gittim ve dün topladığım çantamın içinden birkaç kıyafet çıkardım.
