"Ananı, Balın Arel'i yiyor." Bir anda yaptığım harekete Arel'de şaşırmıştı. Öpücüğüme iki saniye sonra karşılık verip, derinleşmişti öpüşmemiz ta ki Egemen gelen kadar.
Arel'den hızlıca ayrılıp, masadan kalktım. Şu an bir pancardan farkım olmadığına eminim. Çaktırmadan Arel'e baktığımda keyfile sırıtıyordu. Her ne kadar öpmüş olsam da söyledikleri canımı acıtmıştı.
Her ikimizin de birbirimize karşı kırgınlıkları vardı. En çokta kafamı kurcalayan soru, anonim olduğumu nasıl anlamıştı? Nerdeyse başından beri biliyormuş. Bu daha da utanmama sebep oldu. "Hoca Arel'i aramak için beni yollasın, paşam burda keyif yapsın." Dedi kinayeli bir şekilde ardından ekledi. "Kız sende niye domates gibi kızardın. Sanki çocuk yaptınız." Demesi ile götüme vura vura ortamdan kaçasım gelmişti. Kantinde sadece üçümüz vardık. Beş dakika önce zil çalmıştı.
"Egemen Aptal aptal konuşma." Dedim
"Derse gelicek misin yoksa devam mı?" Dedi Arel'e göz kırparak Egemen. Biz yalnız kalalım bak sana neler yapıyorum ben.
"Siz ne yaparsanız yapın ama ben gidiyorum." Diyip kaçtım. Baya koşa koşa kaçtım. Arkadan Egemen'in "Bizim kızda utangaç ne yapacaksın işte." Dediğin duymuştum
🍀
Arel'i en son iki ders önce görmüştüm ve yine klasik Balın hareketi olarak kaçmıştım. Alinda değişen tavırlarımı dikkatlice incelerken, dışarda oturduğumuz çardağa Umay, Egemen, Barkın üçlüsü geldi ve patavatsız Egemen hemen baklayı ağızından çıkardı.
"Balın, Arel'in namusunu aldı!" Dedi annesini ispitleyen çocuk gibi.
Bunu duyan Alinda'nın gözleri kocaman olup, çığılık atmıştı. "İşte benim kızım!" Diyip beni sarsamaya başladı. "Kabul et mükemmel gaz veriyorum." 'Aynen.' Diyip geçiştirdim o sırada Egemen Umay'a kolunu atıp, "Darısı bizim başımıza." Diyip göz kırptı.
Umay düz bakışlarla Egemen'nin koluna vurup, "Koluna hakim ol." Dedi "Haşin kızım, naz yapma sende seviyorsun."
"Sen git bunları göz kırptığın kıza de." Dedi
Barkın 'oo' diyip "Konu derin." Dedi gülerek. "Sen sus Ekim biçızını öptüğünü unuttum sanma." Dedim kaşlarımı çatarak. Bak yine o görüntü aklıma geldi. İğrenç. "Üzgünüm Bal ama Ekim hoş kız." Diyip muzipçe güldü.
"Ama boş." Diyip göz kırptım. "Umay çok güzelsin bee." Dedi konudan alakasız Egemen. Umay'sa sadece Egemen'e bakıp gülümsedi. Allahım çok tatlılar. "Abi niye herkes birine yürüyor?" Dedi Alinda sitem ederek. "Sizde yeni gelin gibi nazlanmayın." Dedi Alinda Egemen ve Umay'a sinirlenip. "Zaten bu mal Balın'a gaz verene kadar canım çıktı."
"Keşke bu taktikleri kendide denesen." Dedim kafamı Barkın'ın omuzuna koyarak.
"Terzi kendi söküğünü dikemezmiş." Dedi Umay gülerek. "Sen çok mu dikebiliyorsun Um." Dedi Alinda. Umay omuz silkmekle yetindi.
"Bal senin ki geliyor. Kaçacak mısın kalacak mısın?" Dedi Barkın gülerek. Artık arkadaşlarım bile alışmıştı kaçmama. "Şimdi Balın yengem mi? Arel eniştem mi?" Dedi Egemen Arel'e bakarak. "Kayınçoyuz Egemen." Dedim göz devirerek. "Uyar bana." Dedi pişkince sırıtarak.
"Selam gençler ve Balın." Dedi Arel bana göz kırparak. Ben yine utandım. Umarım kızarmamışımdır.
"Niye Balın'a ayrı selam? Onun farkı ne? Banane bende istiyorum." Dedi Egemen küçük çocuk gibi omuzlarını indirip kaldırarak. "Egemen sanırım küfürlerimi özledin?" Dedi Arel bir taraftan yanıma oturmaya çalışıyordu. Zaten Alinda, ben, Barkın oturuyorduk. Dört kişi sığmamız imkansızdı. "Amacın ne?" Dedim suratına bakarak. "Yanına oturmak?" Dedi masumca. "Yer mi kalmadı Arel?" Dedim yanımdan itekleyerek. "İtmesene." Dedi beni iterek. Ve bizim de 'itmesene, gitsene' kavgamız başlamış oldu. Biz bir süre böyle didişirken.
"Ay yeter çocuk musun? Geç Arel ben kalkarım." Dedi Alinda ve karşı tarafa geçti. Bu kız niye agresifti bu kadar?
Gözlerimi kısıp süzmeye başladım Alinda'yı. Sanırım Alinda ile konuşmalıyım.
"Okuldan çıkarken beni bekle." Dedi Arel kulağıma eğilerek. O konuşmamızdan sonra azda olsa eskisi gibi davranıyordu ama bakışlarında hala görebildiğim bir kırgınlık vardı sadece artık uzatmak istemiyordu. "Olur." "Toplum içinde kulaktan kulağa konuşulmaz terbiyesizler." Dedi Egemen yine araya girerek.
🌸🐷🌸
Dersimiz Edebiyattı ve olduğumuz konuyu iyi bildiğimiz için Alinda'nın sorununa odaklandım.
Siz: Öt hemen.
Malinda: Mert bugün benle konuşmaya çalıştı. Konuştuk çok kötü Friendzonladım onu.
Siz: İkimizde aptalız o zaman?"
Malinda: Orda dur bakalım ben senden zekiyim.
Malinda: Beni salla ve dökül ne oldu ??
Siz: Arel ile Barış'ın arasında ne halt döndüğünü öğrendim.
Siz: Haklıymışsınız cidden bok herifin tekmiş.
Siz: Onun dışında anonim olduğumu uzun zamandır biliyormuş.
Siz: Birde okul çıkışı onu bekleme mi söyledi.
Alinda telefondan kafasını kaldırıp, koca gözlerle bana bakmaya başladı. Kendini çığılık atmamak için zor tutuğunu anlamak zor değildi.
"İyi hocam sizin?" Dedi Alinda zoraki bir gülümseme ile. "Bak birde cevap veriyor, getirin telefonları yarın müdürden alırsınız." Önden ben arkadan Alinda üzgün bir şekilde telefonlarımızı kapatıp hocaya verdik. Sanki evlat acısıydı. "Dedim ben sana." Dedim sıramıza yürüyerek. "Aman yarın verecek karı." Dedi umursamazca.
_____
Sınıftan çıkıp gidecekken, bir kolun tutup kendine çekmesi ile çığlık attım. "Kulağımı siktin." Dedi tandık bir ses. Beni kendisine döndürdü ve yine göz göze geldik. "Selam." Dedim şapsal bir gülümseme ile. "Selam." Dedi oda gülümseyerek. "Gidelim mi?" Dedi Arel. Olur anlamında kafamı sallayıp merdivenlerden indik.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
@Barkınkayalı: 🐜 -Yorumlar kapalı-
Selamm nasılsınız? Kitap hakkında ki düşüncelerinizi yazarsanız çok sevinirimm. Oy ve yorum atmayı unutmayın.
