Sabah uyandığımda, gece yağmur yağmış olması yüzünden hava biraz kapalıydı bu yüzden ben saatin oldukça erken olduğunu düşünerek yanılmış ve uyandığım gibi tekrar uykuya dalmıştım. Yağmurlu havalarda hava oldukça kapalı göründüğü için çoğu yağmurlu gün uyandığımda saatleri karıştırıyor ve bir yere geç kalacaksam bile saatin daha çok erken olduğunu düşünerek tekrar uyuyordum.
Gökyüzü bile beni yanıltıyordu.
Yaz aylarında yağmurlu havaların olması çoğunlukla hoşuma gitmezdi çünkü bugün yağmur yağdı demek yarın daha sıcak olacak demekti, tabii her yer için bu geçerli değildi fakat bizim yaşadığımız yer için tam olarak bu söylenirdi.
Üzerimdeki ince örtüyü her ne kadar açmak istemesem de vücudum biraz terlemişti ve eski pencerelerin arasından sızarak odaya dolan hafif rüzgarlı hava da tam olarak üzerime geldiği için beni rahatsız etmeye başlamıştı bu yüzden üzerimdeki ince örtüyü ve göğsümde duran ağırlığı iterek kalksam iyi olacaktı.
Böyle havalar insana huzur verdiği için beni bıraksalar iki gün boyunca böyle güzelce uyumaya devam ederdim fakat söylediğim gibi üzerime doğru vuran hava şimdiden karnımın sızlamasına sebep olmuşken daha fazlasının olmasına izin veremezdim bu yüzden gözlerimi açmış ve bugün kafeyi açmayacağımız için uyumaya devam eden Jimin'in kolunu üzerimden itmiştim.
Normalde gayet sakin bir şekilde kendi sınırları içerisinde uyuyan Jimin'e bu sıralar sahiden bir şeyler oluyordu çünkü uyurken artık kolu bacağı rahat durmuyordu gerçekten. Onun yüzünden geceleri uyanarak onu kendimden uzaklaştırmak zorunda kalıyordum çünkü ayaklarının veya parmak uçlarının bana değmesi beni gerçekten rahatsız ediyordu.
Ben uyurken istediği kadar bana sarılabilir ve yanıma yaklaşabilir hatta nefessiz kalıp ölmeyecek olsam üzerime uzanıp bile uyuyabilirdi fakat asla ayakları ve parmak uçları herhangi bir yerime değemezdi. Bu konuda gereksiz yere bir rahatsızlık duyuyordum ve eğer bu söylediğim iki şey yaşanmışsa ve onu asla kendimden uzaklaştıramıyorsam gerçekten ağlayacak noktaya geldiğim bile oluyordu.
Yine bir gece oldukça huzurlu bir şekilde uyuduğum sırada bu tarz bir şey yaşandığında Jimin'in ayağını kendimden uzaklaştırmaya çalışmış fakat asla başarılı olamamıştım çünkü onu itsem bile tekrar dönerek tam olarak ayağını bacağıma değdiriyor ve resmen sinir krizi geçirmem için beni zorluyordu. O gece bir süre boyunca onun ile uğraştıktan sonra en sonunda bağırarak ağlamaya başlayacak bir kıvama gelmişken daha fazla dayanamadığım için Jimin'i uyandırmak zorunda kalmıştım.
Yani berbat bir geceydi.
"Nereye gidiyorsun?" diyen uykulu sesi duyduğum sırada tüm yatağı kaplamış olan Jimin'in üzerinden atlamaya çalışıyordum bu yüzden Jimin ayağını kaldırarak gitmemi engellediği için, "İzin verirsen içeriye geçmeyi düşünüyorum" demiştim. "Ne var içeride?"
"Jimin uyurken beynini falan mı çıkarıyorsun sen?" diye sorduğumda yarı kapalı olan gözleri ile yüzüme bakarken saçlarını geriye itmiş fakat ellerini başından çekmemişti bu yüzden ben onun cevap vermeyeceğini anladığımda, "Hayır yani öyleyse söyle de bileyim yoksa sen tekrar beynini yerine koyana kadar konuşulmuyor seninle" dediğimde kısa da olsa bir an için gülümsemişti.
"Hayır yani" diyerek az önce söylediğim şey ile dalga geçerek konuşmaya başladıktan sonra "İçeride uykudan önemli ne olabilir" dediğinde kelimelerim ile dalga geçiyor oluşunu bir kenara itmiş ve elimle arkamda kalan pencereyi gösterirken, "Terliyim ve şuradan gelen rüzgar karnıma vuruyor. Ayrıca yeterince de uyudum" diyerek birbirinin üzerine attığı bacaklarını itmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRANDPA'S HOUSE | yoonmin
Fanfiction"Ay bu gece çok güzel" diye mırıldanmış olan Jimin'i duyduğumda üzerimizde olan örtüyü biraz daha kendime çekiştirmiş ve dudaklarımda bulunan minik gülümsemenin yerini biraz daha utangaç bir tebessümün almasına izin verirken başımı kaldırarak tam te...