"İşte Jungkook yaşanan her şey tam olarak bu" diyerek konuşmayı bitirdiğimde yüzünde oldukça ciddi bir şekilde belli olan şaşkınlığı ile sadece ileriye doğru bakan Jungkook'a doğru kısa bir bakış attıktan sonra nefesimi dışarıya vererek ayaklarıma doğru bakmaya başlamıştım.
Jungkook'u bile bu kadar şaşırtmayı başarabilen şeyler söylemişsem ciddi anlamda riskli ve imkansız şeyler yapmış olmalıydık.
"Senden yardım almaya geldim ama sen sadece şaşırmış bir ifade ile karşıya bakmaya devam ediyorsun." Jungkook gibi birinin bile bir konuda hiçbir fikri yoksa ben daha başka hiçbir şey yapamazdım ki. Resmen tam anlamı ile mahvolmuştum, elimden yapacak hiçbir şey gelmiyordu.
"Sarhoş değildi ve öylece seni öptü öyle mi?" diyerek en sonunda bana dönmeyi başardığında başımı sallamıştım çünkü bunu ona anlatmıştım, sadece anlatmayı geçin bir an donup kaldığı için üç kere falan da tekrar etmem gerekmişti. "Tabi bir de sen karşılık verdin" dediğinde hiçbir tepki vermemiş ve sadece yüzüne bakmaya devam etmiştim.
"Hoseok'a hiçbir şey söyleme derken haklıymışsın" diye daha çok kendi kendine mırıldandığında yine sessiz kalmayı seçmiştim ve Hoseok'un bilmemesini istememin sebebi de o üzülsün istemiyor oluşumdu. Kimse üzülsün istemiyordum fakat onları korumaya çalışırken yine en çok hasarı alan kişi de ben oluyordum.
Zordu gerçekten. Kimseyi üzmemeye çalışmak da, her şeyi yoluna sokmaya çalışmak de ve bunları yapmaya çalışırken bir yandan da kendini korumaya çalışmak gerçekten çok zordu.
"Jungkook nasıl davranmam gerekiyor, eskisi gibi mi olmalıyım?"
"Bence en iyisi önceden nasılsan öyle hareket etmen, o rahatsız olmuyorsa senin de rahatsız olmana gerek yok" demişti fakat üzerine biraz düşününce ben de rahatsız olmuyordum aslında, sadece ne yapacağımı bilemiyordum o kadar. "Jimin'in nasıl olduğunu biliyorsun, çoğu şey onun için çok önemli olmuyor zaten" dediğimde başını salladıktan sonra rüzgarda uçuşan saçlarını elleri ile düzeltmeye çalışırken "Ben asla böyle bir şey beklemiyordum" demişti.
"Emin ol ki ben de hiç beklemiyordum."
Bir süre için düşünüyormuş gibi bekledikten sonra, "Neden seni öpmüş olabilir" dediğinde omuz silkmek zorunda kalmıştım çünkü buna verebileceğim mantıklı bir cevabım yoktu, ne söylesem yalan olacaktı.
"Belki de hoşlanıyordur" dediğinde suratına bakarak gülmeye başlarken işaret parmağım ile kendimi gösterirken "Benden mi?" dedikten sonra Jungkook başını sallayarak yüzüne bakmaya devam ettiği için daha çok gülerek bir süre konuşamamış fakat en sonunda gülmekten yaşaran gözlerimi silerken, "En son sevgilisi için beraber bir şeyler hazırlıyorduk Jungkook bu söylediğin imkansız" demiştim.
"Kimse hoşlandığı biri ile sevgilisine hediye falan hazırlamaz" diyerek tekrar konuşan taraf ben olmuştum ve bu söylediğim öyle çok da eski bir olay değildi bu yüzden Jungkook'un söylediğini aklımın alması imkansızdı. Ama gerçekten hoşlanıyorsa ve buna rağmen bir sevgili edinmiş, üzerine de benim ile birlikte ona bir hediye hazırlamışsa bu da onun salaklığı olurdu.
Jimin böyle bir şeyi yapmaz demeyi isterdim fakat düşününce Jimin böyle bir şeyi sahiden yapardı fakat ben yine de hâlâ benden hoşlandığı fikrine sıcak bakmıyordum.
Her şeyi geçin bir insan sevdiği kişinin kalbini kırmamaya çalışırdı değil mi? Fakat Jimin bunun da tam tersini yapıyordu.
"Yine de bence bunu düşünmekte yarar var" dediği sırada yüz ifademi gördüğünde bir elini omuzuma doğru koymuş ve beni biraz daha kendine çekerken "Şu açıdan bakmaya ne dersin?" diye sorduğu için kaşlarımı çatarak Jungkook'un yüzüne bakmaya başlamıştım. "Hangi açıdan bakacağız?" diye sorduğumda Jungkook biraz düşünüyormuş gibi bakışlarını çekmiş ve hemen sonrasında gülümseyerek yüzüme bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRANDPA'S HOUSE | yoonmin
Fiksi Penggemar"Ay bu gece çok güzel" diye mırıldanmış olan Jimin'i duyduğumda üzerimizde olan örtüyü biraz daha kendime çekiştirmiş ve dudaklarımda bulunan minik gülümsemenin yerini biraz daha utangaç bir tebessümün almasına izin verirken başımı kaldırarak tam te...