"Günaydın!"
Bağırış seslerini umursamadan diğer tarafa dönerek uyumaya devam ettiğim sırada üzerimdeki örtü çekilerek beni açıkta bıraktığında bu sefer Jimin'in "Günaydın" diyen sesini duyarak yüzümü daha çok yastığa gömmüştüm.
"Uyanmıyor bu" diyen kişi de Hoseok olunca üçünün birleşip benimle uğraşmaya geldiğini anlamak hiç zor olmamıştı. "Uyanması gerekiyor artık, yat yat nereye kadar." Jungkook'u ciddi anlamda öldürmek istiyordum çünkü bu adam ne zaman bizim evimizde kalsa her seferinde ya uykumdan oluyordum ya da huzurumdan.
"Yoongi hadi uyan" derken eğilerek kulağıma fısıldayan Jimin'in yüzüne elimi koyarak onu geriye iterken "Beş dakika daha" diyerek biraz daha köşeye doğru kaçmıştım.
"Bana bırakın ben hallederim" diyen Hoseok'u duyduğum gibi gözlerimi sonuna kadar açarak hızla kalktığımda Jimin'in göğsüne çarpabileceğimi hesap etmemiştim bu yüzden "Hayır" diyerek burnumu tutarken Hoseok'a dönmüş ve "Uyandım" demiştim.
Hoseok gülmeye başlarken diğer ikisi anlamamış bir şekilde bize bakıyorlardı fakat şu anda bunu açıklamak istemiyordum. Sadece şunu söyleyebilirdim ki Hoseok birini uyandırmak isteyince çok kötü bir insan oluyordu.
"Sen uyurken kahvaltıyı hazırladık, oyunları kurduk ve ilerleyen saatlerde yiyebilmek için zararlı şeyler bile aldık" derken sırtını yatağa doğru yaslanmış olan Jungkook'a uykulu gözlerimle bakarken başımı sallamıştım. Demek ki iş yapmam gerekmiyordu, güne bomba bir şekilde başlamıştım fakat hala uykulu olduğum için mutlu değildim.
"Ne yaptınız yemek için?" Bu soruyu sorarken hiç arkadaşlarımla konuşuyormuş gibi hissetmiyordum, sanki karşımda oturanlar çocuklarımdı ve ben onlara hesap soruyormuşum gibiydi.
"Hep yediğimiz şeyler işte gel" diyerek ellerimden tutarak beni zorla ayağa kaldıran Jimin'in istediği gibi kalkmış olsam da kendimi tamamen ona bırakarak başımı omzuna yaslamıştım. Biraz benimle uğraşsa bir şey olmazdı.
"Iy sevgi var burada ben çıkıyorum, kahvaltı edeceğim" diyerek odadan ayrılan Jungkook'un ardından Hoseok gülmeye başlamış ve "Gerizekalı" diyerek onun peşinden ilerlemeden önce yatağın üzerinde duran telefonunu almıştı.
"Seni çok seviyorum gerçekten" diyerek başımı omzundan kaldırmadan beline sarıldığımda Jimin de kollarını etrafıma sararak saçlarımın arasına dudaklarını bastırırken "Biliyorum" demiş olmasına gülerek geriye çekilmiştim.
"Jungkook şimdi her şeyi yiyecek, asla bizi beklemeyeceğini biliyorsun" diyerek odadan dışarıya doğru yürüyeceğim sırada seslenerek beni durdurduğu için geriye dönmüştüm.
"Ben seni çok seviyorum." Bu sefer gülümseyerek başını sallayan ben olurken "Evet" demiştim. "Biliyorum."
"Hepsini bitiriyorum!" diye yüksek sesli bir bağırış duyduğumuzda gülerek odadan çıkarak mutfağa doğru ilerlemiştim ve sahiden Jungkook'un acıması yoktu çünkü ciddi ciddi yemişti.
"Doyuramıyoruz biz bu çocuğu Jimin, dünyaları yemiş ya" diyerek Jungkook'un saçlarını karıştırdıktan sonra yanına oturmuştum. Hoseok ve Jimin anında tuhaf sesler çıkararak "Saç dökülecek şimdi etrafa" diyerek sızlanmaya başladıkları için onlara gülerken masanın ortasında duran hazır böreklerden birine çatalımı batırmıştım.
"Şey diyeceğim ya, bugün dışarıda mı olsak biraz? Belki diğerleriyle falan buluşuruz."
"Bence bu dörtlü takılalım fazla kişi olmaya hiç gerek yok" diyerek bardaklara doldurduğu meyve suyunu önümüze bırakan Jimin'e katılıyordum çünkü bugün nedense fazla kalabalık olmayalım sadece biz bize sakince bir şeyler yapalım istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRANDPA'S HOUSE | yoonmin
Fanfic"Ay bu gece çok güzel" diye mırıldanmış olan Jimin'i duyduğumda üzerimizde olan örtüyü biraz daha kendime çekiştirmiş ve dudaklarımda bulunan minik gülümsemenin yerini biraz daha utangaç bir tebessümün almasına izin verirken başımı kaldırarak tam te...