6• Jungkook'un kuzeninin o olduğunu bilmiyordum•

763 116 111
                                    

"Sabah Yoongi meyve suyunu Somi'ye vermedi ve geri kalan hepsini kendi içti." Annesi ile konuşuyor olan Jimin daha ilk dakikalarda beni ispiyonladığı için yakınımda bulunan yastıklardan birini onun suratına attığımda hoparlörde olan telefonun diğer ucundan gelen gülüşme seslerini duyabiliyordum.

"İyi yapmış Jimin ne söylememi istiyorsun?"

"Ne tuhaf annesin sen, kızının içeceği şeyi şu koca bebek içti diyorum." Bundan vazgeçmeyecek olduğunu anladığım an annesi ile olan konuşmalarını dinlemek yerine televizyonun sesini biraz daha açmış ve bizim oturduğumuz koltuğun önünde yere oturmuş olan Jungkook'un omuzuna bir bacağımı uzatmıştım.

Bu sabah kahvaltımızı yaptıktan ve Somi'nin de karnını bir güzel doyurduktan sonra ona oyuncaklarını vererek salonda oynamasına izin vermiş ve Jungkook da buraya geldiği için mutfağı biraz toparlamıştık. Orayı hallettikten sonra geri kalan yerler gözümüze o kadar da dağınık gelmediğinden dolayı yiyeceğimiz tüm lafları umursamadan salona geçerek televizyonun karşısına kurulmuştuk sonra da biz bir şeyler izlemeye başladığımız an Jimin'in annesi aramıştı ve geri kalan şeyler de belliydi zaten.

Ayağımın altında parmaklarını gezdirerek beni huylandıran Jungkook'un omuzundan bacağımı çekerek yüzümü ona yaklaştırırken ilk önce kucağında oturan Somi'ye sonra da ona baktıktan sonra "Ayaklarıma dokunulmasından nefret ederim" demiştim. Yaz aylarında bile çoraplarını sadece geceleri yatarken çıkaran biri olduğum için ayaklarıma dokunulması veya bakılması beni çok rahatsız ediyordu, geri kalan insanlar nasıl ayakları açıktayken rahat bir şekilde gezebiliyorlardı bilmiyordum fakat ben bunu asla yapamazdım.

Jungkook tuhaf bir şekilde sadece başını salladıktan sonra bu konuyu kapatarak bana döndüğünde aklındakileri söylemesi için yüzüne bakmaya devam ettiğimde Jimin de telefonunu kapatarak koltuğun üzerine bırakmış ve başını yastıklardan birine koyarak yanımıza yaklaşmıştı.

"Birkaç gün sonra bir aksilik olmazsa kuzenim burada olacak" diyen Jungkook'un kucağında oturan Somi onu rahat bırakmayarak saçları ile oynamaya başladığında Jimin başını yastıktan kaldırmadan gülmüş ve "Artık bizimle takılmayacağını mı söylüyorsun?" dediği sırada ben yine sessiz kalmaya devam ederken Jungkook gülmeye başlayarak "Şansına küs" demişti. "Çünkü artık iki kişi olarak bu eve geleceğimizi söylüyorum."

Jungkook'u seviyordum. Asla kısaltmasını istemediğim uzun, dalgalı saçları vardı ve benim uzun saçı yakıştırdığım nadir kişilerdendi, dövme ve farklı motiflerden çok hoşlandığı için sağ kolunda boylu boyunca farklı şekillerde dövmeleri vardı ve bu dövmeler sağ elinin üzerinde de bulunuyordu. Onun eski halini de bildiğim için şu anda kendine bulduğu tarzının hayatı boyunca vermiş olduğu en doğru karar olduğunu düşünüyordum.

Her zaman yakışıklı ve havalıydı fakat bu tarzı kesinlikle benim en beğendiğim tarzıydı ve asla bu tarzını değiştirmesine izin vermeyecektim, en azından ben sıkılana kadar böyle devam etse kimseye bir zararı olmazdı.

"Ne zaman geliyor kuzenin, söyle de ona göre kapıları falan kilitli tutalım. Yoongi sen yine daldın gittin ama bu çocuk kuzenini de alıp bizde kalmayı düşünüyor" diyerek şortumu çekiştiren Jimin ile birlikte tekrar onlara doğru baktığımda kaşlarımı çatmış ve "Tanışmıyoruz kuzeninle" demiştim. Tanımadığım kişiler ile neden aynı evde kalmak isteyeyim ki diyecektim fakat Jimin ile tanıştığımız ilk gün beraber yatmış olduğumuzdan dolayı böyle bir şey söyleyemiyordum.

"Tanışırsınız çok eğlenceli biri, sevdiğim sadece birkaç tane kuzenim var ama aralarında en sevdiğim o."

Jungkook her türlü şeyi bize anlatırdı, bu yüzden bizi ilgilendirmeyen birçok şeyi bile onun sayesinde öğreniyorduk fakat daha öncesinde şu çok sevdiği kuzeni hakkında hiçbir şey duymamıştım onun ağzından.

GRANDPA'S HOUSE | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin