"Jimin gelsene yanıma" diye içeriye seslenirken televizyonun sesini biraz daha kıstığımda mutfakta kendine yiyecek bir şeyler hazırlamayı bitirmiş olan sevgilim elinde bir kaseyle içeriye geldiğinde oturduğum koltuğa gelmesi için yanıma doğru birkaç defa hafifçe vurmuştum. Yine çok güzel şeyler hazırlayacağım diyerek girdiği mutfaktan mısır gevreği ile çıkmasına kısa bir an güldüğümde Jimin çoktan yanıma oturmuştu.
"Bir an bile benden ayrı kalamıyorsun Yoongi" diyerek güldüğünde gözlerimi devirmiş olsamda elimde tuttuğum tokaları açığa çıkarmış ve "Önüme otur da saçlarınla şaheser yaratayım" demiştim. Jimin'in sen ciddisin sanırım bakışlarını tekrar görmüş olsam da hiçbir şey söylemeden oturduğu yerden kalkarak önüne geçtiğinde çok olmasa da uzamış olan saçlarının arasına parmaklarımı geçirmiştim.
Oyun oynadığımız gün oturduğumuz yerde birbirimizin tersi gibi oturmuş olduğumuzu fark ettiğimde çenemi Jimin'in omuzuna yaslayarak ona yaklaşırken, "Sen böyle mi öpmüştün beni?" dediğim gibi dudaklarımı yanağına bastırdığımda öksürmeye başlayarak boğazını tuttuğunda gülerek geriye çekilmiş ve "Nefes al, nefes" diyerek avucumda tuttuğum renkli lastik tokaları koltuğun üzerine bırakmıştım.
"Bir anda öyle şey yapılır mı ya, bir şey yiyordum." Elindeki kaseyi yere bırakarak söylediği şey karşısında bana dönmüş olan yüzüne bakarken kaşlarımı çatmış ve "Öpüyorum diye haber mi vereyim istiyorsun?" Diye sormuştum. Çok şey istiyordu.
"Mümkünse evet çünkü görüyorsun bünyem kaldırmıyor" diyerek güldüğünde gülümseyerek ellerimi omuzlarına yerleştirmiş ve onu tekrar diğer tarafa döndürürken sırtını koltuğa yaslamasını sağlamıştım.
"Bir renk seçsene."
"Mor olsun" dediğinde başımı sallamış ve mor renkli bir lastiği diğerlerinden ayırdıktan sonra Jimin'in saçlarının bir kısmını da ayırarak havaya kaldırmıştım. Örülecek kadar uzun değillerdi bu yüzden sadece kaldırdığım saç tutamını öylece bağlamıştım. Dudaklarımı birbirine bastırarak gülmemeye çalışırken aynı şeyleri tekrar ettiğimde bur süre boyunca daha o şekilde oturmuştuk fakat bağlamamış olduğum tek bir saç teli hile kalmamıştı.
Jimin'in kafası renkli bir kirpiye benziyordu şu anda bu yüzden yüzümü ifadesiz tutmaya çalışırken Jimin'in omzunu dürtmüş ve "Bana döner misin?" Derken gözlerimi kırpıştırmıştım. Saniyesinde bana dönen Jimin yüzünden kendimi tutamayarak gülmeye başladığımda kaşlarını çatarak bana bakması üzerimde hiçbir etki etmemiş hatta daha çok gülmeme sebep olmuştu.
Ellerimi uzatarak havaya dikilmiş saçlarının uçlarına parmak uçlarımı değdirirken sesli olan gülüşlerim bir süre sonra kendini kısa süreli gülümsemelere dönmüştü.
"Çok güzel oldu" diyerek en sonunda bakışlarımı gözlerine indirdiğimde yüzünü sıvazlayarak bana bakmış ve kaşlarını kaldırırken, "Güzel mi olmuş?" diye sormuştu bu yüzden hızla başımı sallarken ayağa kalkan Jimin'e bakabilmek için başımı biraz daha kaldırmıştım.
Öylece karşımda durarak sırıtan Jimin'e bakarken kaşlarımı çattığında asla bir anda üzerime atlayarak beni gıdıklayacağını hesaba katmamıştım. Koltuktan destek alarak kaçmaya çalıştığım sırada bacağını uzatarak buna engel olmuş ve ellerini üzerimde gezdirerek kahkahalarla gülmeme sebep olurken geriye attığım başım sayesinde açılan boynumu da birkaç defa öpmüştü.
"Jimin lütfen-" gülmekten sözümü tamamlayamazken ellerimi onun göğsüne koyarak vücudunu itmeye çalışmış fakat gülmeye devam ettiğim bunu pek başaramamıştım. "Jimin lütfen dur" diyerek tekrar boynuma yönelmiş olan dudaklarını avuç içimle örttüğümde sahiden de durmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRANDPA'S HOUSE | yoonmin
Fanfic"Ay bu gece çok güzel" diye mırıldanmış olan Jimin'i duyduğumda üzerimizde olan örtüyü biraz daha kendime çekiştirmiş ve dudaklarımda bulunan minik gülümsemenin yerini biraz daha utangaç bir tebessümün almasına izin verirken başımı kaldırarak tam te...