İşlerin düzelerek güzel bir hal alacağından falan bahsediyordum fakat Jimin yiyecek bir şeyler getirdikten sonra yanıma oturduğunda hepimiz geriye doğru yaslanmış ve tuhaf bir sessizliğin içine çekilmiştik. Kafeye kimse girmiyor, oturduğumuz masada kimse konuşmuyor önümüzdeki içecekler ve o üç küçük kek de yenmiyordu.
Sessizlik iyice boğucu bir hal almaya başladığı için bir şeyler yapmak gerektiğini düşünerek ortada duran düz tabağın içerisindeki küçük keklerden biri elime almış hiçbir şey söylemeden diğer ikisine doğru bakmıştım.
Neden sadece öylece oturup bakıyorlardı ki, en azından bir hareket etseler veya küçük de olsa bir şeyler söyleselerdi.
"Tamam, bence artık biraz konuşsak iyi olur" diyerek en sonunda ben konuştuğumda Jimin sanki benim bunları söylememi bekliyormuş gibi başını sallamış hafifçe boğazını temizleyerek "Bence de" demişti.
Hoseok giydiği uzun kollu ince tişörtün kollarını parmaklarına doğru çekerken masumca başını salladığında oturduğum yerde biraz daha küçülerek kollarımı masaya yaslamıştım.
"Seninle kişisel olarak hiçbir derdimin olmadığını bilmeni istiyorum. Senden hoşlanmıyorum çünkü Yoongi'nin eski sevgilisisin ve bir anda tekrardan ortaya çıktın" dediğinde yüzümü masanın üzerindeki kollarıma doğru saklamıştım çünkü Jimin şu anda konuşmaya en olmayacak yerden başlamıştı.
Ayarı yoktu bu çocuğun gerçekten.
"Senden önce yaşanmış bir şey yüzünden benden nefret edemezsin, ona yaptığım hiçbir yanlış şey yok" diyen Hoseok'a bakmak için başımı hafifçe kaldırdığımda Jimin önündeki orta boylu bardağı kaldırarak kenara koymuştu.
"Senden nefret etmiyorum, sadece sen geçmişte sevdiğim çocukla çıktın ve birkaç gün önceye kadar da onu sevdiğini söylüyordun ve bu benim hoşuma gitmiyor işte. İkinizi sadece yan yana görmek bile beni ne kadar deli ediyor biliyor musun?"
"Biliyorum" diyerek geri doğru yaslanan Hoseok'u gözlerim ile takip ederken tabağa geri bırakmış olduğum kekime uzanmış ve kendime çekerek küçük bir ısırık almıştım.
Ben ortamı umursamadan bir şeyler yemeye başlamışken Hoseok soğuk içecek dolu bardağına parmaklarını sarmış ve "Kimsenin arasına girmek istemiyorum" demişti.
Tekrar.
Kafenin kapısı açılarak içeriye yan taraftaki dükkanda çalışan biri girdiğinde onlar konuşmaya devam etsin diye elimde kalan kekin hepsini ağzıma tıkarak ayağa kalkmıştım.
"Hoşgeldin" diyerek konuşmaya çalışırken arkamda bıraktığım ikilinin bana güldüğünü görünce kaşlarımı çatarak onlara dönmüş ve "Önünüze dönün" diyerek tezgahın arkasına geçmiştim.
"Bugün burası fazla sakin" diyerek önünde duran çocuğa bakarken alaylı bir şekilde gülmüş ve "Emin ol hiç sakin değil" diyerek bir elimi cam tezgahın üzerine koymuştum.
"Babam tatlı bir şeyler istedi" diyerek cam tezgahın içerisine bakınmaya başladığında onun seçmesini beklerken bir yandan da fikir vermeye başlamıştım. Bir an önce geri yerine oturmak istiyordum bu yüzden başka bir tanesini gösterirken, "Baban bunlardan seviyor, her zaman bunlardan alır" dediğimde başını sallamış ve "Ondan olsun o zaman" diyerek bana dönmüştü.
İstediği kadarını paket yaparak ona uzattığımda ücreti de alarak tezgahın arkasından çıkmış ve kafeden çıkmadan önce masalardan birinde oturan ikiliye doğru bakıp önüne dönen çocuğun ardından tekrar yerime oturmuştum.
"Ben yokken ne konuştunuz bakalım" diyerek yerime oturduğumda Jimin geriye yaslanmaya devam ederken, "İçeriye gelen çocuğun ne kadar salak olduğunu" dediği için kaldırmış olduğum bardağı indirerek bakışlarımı ikisinin üzerinde gezdirmiş ve "Ne?" diye sormadan edememiştim.
"Neden tanımadığınız biri hakkında öyle şeyler konuşuyorsunuz" dediğimde omuz silkerek güldüğü için gözlerimi devirmiş ve bunu yaparken gözüm hala yenmemiş olan kekleri bulduğunda gülümsemiştim. "Eğer onları yemiyorsanız-" derken Jimin ile gözlerimiz kesişince sözümü yarıda kesmiş ve dudaklarımı birbirine bastırmıştım.
"Şaka yapıyorum al" diyerek gülmeye başladığında diğer yandan başını iki yana sallayarak gülen Hoseok'a da kıstığım gözlerimle bakmış bana uzatılan tabağı önüme çekmiştim.
Bir anda birlik olup üzerine gelirlerse hiç şaşırmazdım.
"Her neyse Hoseok, Yoongi senin gideceğinden bahsetmişti" diyen Jimin ile birlikte Hoseok başını sallamış ve "Evet, erken dönmeyi istedim" demişti.
"Benim yüzümde gidiyorsan bunu istemem" dediğinde elimdeki bardağın arkasına saklanarak gülümsemiştim. En başından bu yana her şeyin böyle güzel olmasını o kadar çok isterdim ki.
Keşke hiç kavga etmeseler ve her zaman böyle sakince oturup konuşsalardı, her şey çok daha güzel olurdu.
"Dürüst olayım ki evet senin yüzünden gidiyorum ama tek sebep sen değilsin. Sıkıldım artık burada ve biraz da annemlerin yanında olmak istiyorum, özledim hepsini" diyerek gülümsediğinde ses tonundan sahiden de ailesini özlediği belli oluyordu çünkü onlar hakkında konuşurken sesi gerçekten etkili geliyordu.
"O zaman bu akşam Jungkook ile birlikte bize gelin ve hep birlikte Yoongi'nin deyişiyle pijama partisi yapalım. Yoongi'nin annesini de sizin eve göndeririz onlar da kadınlar gecesi yaparlar" diyen Jimin'den böyle bir teklif beklemediğim için gözlerimi açarak ona döndüğümde Hoseok itiraz edecek gibi olsa dahi boşvermiş ve başını sallamıştı.
Yüzümdeki şaşkınlık ifadesi büyük bir gülümsemeye döndüğü sırada Hoseok sandalyesini geriye iterek ayağa kalkmış ve "Bu konuşma için teşekkür ederim ama artık gitsem iyi olur çünkü evdekilere erken döneceğimi söylemiştim" demişti. Bu yüzden biz de ayağa kalkarak onu yolcu ederken Hoseok'un arkasından el sallamış ve "Bize gelirken Jungkook'a benim aldığım tavşanlı saç bandını da getir tamam mı?" diye seslenmiştim.
Hoseok bana doğru dönerek başını salladıktan sonra gülümseyerek yürümeye devam edince suratımdaki büyük gülümseme ile arkamda duran Jimin'e dönmüştüm.
Onunla gerçekten gurur duyuyordum.
"Jimin" diyerek bana bakmasını sağlarken kollarımı beline sararak ona sarılmış ve "Böyle yaptığın için çok teşekkür ederim" diyerek yüzüne bakarken yanağından öpmüştüm.
"Teşekkür etmek için çok basit bir yöntem oldu bu" dediğinde gülerek kollarımı ondan çözmüş ve geriye çekilmeye çalışmıştım fakat Jimin bunu engelleyerek belimden kavramış ve bedenimi tekrar kendine çekerek dudaklarımdan öpmüştü.
"İşte şimdi güzelce teşekkür etmiş oldun."
Uzun süre sonra ilk kez bu kadar geç bölüm attım sanırım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRANDPA'S HOUSE | yoonmin
Fanfic"Ay bu gece çok güzel" diye mırıldanmış olan Jimin'i duyduğumda üzerimizde olan örtüyü biraz daha kendime çekiştirmiş ve dudaklarımda bulunan minik gülümsemenin yerini biraz daha utangaç bir tebessümün almasına izin verirken başımı kaldırarak tam te...