17- Ulaş'ın Sırrı

15K 627 221
                                    


Lütfen beğenmeyi ve yorum atmayı unutmayın ❣️ Destekleriniz benim için çok önemli!!! Seviliyorsunuz ❣️❣️



"Kaç gibi işiniz biter?" Ulaş arabayı park etmek üzereydi.

"Bilmem." diye cevapladım gergin bir şekilde. Ege ile buluşacağım için oldukça gergindim. Neler olacağını bilmiyordum nasıl sonuçlanabileceğinden ve Ege'nin ne söyleyeceğinden tamamen bihaberdim. Anlatacağı şeyi deli gibi merak etsem de, Ulaşın öğrenme ihtimalinden ötürü hiç riske girmek istemiyor, hemen şimdi Ulaşa her şeyi itiraf etmek istiyordum. Resmen Ege ile buluşacağımı gizlediğim için stres yapmıştım ve hemen her an ötmek istiyordum. Çok geç olmadan yani.

"Çok geç kalmayın. Çıkışta alacağım seni." 

Park edip anahtarı çıkarınca kaşlarımı çatıp yüzüne baktım. "Niye anahtarı çıkardın?" Beni bırakıp gitmesi gerekmiyor muydu?

"Kısa işim var burada."

Büyüttüğüm gözlerimle ona bakarken, bu tavrımı garipsemiş olacaktı ki kaşlarını çatıp yüzüme baktı. "Ne oldu? Gelmemi istemiyor musun?"

Toparlamak adına çaktırmamaya çalıştım olabildiğince. "H-hayır." Ama bu bendim sonuçta. Telaşlanınca her şeyi eline yüzüne bulaştıran ve alnında koca harflerle YALAN SÖYLÜYORUM  yazan ben yani. 

O arabadan çıkınca ben de indim ve etrafıma gergin bir şekilde baka baka yanına ilerledim yavaşça. Bu sırada o kıstığı gözleriyle bir şüpheliyi izliyormuşçasına hareketlerimi izliyordu.

"Ne oldu?" dedi yüzüme yarı alaylı yarı ciddi bir şekilde bakarken. "Yine bara mı gidecektiniz gizlice? Planınızı mı bozdum?"

Başımı salladım hemen. "Hayır! Sadece alışveriş yapacağız. Gerçekten!"

Herkes şüphelenirdi herhalde bu halimden. Tam da bi şüpheli gibiydim çünkü. Yüzü farklı renklere giren gözlerini kaçıran ve ellerini kollarını boğulmak üzereymiş gibi sallayan birini görseydiniz siz de hemen yalan söylediğini anlardınız. 

''Umarım öyledir Öykü. İşim önemli olduğundan peşinden gelip bütün gün boyunca koruman gibi dibinde dikilemeyeceğim ama,'' uzanıp hızla yanağımdan bi makas alınca olduğum yere mıhlandım. ''kuşlarım her yerdedir.''

Gözünü de kırpmasıyla beraber iyice 'Bu kişi Ulaş mı?' ikilemine düşmüştüm ki elimi tutup yürümeye başladı. Ben ise tabii hala daha şaşkın bir tavşan gibi kendimi temize çıkarmak için ne söylemem gerektiğini düşünüyordum. 

''K-kuş. Kuşlar. Kuşların mı var?''

Boştaki elini cebine atmıştı yanımda yürüyor ve ona sorduğum soruları duymazdan geliyordu. 

''Kuş... Harika!''

Ne diyorum ben!?

Ulaş bütün saçmalıklarımı görmezden gelip ''Nerede buluşacaksınız?'' diye sormuştu. Onunla beraber ben de durup telaşlı gözlerle etrafı süzmüştüm hemencecik herhangi bir yerde uzun boylu sarı saçlı bir herif var mıydı diye. Ulaş onu etrafta gördüğü gibi anlayabilirdi. Hatta belki de yeniden bir şeyler çevirdiğimi anlamıştı bile!

''Şey... Ecrin de birazdan gelir zaten buraya. Tam bir yer belirlememiştik. Gidebilirsin sen yani.''

Ulaş bileğindeki saate bakmış ve ''Sorun yok. 10 dakikam var.'' demişti. Ah o damarlı kolları... Ne çok yakışıyordu saat takmak! Yani saat takmamın yakışması mı olurdu canım diyebilirsiniz ama oluyormuş işte! 

SerseriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin