Şaşkın bir şekilde karşımdaki Ege'ye bakarken, o muhteşem bir şekilde gülümsüyordu ama bu gülümseme çok ürkütücüydü. Tehlikeli biri olduğunu resmen belli eden cinstendi.
Bir adım geriye attığımı gördüğünde daha çok güldü. "Korkmana gerek yok küçük kuş."
Küçük kuş mu?
Yutkunup birkaç saniye daha yüzüne baktım safça, ardından yanından geçmek üzere hareketlendim ama kolumdan tutup beni çekmiş ve tekrar önüne getirmişti.
Az öncekinden çok daha korkutucu ve ciddi gözüküyordu ama yüzünde soğuk bir gülümseme vardı. "Umursanmamaktan nefret ederim. Beni umursamazsan korkmana gerek var." Ardından unutmuş gibi ekledi. "Küçük Kuş."Ürkek bir şekilde kolumu sıkıca tutan eline ve yüzüne baktım. Benden uzundu, yanında çok küçük kalıyordum, bu yüzden karşı koyamayacağımdan, bana bir tane koysa un ufak olacağımdan emindim.
"B-bırakır mısın kolumu?"
Ege sabırsızlanıyormuşçasına kolumu daha çok sıktı. "Özür bile dilemiyorsun! Ah, ne kadar terbiyesizsin!" dedi alay edercesine.
Gözlerimi yere indirdim. Korktuğumda hep bunu yapardım. Bakışlarım suçlu bir küçük çocuk gibi yere inerdi.
Birden kolumdan çekip beni daha çok kendine yaklaştırdı. Tek eliyle beni tutarken diğeriyle saçımı okşadı. "Özrüm?"
"Ö-özür d-dilerim."
Korkaklığımdan nefret ediyordum ama onun gibi birine diklenemezdim. Çok korkutucuydu. Her an beni okulun arkasına çekip istediğini yapabilirmiş gibi duruyordu. Korkuyordum ondan ve diğerlerinden. Herkesten.
"Aferin."
Kendimi hiç beklemediği bir anda geriye çekince ve elleri arasından kurtulunca şaşırdı ve yüzüme kızgınlıkla baktı. Tam bir şey söyleyecekti ki arkamdan gelen birinin yanımda durduğunu hissettim, telaşla yanıma dönüp kim olduğuna baktım. Ulaştan bir başkası değildi.
Sert ifadesiyle bir eli cebinde bir eli sigarasında duruyor ve Ege'ye soğuk bir şekilde bakıyordu.Ulaş sigarasından bir nefes daha çektikten sonra son derecede sakin bir şekilde sigarayı Ege'nin ayakkabısına doğru attı, sigara tam ayakkabısına çarpı ve yuvarlanarak dibine düştü. Ben şok içinde izlerken bütün bunları, ikisi birbirlerini öldürmek istermiş gibiydi.
Ege dibine düşen sigarayı izledikten sonra yanaklarındaki kasların oynadığını hissettim ve korktum. İkisi kavga ederse bu kavganın arasında kalmak istemiyordum."Bir daha uyarmam." diye devam ettirdi soğukluğunu Ulaş sakince. Ardından gözleri önce yerdeki sigaraya indi sonrada Ege'ye vardı. "Ne demeye çalıştığımı anlıyorsun değil mi? Kendine uğraşacak başka kız bul."
Bütün bunlar ne demekti? Ulaş ne demeye çalışıyordu? Beni koruyor muydu yoksa sadece aptal bir oyundan mı ibaretti bu?
Ege bütün gerginliğine rağmen zorca gülümsedi ve bana bakıp göz kırptı. "Ben kızımı buldum." Ardından bizi orada bırakıp arkasını dönerek gitti. Bu sahne kalbimin çok hızlanmasını sağlamış, beni son reddeme kadar ürkütmüştü. Kesinlikle bu ikisinde de uzak duracaktım. Bunlar hiç de liseli gibi durmuyordu, bunlar çok çok daha ciddiydi. Çok tehlikelilerdi bunu hissedebiliyordum ve ben bu oyunun bir parçası olmak istemiyordum.
Kafamı çevirdiğimde Ulaş ile göz göze geldim. Bana donuk ve soğuk gözlerle bakıyor, ürkmemi sağlıyordu. Önce bir adım geriledim, tepki vermedi. Ardından hızla oradan uzaklaşıp okula girdim.
*****
"Hadi ama kızım ya!"
"Aman be sende ne abarttın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serseri
Genç Kız Edebiyatı"Beni sinirlendirmek için özel olarak mı uğraşıyorsun sen?" dedi sonunda. Sesi oldukça derin geliyordu, bu tını beni oldukça korkutmuştu. "Kötüysem ne olmuş?" dedi, yüzüme baka baka. Biraz daha yaklaştı, nefesini yüzümde hissedebileceğim kadar. "Ne...