Buraya başladığınız tarihi bırakabilirsiniz 💖
Dün gece geç saatlere kadar oturup film izlediğimden ötürü sabah kalktığımda dayanılmaz bir ağrı başıma saplanmıştı. Öyle ki daha gözlerimi tam açamadan sertçe inlemiş ve yatağımın yanındaki küçük dolabı zorluklarla açarak içinden ağrı kesiciyi çıkarmış ve masanın üstündeki suyla içmiştim.
Bugün okulumdaki ilk günümdü. Yani yeni okulumdaki.
4 senedir Ankara'da yaşıyorduk ve neredeyse 3 senedir Koyuncalar Devlet okuluna gidiyordum. Şimdi, on birinci sınıfımın ilk yarısı daha dolmadan, okulumuzda talihsiz bir olay gerçekleşmiş, bu yüzden de okul kapatılmıştı. Okulumu seven biri olarak buna üzülsem de yapabileceğimiz başka bir şey olmadığından, başka bir okula yazdırdı ailem beni.
Mahallemize biraz yakın, yürüyerek biraz uzun sürse de gidilebilecek bir liseydi burası. Şanı fazlasıyla olan ama bu şanı iyi şeylerden değil de kötü olaylarından gelen bir liseydi. Her gün kavga olur, arada 400 metre kadar mesafe olmasına rağmen evimizden bile bağırış sesleri duyulurdu. Bazen birileri bıçaklanır, ambulanslar yarışırcasına okula varırdı. Başka okula da gidebilirdim tabii ama bu çevrede sadece 3 tane daha farklı okul vardı. İkisi asla paramızın yetmeyeceği özel okul, birinde ortaokul idi. Bu yüzden, ailemi maddi yönden zorlamak istemediğimden bu Tekinler Lisesine gitmeyi kabul ettim.
Bunun dışındaki diğer bütün okullar bizim evden iki otobüs değiştirilmeden gidilemeyecek uzaklıktaydı. Hayatta baş edemezdim iki otobüsle gidip gelmeyi. Birini kaçırsan başa bela.Oturduğumuz mahallenin adı Tekinler Mahallesi olmasına rağmen hiçde tekin değildi buralar. Her gece bir olay olur, sarhoşun teki küçük çocuklara bulaşır, babaları tarafından dayak yer ve iş polisliğe bağlanırdı. Bu yüzden geceleri dışarıya pek çıkmaz, çıkınca da mahallenin ortaları, yani en tehlikeli olduğu köşelerine hiç ama hiç yaklaşmazdım. Oralar geceleri serserilerin, balicilerin, kapkaççıların, hatta ve hatta katillerin en aktif olduğu yerlerdi. Oralarda gezerler, bulaşacak adam ararlar, birini bulamazlarsa yoldan geçen zavallı bir hayvan ile uğraşır, camdan onları dinleyen benim içimin gitmesine sebep olurlardı. Her seferinde dışarıya çıkıp onlara gününü göstermek ister ama başıma bela alacağımı bildiğimden susup otururdum. Polis desen.... kaç defa şikayet edilmişlerdi de polis gelip olaya el atmıştı?
Bir şey olduğu yoktu işte. Polisler bile artık Tekinler Mahallesinin serserileriyle uğraşmak istemiyordu.Elimi yüzümü yıkayıp dolabımın karşısına geçtim ve önlüklerimi çıkardım. Dizimin biraz üstünde biten gri bir kumaş etek ve beyaz bir gömlek idi önlüğümüz.
Bunları giydikten sonra altına kilotlu çorap geçirse miydim diye düşündüm ama hava soğuk olmadığından gereği yoktu. Zaten eteklerimiz şort etekti, altında gizli bir şort vardı yani aniden açılmasına karşın.
Beyaz bilekte biten çoraplarımı giydikten sonra beyaz spor ayakkabılarımı geçirdim altıma. Çorabım, ayakkabımın üstümden birazcık görünüyordu ve bu çok tatlı bir görüntü veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serseri
ChickLit"Beni sinirlendirmek için özel olarak mı uğraşıyorsun sen?" dedi sonunda. Sesi oldukça derin geliyordu, bu tını beni oldukça korkutmuştu. "Kötüysem ne olmuş?" dedi, yüzüme baka baka. Biraz daha yaklaştı, nefesini yüzümde hissedebileceğim kadar. "Ne...