Gri Çiçekler, 2. Part
Uyanış | Giriş
"Uçurumun dibi."
—"Seni gördüm sonrasında, benim yaşadıklarımı gördün. Sonsuz bir döngü bu Zümrüt. Uyanman lazım."
"Kes artık!"
"Sonun başlangıcındasın. Kaçamazsın. Tek çıkış yolu uyanmak."
"Kes dedim!"
"Uyan!"
Ve uyandı.
Masmavi gözleri, hemen tepesinde ona bir türlü rahat vermeyen parlak ışığı takip etmekte zorlanırken, göz kapaklarını açık tutmak ise bambaşka bir efor haline gelmişti. Neyse ki ona bu yorucu işkenceyi çektiren doktoru, iki parmağıyla gözlerini açık tutmasına yardımcı olmaya başladı.
"Bilinci yerinde, stabil tepkiler veriyor. Yine de ufak birkaç test yapmak istiyorum, iyi olduğundan gerçekten emin olmak için. Yan etkilerden endişeleniyorum ama sanırsak en zor kısmı atlattı."
"Yan etkiler derken de..."
"En başında hafıza kaybı geliyor, Kemal Bey. Çok uzun zamandır uyuyor, size uyandığında hiçbir şeyi hatırlamama ihtimali olduğunu söylemiştim."
Alnında dolaşan sıcacık bir el hissettiğinde her ne kadar gözlerini açmak istese de vücudunun takatsizliği, bütün emirlerini yok sayıyordu. "Unutmamış olma ihtimali de var..." Hemen kulağının dibinden gelen kadife erkek sesi, bütün tüylerini teker teker havaya kaldırdı. Odadakilerle değil de, daha çok onunla konuşuyormuş gibiydi. "Unutmuş olsa da hatırlatmak için burada olacağım," Adamın şefkat dolu sesi kısıldıkça kısılıyordu, böylelikle gerçekten onunla konuştuğunu anlamıştı. "Artık döndün ya..." Hemen sonrasında alnında adamın dudaklarını hissetti. "Gerisi önemli değil."
"Hemşire arkadaşlar onun biraz daha ayılmasına yardımcı olurken dışarıda beklemenizi öneriyorum. Başında kalabalık yapmayın."
Kemal Aldemir başını sallayıp eşi ile beraber odanın dışına yönelecekken gözleri, içeride kalan adamda takılı kaldı. "Herkesten önce senin çıkman gerekirdi. Ayağa kalktığında ilk göreceği kişi sen olmamalısın. Buna hakkın dahi yok." Aylar geçmiş olmasına ve kızının sonunda uyanabilmiş olmasına rağmen kızgınlığı gram azalmamıştı.
"Bunun hiç sırası değil."
"Uyanır uyanmaz seni görüp her şeyi hatırlamasını istemiyorum," Yaşlı adamın yüzüne alay dolu bir gülümseme yayıldı. "Her şeyi unutmasını çok isterdin, değil mi?"
Bununla beraber genç kadın, hemen yanı başındaki adamın kalktığını hissettiğinde yerinde hareketlendi. Başında hissettiği keskin ağrıya rağmen gözlerini zorlukla açmayı başarabilmişti.
İlk önce ışıklarda göz gezdirdi. Geniş odanın tüm ışıkları yanıyordu, bu onu yorsa da ses çıkarmamaya gayret etti. Sonunda odadaki insanların ifadelerini seçmeye başladığında hiçbir şeyi tam olarak algılayabildiğinden emin değildi. Aklı o kadar bulanıktı ki o an, neredeyse kim olduğunu unutmuştu.
Fakat unutamazdı. Bu mümkün dahi değildi.
Evet, muhtemelen doğru düzgün yürümeyi unutmuştu, nasıl kalem tutacağını da. Belki de hayatındaki belirli olayları ve tek tük insanı ama asla unutamayacağı bir şey varsa, o da kendisiydi.
"Zümrüt Hanım!" Doktorunun sesini duyduğunda bile gözlerini, biraz önce yanından kalkan adamdan çekemedi. Dikkatsizliği ve bencilliği yüzünden yaşanan bir kazayla onu bu hale getiren adam, ona karşı ne hissettiğini hala çok iyi bildiği adam, son gördüğü kişi; biricik eşi, Cenk. "Aramıza tekrar hoş geldiniz."
Derin bir uykuda geçirdiği bir buçuk yılın sonunda, Zümrüt Aldemir nihayet uyanabilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRİ ÇİÇEKLER (Tamamlandı)
Romance3 kitaptan oluşuyor. Gizem. Romantizm. Yetişkin unsurlar ve rahatsız edici içerikler bulundurabilir. - Aldemir Holding'in göbeğinde yaşanan bir cinayet ve çalınan evrakların ardından bütün gözler, şirketin genç ve başarılı CEO'su Zümrüt Aldemir'e...