40. Bölüm | "Sadakat."

274 40 109
                                    

İyi okumalar dilerim!

İyi okumalar dilerim!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir insanı tekrar yaşatmak için bazen panikle koşuşturup elinden geleni yapmak yetmez

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir insanı tekrar yaşatmak için bazen panikle koşuşturup elinden geleni yapmak yetmez. Çok uzun zamandır ölümün döşeğinde olup hala yaşadığından kimsenin emin olamadığı birisini hayata döndürmek için o kişinin de gerçekten yaşamak istemesi gerekir.

Belki de herkes tam da bu yüzden korku içinde sımsıkı tuttukları sedyeyi en yakın doktora ulaştırmaya çalışıyordu. Ellerinin arasından neredeyse kayıp gitmek üzere olan kadının yaşamak istediğinden emin dahi olmadan, onu kurtarmak için seferber olmuşlardı.

Çalışanlar bu manzaralara alışalı çok uzun zaman olmuştu. Bir eli Azrail'in elinde, diğer eli onları sımsıkı tutmaya çalışan yarı ölülere, o zavallıların ardında bırakacağı ailelerinin haykırışlarına, kalplerinin bir saat içinde defalarca kırılmasına... Artık her şeyi normal karşılamaya başlamışlardı.

Fakat bu durum biraz farklı sayılırdı.

Sedyenin üzerinde yarı baygın bir şekilde yatan Zümrüt Aldemir'in canı her sarsılışında biraz daha yanıyordu fakat buna alışmıştı. Acı hep beklediği yerden yayıldığından artık buna takmıyordu. Gözlerini açabilecek ufacık bir gücü kalmıştı ama koridordaki ışıkların parlaklığından bunu yapamıyordu. Uyanık olduğundan da emin değildi aslında. Büyük bir gürültü duyuyordu ama gerçek olduğundan emin değildi. Aklı çok oyun oynardı Zümrüt'e. Son on yedi aydır tutulduğu yerden defalarca çıkmıştı aslında. Defalarca kavuşmuştu sevdikleriyle, defalarca uyanmıştı bu kabustan, defalarca eski hayatına kavuşmuştu. Hiçbiri gerçek değildi. Her seferinde o karanlık cehenneme uyanmıştı. Her kaçtığında, kendini yine aynı yerde bulmuştu.

Şimdi de hissettiği şeylerin gerçek olup olmadığından emin olamıyordu. Gerçekten de arabadan atılmış mıydı? Cenk onu kollarında tutmuş muydu? O an gerçekten de bir hastanede miydi? Uzun bir süre gerçekliğe inanmakta zorluk çekecek gibiydi.

Birkaç kez daha sarsıldıktan sonra uğultu gibi gelen gürültü kesilmişti. Farkında değildi fakat acile alınmıştı, arkasında kimin kaldığını da bilmiyordu ama artık o sesleri duymuyordu. Teninin yara almamış çok küçük bir noktasında başka bir ten hissetti, sonrasında sanki yerinden kaldırılmış gibiydi. Sırtındaki o ufak baskı yerini başka bir şeye bıraktı.

GRİ ÇİÇEKLER (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin