Başımdaki ağrı etkisini azaltırken gözlerimi hafifçe araladım. Tavandaki ışığın belli belirsiz kasvet yüklü görüntüsü bakışlarımı iyice rahatsız etmeye başlarken elimi gözlerimin üzerine bastırdım. Daha sonra derince bir nefes alıp enseme yapışmış saçlarımı sert bir hamleyle dağıttım. Yataktaydım. Ne ara geldiğimi hatırlayamamıştım.
Gözlerim solumdaki yatakta uzanık halde telefonuyla ilgilenen Damlaya kaydı.
"Saat kaç?" dedim vücudumu tamamen ona çevirerek.
Damla sesimi duyar duymaz yatağından kalkıp hızlıca yanıma gelmişti.
"İyi misin? Saat bir oldu..."dedi uykulu bir ses tonuyla.
Gözlerimi inanamamış gibi açtım. Damlanın telaş yüklü bakışlarına diktim gözbebeklerimi.
"Sen neden hala uyumadın?" dedim sırtımı dikleştirmeye çalışarak.
Damla gözlerini kısıp sorgularcasına suratıma baktı.
"Pek iyi değildin, kendine gelmeni bekledim..."dedi samimiyetle gülümserken.
Beynimde belirmeye başlayan yaşanmışlıklar suratımı etkisi altına alırken uyumadan önce neler yaşadığımı hatırlamaya çalıştım.
Emir...
Kalbimde parlayan ve inanılmaz derecede canımı acıtmaya başlayan ağrı tekrar kendisini göstermeye başlarken derince yutkundum.
Ona aşıktım...
Uzun bir süredir ondan nefret ettiğimi sanıyormuşum ancak durum öylesine karmaşık bir hâl almış ki meğer...
Kalbimin acısını son raddede hissederken beynimde yankılanan olumsuzluk hissiyatı bedenimi sarsmaya başlamıştı.
Ona aşık olmamalıydım. Bana böylesine kötü, umursamaz, sevgisiz, saygısız, karamsar davranan bir kişiye hayatımın en özel duygusunu bağışlamamalıydım.
"Masal, iyi misin?"dedi Damla elini saçıma sürecek.
Gözlerimi daldığım yerden ayırıp Damlaya baktım. Cevabını bildiğim ancak duymaktan korktuğum o soruyu tekrar sordum.
"Ben gerçekten Emir'e aşık mıyım?"
Damla sorduğum bu soru karşısında sırtını dikleştirdi ve yüzünü ciddi bir tona bıraktı.
"Ben ne desem boş, kalbin ne diyorsa o..."dedi elini göğsümün sol yanına bastırarak.
Olumsuz anlamda başımı sallayıp derince bir nefes aldım.
"Damla, o aşık olacağım son insan...Bu duyguyu ona besleyemem..."dedim gözlerimi Damla'nın gözlerine sabitleyerek.
"Aşık olacağın kişiyi seçemiyorsun ki..."
Sırtımı iyice dikleştirip yatağın başlığına yapıştırdım. Ne hissedeceğimi bilemez bir durumdaydım.
"Beni böylesine üzen bir adama nasıl aşık oldum?" dedim elimi alnıma bastırarak.
Onu görünce çok farklı hissediyordum. Ancak uzun bir süredir bunu nefrete yormuştum.
O an zihnimde yankılanmaya başlayan mektup satırları tüylerimi diken diken etmişti. Babamın yıllar önce yazdığı cümleler beynimde belirmeye başlarken gözlerimi hafifçe kapattım.
"Ve sakın başka duyguların üzerini nefretle kapamaya çalışma çünkü nefret o kadar kalleş bir duygudur ki,sen kime ne hissettiğini bilemeden hain bir örtüyle sinsice kapatır üstünü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMLE RANDEVU
ChickLitYeni doğmuş bir güneş ve ona eşlik eden nazlı yağmur damlaları.Hayattan umudu kesmiş bir kız ve yanında onun sahibi olmayı hedefleyen kötü bir adam.Oturmuşlar,yağmur damlalarının azizliğiyle hafifçe ıslanmış yere.Kız ağlıyor,adam...adam duygularını...