Çiçek Hanım'a

69 11 2
                                    


Sevgili Çiçek Hanım,

Sizden uzaktayken aldığım her nefeste üşüyorum ve hayatımın ne kadar da bayağı olduğunu anımsıyorum. Biliyor musunuz,  sizden sonra gözlerim kıpkırmızı oldu! Bu kızarıklık biraz ağlamaktan biraz da uykusuzluktandır. Sakın şikayetçi olduğum gelmesin aklınıza bu satırlarımdan. Bu kızarıklık bana, sizi hatırlatıyor.

Ben... Ben sanırım sizi özledim, Çiçek Hanım. Gidişinizin üzerinden sadece birkaç saat geçti ama duygularım öyle bir hal aldı ki, baş edemiyorum. Yazı yazmak her zaman iyi geliyor bana. Duygularımı bastırmak için yazıyorum size. Aslında sesleniyorum da diyebilirim. Hasretimden düşerim yataklara ya da biraz daha ileri gidip ölürüm diye bir kağıt ve kalemle sesleniyorum size.  

Daha önce bir sürü mektup yazdım ama ilk defa yazıyorum postaya dahi atmayacağım bu mektubu. Belki ilktir ama son olmaz. Ah, ne kadar da acınası şu halim!

Çiçek Hanım, acı çekmeyin olur mu? Siz üzülmeyin, ben ikimiz için de üzülürüm. Eğer siz de benim için bir şeyler yapmak istiyorsanız benim için gülün. Ben alışkınım üzülmelere ama siz alışmayın. Dayanamam size. 

Romeo ve Juliet'i biliyorsunuz değil mi? Romeo, Juliet'i görünce nasıl da yalanlayın, demişti gözlerine. O da çok aşıktı ya hani adı kitapta sadece bir kere geçen Roseline'a. Ben de gözlerime yalanlayın, mı demeliyim? Ya rahat vermezse vicdanım? O zaman ne yaparım? En önemlisi de acaba onlarınki gibi kısa sürer mi bizim de daha başlayamayan hikayemiz.

Bilmiyorum, Çiçek Hanım. Aklım o kadar karışık ki... Keşke yanımda olsanız da size dökebilsem içimi. Ne zaman geleceğiniz meçhul olsa da ben bekleyeceğim. Bir hafta, bir yıl hatta bir asır dahi geçse bekleyeceğim. 


Sevgilerle, Erdal Giray

Çiçek Pencereli KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin