57. Bölüm

377 166 174
                                    

~☝🏻~


~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bir Taraf Siyah Bir Taraf Beyaz...

Huzur dolu bir tatil geçirmek istediğimden mi bahsetmiştim! Ne kadar da masumca bir dilek!

‘Tebrikler Damla hanım, cehennem fragmanı niteliğinde nur topu gibi bir tatil kazandınız!’

‘Hayaller vs hayatlar’ kavramıyla tanımlamanın basit kalacağı sancılı bir süreç...

Eve adımımı attığım ilk anda başlayan ve de yaklaşık bir aylık zaman diliminde hızını kesmeden üstüme üstüme gelmek hususunda elinden geleni ardına koymamaya yemin etmiş gibi geçen günler...

Sanki o gün kafeden ayrılmadan önce transa geçmiştim de otobüste Toprak'ın yaptığı paylaşımı gördüğüm an kendime gelmiştim. Sanki o zamana kadar başka biri tarafından komuta edilmiştim. Her şeyden kaçma isteği o denli baskındı ki, eylemlerimi mantık süzgecinden geçiremez olmuştum. Zaten aksi taktirde, yağmurdan kaçarken doluya koşar adımlarla gitmenin aklıselim bir kafayla verilmiş bir karar olması düşünülemez.

Daha otobüsten inmeden pişman olmuştum ama ne çare!

Ailemin beni kapıda gördüğünde girdikleri şok, verdikleri tepkiler... Hele babam! Hatırlamak bile istemiyorum. Normal zamanlarda bile babamın abartılı tepkileriyle baş etmekte zorlanırken o yıkık dökük psikolojiyle kaldırman bir hayli zor oldu.

Tek başıma yolculuk yapmış olmam bile babamın kızması için yeterli bir sebepken, yetmemiş ben onların planlarını da suya düşürmüştüm. Malum, beni almaya İstanbul'a geleceklerdi. Yolculuk için çantalarını bile hazırlamışlar... Hatta gelmişken birkaç gün Mehpare teyzemin evinde biz bize kalır, İstanbul'u dolaşırız diye hayal kurmuşlar, babam da işlerini bu plan doğrultusunda ayarlamış... Nasıl şaşırmasınlar, nasıl tepki vermesinler, nasıl kızmasınlar!

Onlar haklılar haklı olmasına, diyecek lafım yok. Ben düşüncesizce davrandım, bencilce hareket ettim. İçinde bulunduğum ruh halini, beni bunu yapmaya iten sebebi de anlatmayınca, doğal olarak bana karşı çok da sağduyulu bir yaklaşım sergilemediler. Olayı basit bir sürpriz yapma hevesi olarak algıladılar.

Gerçi anlatacak olsam bile onlar anlayacak mıydı ki beni... Haklı bulurlar mıydı, ben bile kendime hak vermezken....

İstanbul'dan nasıl bir hezimetle ayrıldığımı biliyorsunuz, buna ailemin tripleri ve onların heveslerini kursağında bırakmış olmamın mahcubiyeti de eklenince haliyle zehir tadında bir tatil, kollarını açmış bana doğru hızla geliyordu. Ardımdan İstanbul'da yaşanan çalkantılardan bahsetmiyorum bile.

Neler olmuş, neler...

Ben o akşam geç saatlere kadar hala eve gitmeyince, Konya'da olduğumdan bihaber olan Çınar ailesi meraklanıp, kelimenin tam manasıyla ortalığı ayağa kaldırmışlar.

Önce bana ulaşmaya çalışmışlar tabi ama nafile!

Muhteşem ben, onlara haber etmeyi akıl edemediğim gibi Toprak'ın paylaşımından sonra meselenin içine yeniden giriş yapmaktan endişelenerek telefonumu kökünden kapatmayayım mı!

Benimle iletişim kuramayınca da, detayları sonradan Çisil'den öğrendiğim kadarıyla, gece vakti hala dışarıda olan oğullarını arayıp, benim onun yanında olup olmadığımı sormasınlar mı! Beyimiz, ne münasebet diyerek tepkisini konuşturduktan sonra ‘Son zamanlarda babaannemin evinde takılıyordu, oraya bir bakın’ diyerek ailesini Mehpare sultanın evine yönlendirmiş.

Küçük Bir Dokunuş ~Tamamlandı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin