11- İhanetin İlk Perdesi

653 18 5
                                    

11- İhanetin İlk Perdesi
İhanetin İlk Perdesi

 İçimde fırtınalar kopuyor, bir yığın cevapsız soru zihnimde çalkalanıyor ama kendimi açabileceğim kimseyi bulamıyordum. Kendimden başka herkese vakit ayırabiliyor, en acı eleştirileriyse kendime yapıyordum.

İnsan her zaman en ağır eleştiriyi şahsına yapıyordu. Üstelik ufak bir çekince bile duymadan.

Zihnim yeterince bulanıkken arkadaşımın bende hissettirdiği tavır üzerinde daha çok düşündürüyordu. Sanki benden bir şeyler saklıyordu. Ya da ben paranoyaklaşmıştım.

Peki bana aldatıldığını söylediğinde aklımda bunların muhakemesini yapıyor olmam beni kötü arkadaş yapar mıydı?

 "Ailemin benim değil onun yanında olduğunu biliyordu. Ayrıldık dersem annemin diyeceği ilk şey 'Ne yaptın da gül gibi çocuğu kaçırdın?' olacak. Keşke onu hiç tanımasaydım keşke nişanlanmak için bekleseydik gerçek yüzünü görseydim. Kim bilir hakkımda neler söylenecek?"

"Sen bu hayatı başkaları için yaşamıyorsun. Evet belki zor olacak ama yeniden ayağa kalkacaksın. En başta kendin için yapacaksın. Onlar yine konuşacak ve sonra susacak."

"İhanetten ağır gelen söylediği yalanlar, sakladığı kişiliği..." diyerek sessizleşti.

Omzunu sıvazlarken "Her ihanet üçüncü bir kişiyle olmuyor." dedim.

Gözlerime anlam veremediğim bir şekilde bakarken odak noktası yer olmuştu.

"Haklısın olmuyor."


Bacaklarıma başını koymuş bir süre sonra uyuyakalmıştı. Saçlarını okşarken titrek nefeslerini duyuyordum. Levent hayatına girdiğinden beri hep çok mutlu olan arkadaşımı bu halde görmeye hiç alışkın değildim. Bir anda değişen, onları bu hale getiren ne olabilirdi ki?

Titreşen telefonumu elime aldım. Mesaj atmıştı.

GÖNDEREN Ferman:
Güzelim Alpay'la konuşabildin mi?

O an aklıma düşünce gözlerimi sıkıca kapattım.

"Sen değil Ferman'ın birisini sevmesi çok zor. Kaldı ki aranızda kaç yaş var nasıl aklına soktu bunu anlamıyorum." Eline ne zaman aldığını fark etmediğim su bardağını sehpaya sertçe koyduğunda tok bir ses çıkmıştı.

Yutkunup boğazımı nemledirme ihtiyacı hissettim. "Abi aslında-"

Bacaklarımdaki başını nazik bir hareketle kaldırıp koltuktaki yastığa bıraktım. Üzerine ince battaniyeyi örttükten sonra mutfağın tarafınadaki küçük balkona çıkıp kapıyı çektim.

Telefondan numarasını çevirip cevap vermesindeydi sıra. Sol elimle boynumu ovuştururken çok beklememe gerek kalmadan açmıştı.

"Sevgilim seni merak ettim." Boğuk sesi kulağıma ulaşırken nedenini bilmediğim bir sıkıntı basmıştı.

"Süheyla'm?" Bu defa adımı söylemesiyle kendime geldim. Dudaklarımı ısırırken "Söylemek üzereyken Esila geldi. Konu başlı başına dağıldı. İçeride yatıyor şimdi." dediğimde iç çekti.

"Konu neden onun gelişiyle dağıldı güzelim. Konu Levent mi?" Sanki görecekmiş gibi başımı salladım. Yavaş yavaş kaşlarım çatılırken "Sana bunu anlatmamıştım. Sen nereden biliyorsun?" diye sordum.

Oysa benim sorumu duymazdan geldi. "Ayrılık nedeni olarak ne söyledi?"

Sıkınıtlı nefes çektim ciğerlerime. "Levent'in aldattığını." Gerçek olmadığı belli olan bir gülüş dökülmüştü dudaklarından. Sonrasında boğazını temizlediğini belli eden sesi duydum.

İHANETİN ANATOMİSİ I İNTİHARCI +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin