YIL SONU PARTİSİ - 1

103 59 4
                                    

Başlı başlına bütün sıkıntılarım ortadan kaybolmuş gibi, yıl sonu partisi için matematik öğretmenimizin yanına gittim. Koridorun kalabalık olduğu kadar gürültülüydü. ''Bayan Mary, affedersiniz şey...'' Etrafa gözlerimi gezdirdikten sonra -acaba kabul eder mi- düşüncesi ve yüz ifadesiyle konuşmaya devam ettim. ''Yıl sonu için bir hazırlık yapıyoruz, bir parti düzenliyoruz. Okul sorumlusu olarak sizden destek istesem?'' Bu sırada koridorda yürümeye başlamıştık, aceleci hareketleri ve elindeki kitaplarla hızlı adımlarla yürüyorduk. ''Anlamadım? Yani bir parti için izin mi istiyorsun?'' Cümlesi biter bitmez hemen konuştum. ''Evet, bazılarımızın ailesi buna izin vermiyor, bunu okul kapsamı dışında yaptığımızı düşünüyorlar, bunun için destek verirseniz çok minnettar kalırız efendim.'' Konuşmalar hızlı hızlı birbirini takip ederken arkalardan bana seslenen Lauren'i gördüm. "Henry!"

Ardından konuşmasını sürdüren bayan Mary'e kafamı çevirdim.

''Bak, bunun için izniniz zaten var, ama aileleriyle görüşmemi istiyorsan bana bir liste oluştur tamam mı?'' dedi.

''Elbette, teşekkürler bayan Mary.'' diyerek adımlarını takip etmeyi bırakmıştım. Sonra Lauren kulağıma parmağıyla vurunca, acıyla ''Hey!'' diyerek arkamı döndüm. Gülen bir çift gözle karşılaşınca sırıttım. ''Ne yapıyordun?'' dedi. ''Şey...'' Lafımı hızla kesti. ''Önemi yok, yıl sonu partisi için izin almaya çalıştığının farkındayım. Ama bu partide benimle dans etmek isteyen çok kişi var.''

Kaşımı kaldırıp onu süzerken "Evet, bunu biliyorum." dedim.
Aradan birkaç saniye geçtikten sonra gülümsedi, o anda gözlerine takılı kaldım. Sadece bakışıyorduk. Sonra gözlerim birden etrafa bakındı, herkes bize bakıyordu. Tabi Lauren de anlamıştı. "Hey, yarın görüşürüz tamam mı?" diyerek yanağıma bir öpücük kondurup koridordan çıkışa doğru ilerledi ve gözden kayboldu. Etraftakilerse hâlâ beni izliyordu, içlerinden bir kız yanıma geldi. "Selam." dedi girişken bir ses tonuyla. "Ben Katty, fizik dersi, Bay Lincoln'ün sınıfı, hatırladın mı?" Ses  tonu tanıdık geliyordu ve evet, onu daha önce görmüştüm. "Sevgilinin olduğunu bilmiyordum." dedi.
Kekeleyerek konuştum "Şey, ee... Biz, yani..." Nefesimi gülümsemeyle dışa vurdum ve devam ettim. "Biz uzun süredir birlikteyiz, pek göze batmayız ve sen gibi yeni gelen arkadaşlar pek bilmezler. Yani sevgili olduğumuzu." Gülümseyerek kafasını 'hayır' dercesine sallarken gözlerini kapamıştı. "Aslında... Birbirinize yakışıyorsunuz..." dedi. "Teşekkürler." dedim. Bir süre sessizlik hakim sürünce konuşmak zorunda kaldı. "Ben yıl sonu partisi için gelmiştim. Henüz karar verememiştim, kavalyem olur musun diye soracaktım ama..." Cümlesini bitirmesine izin vermedim. "Teşekkür ederim, çok naziksin." deyince sanırım bozulmuştu. "Rica ederim. Tanıştığıma memnun oldum." dedi. Karnında tuttuğu kitapları kaldırmadan parmaklarını yukarı kaldırdı. Arkasını dönüp gidiyordu ve onu durdurmak için seslendim. "Baksana, bir şeyler içelim mi?''                          

                                                                                    ***

Kantinde etrafa bakınırken konuşmasına devam etti ''Aslında... Benim seninle konuşmak istediğim başka bir konu vardı.'' Kahvemi yudumlarken meraklı gözlerle ona bakıyordum. ''Nedir?'' Biraz ciddileşerek devam etti. ''Şu virüs olayı, eminim duymuşsundur. Onun hakkında bir araştırma ödevim var. Bu konuda kaynaklar çok az ve bir keresinde bu konu hakkında arkadaşlarınla tartıştığını duymuştum. Belki bana yardımcı olabilirsin?'' Yüz ifadesinde mahcupluk vardı. Gözlerimi aşağı indirip birkaç saniye düşündükten sonra cevapladım. ''Evet, elbette.'' Kahve bardağını kenara koydu. ''Başka bir yerde konuşmak ister misin?'' dedi. ''Olur, buralarda bildiğim bir kafe var, istersen oraya gidebiliriz.'' dedim ve kantini hızla terk ettik. 

THE NONETHELESSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin