1 - Nişan

31.7K 1K 457
                                    

Arkadaşlar merhaba, bölümün başına önemli bir not yazma gereksinimi duydum. Lütfen okuyunuz.

Bu kitap, kadına şiddeti meşrulaştırmamakta, aksine ne kadar korkunç bir şey olduğunu gözler önüne sermektedir. Bununla birlikte bu hikaye 11 - 12. yüzyıl arasında geçmektedir. Bu dönemdeki bir kadının yetiştirilme tarzı ile 21. yüzyıl kadınının yetiştirilme tarzı elbette bir değildir. Ailesi tarafından güvence sağlanmamış, boşanması söz konusu dahi olmayan bir kadının evini terk etmesi 21. yüzyılda bile çok zor iken (ki bildiğiniz üzere boşanmak artık mümkündür) siz on yüzyıl önce yaşamış bir kadından bunu bekliyorsanız üzgünüm. Tam şu anda bu kitabı okumayı bırakabilirsiniz.

Bu kitabın birden fazla ana karakteri yoktur. Zaman zaman başka kişilerin ağzından yazılsa bile baş karakter tektir ve o da Victoria'dır. Bu kitabı; ana fikri olmayan, içi boş, aşk romanları ile karıştırmayınız. Okuduğunuz için teşekkürler.

Bu yazı, spoiler olabilecek kısımlar çıkarılarak 26. bölümden alınmıştır.

Hikayeye başladığınız tarihi yazma paragrafı. İyi okumalar ☺️

Leydi Victoria bahçede dolaşırken uşağın kendisine koşar adım gelmesiyle duraksadı. Kendisini selamlayan uşak, babasının leydiyi odasına çağırdığını bildirdi. Victoria, itiraz etmeden uşağın arkasından zarif adımlarla babasının odasına ilerlemeye başladı.

Leydi Victoria Patel, on altı yaşında, iyi eğitimli ve soylularca kıymetli bir kontun tek kızıydı. İnançlıydı, haç kolyesini boynundan hiç çıkarmazdı. Babasının sert mizaçlı biri olmasından mütevellit sessiz bir kızdı.

Sosyeteye takdim edilmişti fakat o da annesi gibi balolara katılmazdı. Kont John Patel bunların israf olduğunu düşünüyordu. Leydi babasına hak vermişti. Bir soylu her zaman iyi giyinmeliydi ancak köylüler kıt kanaat yaşarken, balolar gibi gereksiz harcamaları tanrı affetmezdi.

Babasının çalışma odasına geldiğinde askerlerin haber vermesini bekledi Victoria. İçeriye girdiğinde saygıyla selamladı ve babasının işaretiyle karşısına oturdu. Alnı kırışmış, önündeki kağıtlarla ilgileniyordu kont. Meşguldü, her zamanki gibi.

"Sana ve halkımıza uygun bir eş adayı buldum." diye söze girdi Kont Patel. Biliyordu Victoria. Verimli toprakları vardı ancak asker sayıları azdı. Olası bir savaşta her şeyden çok müttefike ihtiyaçları vardı. Bu anlamda kontun tek çocuğu olmak, evlendiğinde beraberinde gidecek yüklü çeyiz Victoria'yı soyluların gözünde değerli kılıyordu.

On üç yaşında sosyeteye takdim edildiğinden beri onunla evlenmek isteyen birkaç soylu olmuştu. Fakat Victoria hiçbiri ile ilgilenmemiş, kararı konta bırakmıştı. Kendisi için en uygun kararı onun vereceğine hiç şüphesi yoktu.

"Kont James Green'in oğlu Lord Henry Green. Kalesi arkamızdaki dağların ardında altı saatlik mesafede. Üç ay sonra çeyizinle birlikte gideceksin. Çeyizinin hazırlanması için emir verdim, sen de hazırlan."

Hafifçe tebessüm etti Victoria. "Siz nasıl isterseniz Kont Patel." Daha sonra izin isteyip çıktı odadan.

Kont John Patel kızının ardından gülümsedi. Kızı iyi bir evlattı. Aldığı tüm eğitimlerin hakkını vermiş, kendisini örnek bir leydi gibi yetiştirmişti. Nihayet tüm o uğraşların hakkını verecek, kendisine iyi bir müttefik kazandıracaktı.

...üç ay sonra...

"Kocanın bir dediğini iki etme. İyi bir eş ol." dedi annesi Victoria'nın odasında yola çıkmadan önceki son kontrolleri yaparken.

"Ona güven, dediklerini sorgulama. Mutlaka onun bildiği ve senin bilmediğin bir şey vardır. Yerini bil Victoria." Pelerinini giydiren hizmetçisi Daisy'e dışarı çıkmasını işaret eden Kontes Mary Patel, tekrar kızına döndü.

"Sakın kocanı utandıracak bir şey yapma Victoria. Onun hep yanında olmalısın." Son kez üstünü düzeltti Victoria.

"Anne," diye fısıldadı. "Korkuyorum."

"Korkma Victoria. O seni koruyacaktır."

Bilinmezden korktuğunu söyleyemedi Victoria. Müstakbel kocasının hakkında bildikleri yirmi üç yaşında ve kendisi gibi tek varis olmasıyla sınırlıydı. İyi biri miydi? Kendisine iyi davranacak mıydı? Ya gittiği topraklar?

Victoria şimdiye kadar kalenin dışına hiç çıkmamıştı. Tehlikeli miydi? Orada yabancılık çekecek miydi? Belki kocası onu gezmeye götürürdü. Götürür müydü sahi? "Evlendikten sonra arada sırada sizin yanınıza gelebilirim değil mi anne?" diye sordu Victoria. Özlerdi evini, eski piyanosunu, odasının penceresinden görünen manzarayı özlerdi.

"Kocanla birlikte, elbette." dedi Kontes Mary. Victoria annesinin vurgusunu anlamıştı. Artık Green kalesinin leydisi olacaktı. Kocası kont olduğunda ise o kalenin kontesi... On altı yılını geçirdiği bu kalede misafirdi artık. Belki kocası bir gün onunla gelmeyi kabul ederdi. Eder miydi sahi?

Bahçede annesi ve babasına reverans yaptıktan sonra veda edip arabasına bindi Leydi Victoria. On altı senedir dışarıya adımını atmadığı bu kaleden Lord Henry Green'in nişanlısı olarak çıkabilmişti.

Leydi VictoriaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin