Bu bölüm, yaptığı yorumların güzelliğinden dolayı bgrannyse ithaf edilmiştir.
Arkadaşlar merhaba, bölümün başına önemli bir not yazma gereksinimi duydum. Lütfen okuyunuz.
Bu kitap, kadına şiddeti meşrulaştırmamakta, aksine ne kadar korkunç bir şey olduğunu gözler önüne sermektedir. Ana karakterimiz olan Victoria, eşine aşık değildir. Şu ana kadar kitabımda asla böyle bir cümle geçmedi. Bununla birlikte bu hikaye 11 - 12. yüzyıl arasında geçmektedir. Bu dönemdeki bir kadının yetiştirilme tarzı ile 21. yüzyıl kadınının yetiştirilme tarzı elbette bir değildir. Ailesi tarafından güvence sağlanmamış, boşanması söz konusu dahi olmayan bir kadının evini terk etmesi 21. yüzyılda bile çok zor iken (ki bildiğiniz üzere boşanmak artık mümkündür) siz on yüzyıl önce yaşamış bir kadından bunu bekliyorsanız üzgünüm. Tam şu anda bu kitabı okumayı bırakabilirsiniz.
Bu kitabın birden fazla ana karakteri yoktur. Zaman zaman başka kişilerin ağzından yazılsa bile baş karakter tektir ve o da Victoria'dır. Ve bu kitap; çeşitli eziyetlere maruz kalan bir kadının, kocasıyla mutlu mesut hayatını tamamladığı bir hikaye değildir ve olmayacaktır. Bu kitabı; ana fikri olmayan, içi boş, aşk romanları ile karıştırmayınız. Okuduğunuz için teşekkürler. Birazdan bu yazıyı ilk bölüme de kopyalayacağım.
Daisy kaledeki gürültüyü duymuş, korka korka çıkmıştı odasından. Kötü bir şeyler oluyordu ama bilmiyordu ne olduğunu. Zindana giden merdivenlerin başında birkaç muhafızın Matthew'ı ittiğini görünce buz kesti.
"Matthew!" diye bağırarak koştu. Elleri arkasından bağlıydı Matthew'ın. Neden ellerini bağlamışlardı?
Muhafızlar Daisy'nin yaklaşmasına izin verdi. Tüm kale tanıyordu onu. Matthew'ın karısı olduğunu biliyorlardı.
Daisy bir eliyle yakasını, bir eliyle yanağını tuttu. "Neler oluyor Matthew? Neden bunu yapıyorlar sana?"
"Bilmiyorum, Daisy. Kendine dikkat et ve odamızı kilitle. Bir süre belli ki yanında olamayacağım. Neden beni buraya tıktıklarını öğrenecek ve geri döneceğim. Korkma güzelim."
Muhafızlar onu aşağı indirirken şok içinde izledi Daisy olanları. Tüm bunlardan leydisinin haberi var mıydı? Matthew hiçbir şey yapmamıştı ki. Emindi buna.
Geldiği gibi koşarak kalenin merdivenlerinden yukarı çıktı. Leydisine haber vermeli ve işin aslını öğrenmeliydi. Leydisinin odasının önünde bekleyen muhafız kendisini durdurdu. "Leydi Victoria yokken içeri giremezsin."
"Ne? Nerede peki? Onunla konuşmalıyım."
Muhafız bilmemesine inanamıyormuş gibi ona baktı. "Lord Henry onu zindana attırdı. Lordu aldatıyormuş."
Daisy buz kesti. Bu ne çirkin bir suçlamaydı böyle. "Leydim asla böyle bir şey yapmaz!" dedi muhafıza. Sesinin biraz yüksek perdeden çıkmasına engel olamamıştı.
Muhafız güldü. "Evet, eminim yapmamıştır."
Daisy öfkeyle ayrıldı oradan. Matthew da, leydisi de zindandayken ne yapacaktı? Kimi vardı onun burada? Hiç kimsesi... Matthew'a bir şey olsa leydisine, leydisine bir şey olsa Matthew'a giderdi. Peki ikisini de elinden aldıklarında ne yapacaktı?
Sevdiği adamın ne ile suçlandığını bile bilmiyordu. Leydisi bile böyle çirkin bir ithamla karşı karşıya kalırken kim bilir Matthew'a ne iftirası atmışlardı?
Yardım istemek istiyordu birinden. Fakat çaresiz kalmıştı. Matthew'ın babası bir şey yapamazdı. Hem yaşlı adama bunu söyleyip de endişelendirmeye gerek yoktu. Peki kime söyleyecekti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leydi Victoria
Historical FictionBir kelebek yanlış zamanda kanat çırpar, bir mektup yanlış kişiye ulaşır, bir asker aşık olur, bir leydinin hayatı değişir. ... Başkasına aşık bir lord ile evlenmek zorunda kalan genç ve uysal bir leydinin hikayesi...