Jason, annesi, Dorothy ve ben sessiz bir şekilde kahvaltı yaparken inanılmaz tuhaf hissediyordum. Aslında sorun yoktu ama Jason'un kucağında yakalanmam kadının kafasını karıştırmış olmalıydı. Jason bu sessizlikten rahatsız olmuş olacak ki "Kate ile tanışmanız iyi oldu, anne. Bundan sonra ortak sayılırız. İşleri birlikte yürüteceğiz." diye atladı. Kadın kahvesini içerken kalkmış kaşları ile bana bakınca yutkundum. "Sende mi dövüşüyorsun, Kate?" Başımı onaylamazca salladım. "Ben ring kızıyım." Kadın ağır ağır başını sallayarak beni onaylarken hakkımda ne düşündüğünü inanılmaz merak ediyordum. "Ring kızları eskide kaldı sanıyordum. Hala var olması ne kadar hoş." Yaptığım işi dövüşlerde tabela taşıyarak erkeklerin gözünü doldurmak sananların aksine bunu da bir kariyer olarak görüp saygı duyarak tamamen erkek egemen bir sektörde ayakta kalmaya çalışmak olarak görenler beni çok mutlu ediyordu. Jason gülümseyerek bana bakarken "Kate sayılı ring kızlarından biri anne." deyince bende ona gülümsedim. Şuan misafirine küçük kızını öven bir baba gibi davranıyordu. Bayan Wilder ikimize kısa bir an bakıp yemeğine devam ederken "Pekala aranızda ne gibi bir ilişki var?" diye sordu. Dorothy masada nefes bile almadan yemek yerken nasıl olduysa konuşmaya karar vererek "Yatmıyorlar." deyince suyumdan bir yudum alırken Jason'un açıklamasına izin verdim fakat iyi mi yaptım bilmiyordum. "Kate'le arkadaş kalamayacak derecede ilgileniyorum fakat o ilişki kurmak konusunda bana güvenmediği için arkadaş kalmak istiyor. Ayrıca işten dolayı her gün birlikteyiz. Ve bu gün üç kez onu öptüm." Ufak bir öksürük ağzımdan kaçarken ona kötü bir bakış attım. Bayan Wilder gülerek bana baktı. "Erkekler ilişki konusunda her zaman güvenilmezdir. Jason bile." Jason'a gözlerimi kısarak bakınca şaşkınca annesine döndü. "Anne, tanrı aşkına. Kate'le bir sürü güzel bebek yapabilirdik." Annesi bu sefer sesli bir şekilde güldü. "Eminim hayatım. Fakat Kate akıllı bir kadına benziyor ve sende güzel kadınlardan hoşlanan bir erkeksin. Oğlum olman bu gerçeği değiştirmiyor." Hayranlıkla Bayan Wilder'ı izledim. Sanat eseri gibiydi.
Jason derin bir nefes alarak yemeğine dönünce ne düşündüğünü merak ettim. Fakat merakım uzun sürmemişti. Kaşlarını kaldırarak işaret parmağını bana doğrulttu. "Bu pes edeceğim anlamına gelmiyor. Hata bile olsa denemek zorundayız." Kıkırdayarak suyumu bitirirken Bayan Wilder oğluna döndü. "Kate güzel bir seçime benziyor." Bardağımı masaya bırakıp başımla kibar bir teşekkür sundum. Gerçekten onurlanmış hissediyordum.
Kahvaltı sonrasında bahçede spor eşyalarını toplarken müzik açmış olan Jason'un yanına gidip ona yardım etmeye başladım. Jason mırıldanarak şarkı söylerken bakışlarımı ona yönelttim. Usul usul dans edip yanıma geldi. Gülerek tek eli ile belimden, diğeri ile de elimden tutarak beni de kendiyle birlikte dans ettirmesine izin verdim. Saçma sapan bir şekilde dans ederken "Bu kadar mutlu olman beni korkutuyor." dedim. Muhteşem gülümsemesi ile yüzümü inceledi. "Halinden memnun görünüyorsun, Kate." Omzundaki elimi yüzüne koyarken kısa bir an gülümsemesine baktım. "Bulaşıcı bir gülüşün var."
Jason söylediğim şey ile beni kendi etrafımda döndürdükten sonra biraz daha dans ettik. Şarkı bitince JW kapıya kadar bana eşlik etti. "Hoşçakalın Bayan Wilder. Tanıştığımıza sevindim." Bayan Wilder gülümserken "Akşam ringte olup Jay'i izlemeye geleceğim. Seni orada tekrar görmek hoşuma gider." dedi. Başımla usulca selamlayıp Dorothy'e öpücük attıktan sonra Jason ile kapıya çıktık.
Jason taksici ile konuşup kapımı açarken kısa bir an ona baktım. Ardından parmaklarım hala sargılı olması gereken kolunda gezerken derin bir nefes aldım. Jason elini çeneme koyup bakışlarımı yüzüne çevirdi. "İyi olacak Katy-Kate." diye mırıldandı. Gülümsedim. "Sana güveniyorum, Jay." Gülerek taksiye binişimi izledi.
Jason aklımı ciddi anlamda karıştırıyordu. Aramızda bir şeyler olduğu bariz belliydi. Bunun herkes farkındaydı. Fakat benim hala bu durumdan kaçmam gerekiyor gibi hissediyordum. Saatime bakarak daha zaman olduğunu görünce taksiden Prada'nın mekanında indim. İçeri girip mekanın kalabalık olmadığını görünce inanılmaz mutlu olmuştum. Derin bir nefes alarak bar taburesine oturdum. Prada beni gördüğü gibi konuştuğu kişileri bırakıp yanıma geldi. Bir bira açıp önüme bırakırken "Dökül bakalım güzelim." deyince güldüm. "Seni seviyorum." Beni başıyla onayladı. "Onu biliyorum bebeğim ama Jason'dan başla. Bu saatte onun tişörtü ile burada ne yapıyorsun?" Biramdan bir yudum alarak başımı elime yasladım. "Jason bu gün beni duygusal öptü." Prada'nın ağzı açılırken tezgahın altından bir tabure çekerek oturdu. "Göz kapamalı, saç okşamalı ve cinselliksiz mi?" Başımla onaylarken biradan büyük, epey büyük bir kaç yudum daha aldım. "Kate, bu adama nasıl dayanıyorsun?" Histerik bir şekilde güldüm. "Dayanabiliyor gibi mi duruyorum?" Tıpkı benim gibi güldü. Ardından içeri giren grup ile elini elimin üstüne koydu. "Tanrı şahidim ki Jason gibi adamın duygusal öptüğünü ve bir kadın ile bu kadar ilgilendiğini hiç görmedim. Denemekten korkma." İç çekerek daha da karışmış olan aklım ile biramı bitirdim ve evde güzelce hazırlanarak mekana geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAPTAİN
ChickLit"Kalbim bir gemi olsaydı Jason , sen şüphesiz o geminin kaptanı olurdun." #12.07.18#