Media: Reza Zarrab.
2. Bölüm: "Düşüneceğim"
Bölüm Şarkısı: "Vega:
Bu Sabahların Bi Anlamı Olmalı"••• Holding'e gelmeden hemen önce •••
"Oğlum, günaydın!" Kol saatimi taktıktan sonra anneme baktım."Günaydın Şüheda Sultan!"
"Bize günaydın demek yok mu Reza bey?" Babamın sesiyle babama döndüm.
"Sana da günaydın Şemsi Zarrab!"
"Otur hadi eşşek sıpası! Kahvaltıya başlayalım!" Her zaman ki yerime oturup tabağıma Hale'nin hazırladıklarından doldurdum.
"Oğlum..." Ağzıma salatalığı atıp anneme baktım.
"Efendim anne?"
"...Oğlum, bizim dernekten Semiha var. Kızı, hemşireymiş. Adı La..." Hızla lafını kestim.
"Anne sana ne dedim? Ben istediğim kişiyle evlenirim dedim, değil mi?!"
"Ama oğlum, otuz iki yaşına geldin. Bende artık diğer arkadaşlarım gibi torunumu sevmek istiyorum, parka götürmek istiyorum!"
"Anladım bugünde şirkette yapacağım kahvaltıyı!"
"Oğlum tamam otur, ama ben senin iyiliğin için diyorum"
"Anne benim iyiliğimi düşünme sen!" Evden çıktığım gibi hazır olan arabama binip gaza yüklendim.
Evlenecek kız olsa ya param için ya da şöhret olmak için istiyorlar. Şirkete gelince güvenliğe anahtarı teslim edip içeri girdim. Asansörün düğmesine basıp gelmesini bekledim. Gelince içine girip çıkacağım katın düğmesine bastım. Kapılar kapanmadan önce buraya doğru koşan, kızıl mı turuncu mu belli olmayan saçlı kız bağırıyordu.
"Hey hey! Durdur!" Hızla geri açılma tuşuna bastım. Normalde asla yapmam bu sefer yaptım nedense. "Piç kurusu!" Duyduğum küfürle kaşlarım çatılırken kapılar açıldı sonuna kadar. Kız şimdi şaşkınca bakıyordu.
"Binecek misin?" Hızla içeri girdi ve on üçe bastı.
"Şey... Teşekkürler!" Bir kaç dakika sessizlikten sonra konuştum.
"Sen az önce bana piç kurusu mu dedin? Yoksa ben yanlış mı anladım?" Bana dönünce yüzünde ki yapmacık olan gülüşe baktım.
"Siz yanlış anlamışsınız!" Asansör durunca kızıl kafa hızla çıktı asansörden. Nil'e ilerleyince bende yavaşça ilerlemeye başladım. Nil ile bir şey konuştuktan sonra Nil'in bakışları bana kaydı.
"Ah ne şanslısın Reza beyde gelmiş zaten, Reza bey hoş geldiniz!" Kafamla selam verip odama girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Süveyda
ChickLit"Ne yani bana tam tamına elli bin Türk parası ve elli bin dolar mı vereceksin?" Şaşkındım. "Evet dedim!" Kollarımı göğsümde bağladım. "Karşılığında ne istiyorsun peki?" İlla bir şey istyecekti. "Çocuğumu doğuracaksın!" Dedi. Şaşkınca gözlerim büyüd...